hesabın var mı? giriş yap

  • yukarıda birinin daha yazdığı gibi orada mahsur kalıp da öldüyse en korkunç korku filminden daha ürkütücü bir ölüm olmuş demektir. düşünüyorum da ben asansörde kalıp sesimi kimseye duyuramasam, günlerce bi umutla beklesem ama kimse duymasa.. yok yok düşünmeyeyim en iyisi. sanırım birinin öldürüp cesedi oraya koyması iyi ihtimal oluyor bu durumda.

  • "bentley içinde simit" ve "ferrari içinde nargile" fotoğrafları ile türk zengini'ni özetleyen fotoğraflardır.

  • 1972-2002 arasinda asagidaki kulüplerin kazandigi avrupanin (bir zamanlar) 3 numarali kupasidir. efes pilsen'in 1996 yilinda kazandigi tofas sas'in ise sacma sapan bir ikinci mac sonunda finalde kendi evinde aris'e kaybettigi kupa.

    1972: kk cibona zagreb
    1973: pallacanestro cantu
    1974: pallacanestro cantu
    1975: pallacanestro cantu
    1976: kk split
    1977: kk split
    1978: partizan
    1979: partizan
    1980: sebastiani rieti
    1981: joventut badalona
    1982: csp limoges
    1983: csp limoges
    1984: eb pau-orthez
    1985: olimpia milano
    1986: virtus roma
    1987: fc barcelona
    1988: real madrid
    1989: partizan
    1990: joventut badalona
    1991: pallacanestro cantu
    1992: virtus roma
    1993: olimpia milano
    1994: paok thessaloniki
    1995: alba berlin
    1996: efes pilsen
    1997: aris thessaloniki
    1998: scaligera verona
    1999: fc barcelona
    2000: csp limoges
    2001: cb malaga
    2002: sluc nancy

  • cevabı "içeride değildir ki lan" olan sorudur.

    tam tersine bütün odaların düğmeleri içeride iken tuvaletlerinki dışarıdadır. ha siz oturma odasına sıçıyorsanız onu bilmem.

  • yıl 2005. ev arkadaşımla gündüzleri uyuyup geceleri uyanık kalmak gibi bir alışkanlık geliştirmişiz, marketin bakkalın açık olduğu bir saatte uyanık olmadığımız için sadece geceleri alışveriş yapabiliyoruz, o alışveriş de geceleri açık olan tek yerden, ekmek fırınından 12li yumurta ve birkaç sandviç ekmeği almaktan ibaret. kaynamış yumurtaları sandviç ekmeğinin arasında ezerek yiyoruz. öyle bir ortam.

    temmuz ayındayız, saat gece mi sabah mı belli olmayan saatlerden biri. yine fırına gidiyoruz. polis otosu devriye geziyor.

    - gençler!
    - (üstümüze alınmıyoruz)
    - gençlik! alow!?
    - (hiiç üstümüze alınmıyoruz, kafalar önde yürüyoruz)
    - hşşt! gençliikh?!
    - (bize diyo olabilir lan diyip dönüyoruz)
    - nere böle?
    - (şaşkın) ekmek. fırın. yumurta. hımph.
    - kimlikh var mı?
    -* kimlik? cüzdan. ev.
    - yok mu kimlikh?
    - ekmek. yumurta. ev.
    - siz okhuyonuz mu?
    - evet
    - ne okhuyonuz?
    - * uluslarsı ilşkiler
    - (bana dönüp) sen?
    - ben de
    - benim de yeğen okhuyo kütaaya'da
    - ...
    - gelin sizi bırakhıyım fırına
    - ...
    - gelin binin eve de bırakhıyım soona

    bindik. önce fırına gittik. her gece üçte gelip yumurta alan iki tip yeterince saçmayken işin içine bi de ekip otosu girince fırıncı o geceden sonra bizi pek iyi karşılamamaya başladı, bi süre sonra da dükkanda yumurta satmayı bıraktı. bu sefer de her gün patates yemeye başladık. neyse. sonra eve gittik yine polis otosuyla. üst komşu nerden gördüyse görmüş gecenin bir yarısı polis aracından indiğimizi, ertesi akşam geldi ne ayaksınız diye. garip bir dönemdi.

  • başlığı altında %9 alkol oranlı xtra shot'tan 4 tane içip %36'lık alkol aldığını sanan, yüzde kelimesinin anlamını bilmeyen gerizekalıları ortaya çıkarmış olan biradır.

  • birisi ikinci el araç diğeri 0 kilometre araç . böyle bir örnek vermek yakışmamış.