hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: 31 çekerken fantezi söyleyin lan

    entry: ayni kadinin yasini yukselt ve dusur. mesela 10 yas ekle, bi daha hayal et. 5 yas cikar, tekrar hayal et. boyle boyle aritmetik islemlerle farkli kadinlar hayal etmek yerine ayni kadini tekrar kullanabilirsin panpa.

    buna cevreci 31 i diyoruz

    (bombacı fıkrı ?, 14.06.2011 11:31)

  • zara markasının türkiye de ürettiği bir pantolonu aynı tarihte bir çok avrupa ülkesinde sattığından daha pahalıya satarak ülkemiz vatandaşlarını kazıklamasıdır. onca lojistik maliyete rağmen sadece bu ürünü değil bakabildiğim tüm ürünlerin fiyatları, diğer avrupa ülkelerinden hemen hemen %70 e kadar daha pahalı olabilmekte . pantolon aynı pantolon, kumaş ve dikiş bire bir aynı, üretim yeri türkiye yorumu size bırakıyor, bu fiyatlardan alışveriş yapan herkesi sevgiyle kucaklıyorum.

    türkiye 229.95 tl

    united kingdom 16 gbp (güncel kurla 159 tl)

    bulgaria 30 leva ( güncel kurla 137 tl)

    not:bu durumun vergiden kaynaklandığını düşünenler için kutukcu çok güzel açıklamış.

    not 2: fiyatlar aynı tarihte ve bütün ülkelerde birinci indirim döneminde alınmıştır.

    not 3:ülkemizdeki kira ve çalışanlara ödenen ücretler gibi giderlerin diğer avrupa kıtası ülkelerinden çok daha düşük olduğunu ve aslında firmanın ürünü diğer ülkelerden çok çok daha ucuz fiyatlara satabilmesi durumunda aynı karı elde edebileceğini de unutmamak gerek.

  • insan hanzo olduktan sonra plajda zemzem içse bile aynı kapıya çıkacak olay. çoluk çocuk yaşlı olması fark etmez. adabınla , kimseyi rahatsız etmeden içebilmek önemli. burada mevzu biradan bağımsız insanları rahatsız etmekse haklı bir serzeniş. ama sorun sadece bira şişesiyse o şişe afedersin de....

  • ulan bana üniversiteye zar zor girdiğim sene bir mp3 player aldılar diye 2 saate yakın krize girip ağlamıştım.
    bu gerçekleşse komaya falan girerdim heralde..

    iyi ki almamışlar..

  • fanatizmden uzak çerçevede değerlendirilmesi gereken sorun. zaten sadece fenerbahçe değil ülkemizin çoğu basketbol takımı neredeyse türk oynatmıyor. fenerbahçeli arkadaşların bu kadar saldırmasına gerek yok. hatta takımın başardığı şey genç dimağları basketbola kazandıracak, oyunu sevdirecek hatta belki yeni jenerasyonların çıkmasına yol açacak kadar büyük. şimdi sadece fenerbahçe değil tek tek bütün tepeye oynayan takımlarımıza bakalım. biraz uzun olabilir ama akıcı olacağıma söz veriyorum sayın okurlar.

    fenerbahçe : en önde gelen türk oyuncusu euroleague'de çok fazla zaman bulamayan, final four'da dakika bile almamış olan melih mahmutoğlu. ardından
    barış hersek, berk uğurlu ve egehan arna gelmekte. bu 3 oyuncu fiilen bitmiş maçların son dakikaları ve kolay lig maçları dışında pek süre almıyorlar.

    anadolu efes : cedi osman rotasyonun ana parçalarından. bir go-to-guy olmasa da euroleague'de çoğu maça ilk 5 başlayıp 20-25 dk süre alıyor. ek olarak doğuş balbay da pek fazla olmasa da euroleague'de sezon sonuna doğru çift haneli dakikalar gördü.

    galatasaray odeabank : sinan güler takımın en önemli oyuncusu. onun dışında da maç başı 8-12 dk süre alan göksenin köksal rotasyonda yer buluyor. genç oyuncu ege arar euroleague'de takımın işi fiilen bittikten sonra süre buldu ancak düzenli forma giyen bir oyuncu değil. emir preldzic de sezon ortası sakatlık geçirdi ve pek düzenli forma giyemedi.

    darüşşafaka doğuş : neredeyse bütün veteranların toplandığı takım. oğuz savaş'tan tut ender arslan'a kadar uzanan bir türk listesi var. ancak düzenli süre alan oyuncu sayısı sadece iki. ikisi de maç başı 10-20 dk arası tamamlayıcı rolde süre alıyorlar. biri birkan batuk diğeri de furkan aldemir. genç oyuncu okben ulubay ligde ve avrupa'da pek süre alamadı.

    banvit : iki ümit veren genç oyuncumuz furkan korkmaz ve tolga geçim dışında rotasyonda türk yok. bu oyuncular da ikinci 5'ten gelip 15-20 dk arası buluyorlar. özellikle furkan'dan büyük bir patlama bekleniyor.

    beşiktaş sompo japan : yine yabancı ağırlıklı bir takım. en çok süre alan türk oyuncular yaklaşık 10-15 dk ile erkan veyseloğlu ve sertaç şanlı. bunun dışında bazı maçlarda birkaç dakikalığına veteran muratcan güler ve bir türlü üst seviyeye çıkamayan kenan sipahi kullanılıyor.

    pınar karşıyaka : maç başı 20 dk'ları gören tek isim muhammed baygül. bazen benchten soner şentürk de katkı vermekte.

    şimdi gördüğümüz üzere durum bu. bu kadar uzun uzun yazdım çünkü bu yazının sığ bir şekilde fenerbahçe düşmanlığı olarak algılanmasını istemiyorum. benim takımımda da (beşiktaş) doğru düzgün türk oynamıyor. hatta buraya yazmadığım ted ankara, istanbul belediye, uşak sportif gibi daha ligin alt seviyesinde bulunan takımlar bile ana rotasyonlarını kimsenin tanımadığı amerikalılarla doldurmuş durumdalar. bu yukarıda yazılan türk oyuncuların da sinan ve cedi dışında neredeyse hepsi üst seviye için yetersiz adamlar. yani sen göksenin ile birkan ile avrupa şampiyonasında iyi bir derece zaten yapamazsın. işte bir para verip aldığımız bobby dixon var. o belki 1-2 maç alırsa alır.

    hadi ligimizde oynamıyor bari dönüp bakalım dışarıya ihraç ettiğimiz kaç oyuncu var. nba'de ömer aşık,ersan ilyasova ve enes kanter oynuyor. 1.isim hastalık kaptı 20 kilo verdi şu an hayalet gibi, 3.sü istanbul'a gelse taşlanarak linç edilir, 2.si de allahtan var yoksa dört numarada oynatacak adamın yok. avrupa'ya ihracımız var mı ? bir tane var. alba berlin'e giden engin atsür. takımın neredeyse her maçında 15-20 dk arası süre almış. onun dışında yok.

    pekii şimdi diğer ülkelerin takımlarına gelelim. mesela dünkü rakip olympiakos. spanoulis, printezis, papanikolau, papapetrou, agravanis, mantzaris yunan oyuncular ve bunların agravanis-papapetrou dışındaki diğer dört isim takımın en önemli adamları... cska'ya bakalım.. khyrapa, kurbanov, kulagin, antonov, fridzon, vorontsevich var. panathinaikos'a bakıyoruz calathes, bourosis, fotsis, pappas ana rotasyon oyuncuları. hatta koçları xavi pascual bir maç ilk 5'te yunan oynatmadı diye kendi taraftarı tarafından ıslıklandı. real ve barça bu sene geçen senelere nazaran daha az ispanyol barındırdılar. ama şöyle bir nba'e bakacak olursak gasol kardeşler, ricky rubio, sergio rodriguez, nikola mirotic, hernangomez, abrines gibi bir sürü adam var. ayrıca real madrid yine de normal sezon mvp'si sergio llull, rudy fernandez ve felipe reyes barındırmakta. barcelona ise lokalde artık yaşlanmış navarro, claver ve bu sezonun çoğunu sakat geçiren pau ribas'tan ibaret.

    daha sırp takımları var. kızılyıldız mesela... lazic, mitrovic, kuzmic, jovic, bjelica, dangubic, simonovic, guduric... hadi bunları geçtim ihraçlarına bakalım.. nikola kalinic ve bogdan bogdanovic... dün maçı kazandıran iki adam. biri kızılyıldız diğeri partizan'dan çıkmış. bunların dışında beşiktaş'ı normal sezonda ikinci yapan adam vladimir stimac . nba'ye bakıyosun nemanja bjelica ve nikola jokic duruyor karşında. hatta cska'ya baktığında milos teodosic var. var oğlu var adamlarda.

    peki bu durumun sebebi sadece kötü niyetli koçlar mı ? hayır efendim kesinlikle değil. sen koça hem bütçe içinde kal, hem takımı başarıya ulaştır diyorsun. bu hedeflere bir de yerli oyuncu oynatmasını eklersen diğer iki hedefle çelişki oluşturuyorsun. peki yerlilerimiz niye bu hedefleri zora sokacak derecede kötü ? işte burasını profesyonel basketbol camiasının içinde olmadığımdan tam bilemiyorum. oyuncu disiplinsizliği, maaş beğenmemeler, kendini geliştirmeye çalışmamalar vesaire hepsi mümkün ama hiçbiri hakkında bilgim olmadığından kesin konuşamam.
    diyebileceğim şey şu ki en azından alt yaş kategorilerinde bu kadar parlayan gençlerimizin a seviye maçlara da bir şekilde entegre edilebilmesi lazım. artık federasyon bir kota mı koyar, gençlere zamanında 78 jenerasyonuna yapıldığı gibi özel ilgi mi uygulanır orası yönetimin takdiri. ama hazır fenerbahçe böyle büyük bir başarı yakalamışken basketbolun insanımıza ve gençlerimize sevdirilip gelecek nesillere aktarılacak bir yapı içerisinde bulunmasının tam sırası, özellikle de basketbolda ülke olarak yüksek profilli ve rekabetçi bir yapı benimseyeceksek.