hesabın var mı? giriş yap

  • üst bilgi: meraklı bir kişiliğe sahip olduğumdan kaynaklı, gün içerisinde okumalar yaparken böyle bir gerçekle karşılaştım meraklanıp şöyle bir araştırdım. umarım beğenirsiniz.

    2. dünya savaşı dünya tarihi içinde en çetrefilli ve belkide gerçek manada tam bir dünya savaşıdır. böyle söylememin nedeni bir çok insanın dolaylı ve direkt olmak suretiyle savaşın acı yüzünü görmüş olmalarıdır.

    türkiye'de bu savaşa katılmamış olmasına rağmen bu savaşın gerçekleriyle yüzleşmiş kayıplar vermiştir.

    -ilk olay refah şilebi faciası
    savaş patlak verince naziler hızlı bir şekilde türkiye sınırına doğru ilerlemişlerdir. o zamanın hükumet başkanı olan ismet inönü bu durumdan ciddi bir şekilde rahatsızlık duymaktadır. almanya ankara büyükelçisi franz von popen, türkiye’de oluşan tedirginliği gidermek ve türkiye’yi ingiltere’ye karşı kazanmak için hitler’in mektubunu ismet inönü’ye 04 mart 1941’de takdim etmiştir. hitler, mektubunda '' alman ordularının türkiye sınırlarına yaklaşmayacağının garantisini verilmiş ve ege ve trakya’dan türkiye lehine toprak verilmesinden de söz edilmiştir.'' ismet inenü bu duruma sıcak bakmıştır fakat tedirginliğinin dinmediğini belirtmiştir. bunun üzerine hitler türkiye’ye 10 yıllık saldırmazlık anlaşması önermiştir

    tabi almanya ve türkiye arasındaki bu irtibat ve anlaşma müttefikleri oldukça rahatsız etmiştir. japonlarında alman tarafına geçmesinin de etkisiyle amerika türkiye üzerindeki kısıtlamaları kaldırmıştır. bunun üzerine türkiye almanlardan 28 adet fw-58 savaş uçağı satın almıştır. bu alış veriş almanya ile türkiye ilişkilerini iyice pekiştirmiş. hitler bunun üzerine türkiye üzerinde bir emelleri olmadığını hatta bu sebeple alman birliklerinin türk sınırına yaklaşmaması emrini verdiğini belirtmiştir.

    bu durumdan iyice kıllanan ve rahatsız olan ingiltere hemen karşı atağa çıkarak, tersanelerinde yapılan 4 türk gemisinin hazır olduğunu ve türkiye’nin teslim alabileceğini bildirmiştir, birde üstüne dört denizaltının ve iki filo uçağınında verileceğinin sürprizini yapmıştır. oysa ki bu gemileri, ingiltere kısa süre önceye kadar bu gemileri savaşı bahane ederek vermeme yönünde ısrarını sürdürmüştür.

    bu gelişmeler üzerine söz konusu deniz ve hava araçlarını teslim almak üzere gönderilecek deniz ve hava kuvvetlerine mensup askerlerden oluşan 201( yüzbaşı rütbesindeki ingiliz irtibat subayı, kaptan dâhil 29 gemi personeli, 21 hava personeli ve 150 deniz kuvvetleri personeli) kişilik bir mürettebat oluşturulur ve 23 haziran 1941 saat 17.30’da gemi mersin limanından yol almaya başlar.yol planına göre gemi 25 haziran 1941 tarihinde de mısır’da olacak buradan da ingiltere'ye geçeceklerdi fakat son anda yüzbaşı rütbesinde bir ingiliz subayı gemi rotasını değiştirtiyor(bu rota değişikliği bilerek mi yapılyor bu kısım biraz tartışmalı) ve bir anda akdenizdeki tehlikeli sulara sürükleniyorlar. gece 22:30 sıralarında beklenmedik korkunç bir patlama ile önce gemi sarsılmış takiben geminin bordasından yediği darbe ile su almaya başlamıştır. refah gemisini milliyeti belirsiz bir denizaltı tarafından vurulmuştur.

    kazada(bence politik bir saldırı)kazada pilotaj kursuna giden 16 hava subayı, 15 deniz subayı, 48 deniz astsubayı, 63 deniz eri ve 25 gemi mürettebatı olmak üzere toplam 167 kişi hayatını kaybetmiştir.
    123kaynak

    -ikinci olay anlaşma gereği pilotaj eğitimi için ingiltereye gönderilen personellerin ölümü.

    refah şilebinde gitmesi planlanan 16 hava subayı kaza sonucu ingiltereye ulaşamayınca, türkiye 1941 yılı içerisinde 20-30 kişilik yeni mezun subayı seçerek pilotaj eğitimi için ingiltereye gönderdi. amaç türk ordusu içinde iyi yetişmiş pilot sayısını artırmaktı.fakat şansızlıklar mı yoksa kullanılan uçakların bir problemidir bilinmez gönderdiğimiz subayların bir çoğu hayatını kaybetmiştir. 1

    17 ağustos 1942 tarihinde, 22 yaşındaki teğmen reşit nalbant, airspeed oxford tipi uçak ile cronwell’de piste iniş yapmaya çalışırken düşmüş ve ingiltere'de hayatını kaybeden ilk türk pilot olmuştur.

    19 eylül 1942’de, uçuş eğitimi sırasında teğmen nizmettin şengün, miles master tipi uçağı ile dalış çıkış manevrası yaparken , dalıştan çıkmayıp barkston heath iniş sahasına düşmüş ve hayatını kaybetmiştir.

    18 temmuz 1943’de teğmen saim parlak grantham yakınlarındaki belvoir castle’ın kuzeyinde alçaktan uçarken, uçağı (miles master ııı) enerji nakil hatlarına takıldı ve woolsthorpe yerleşim yeri civarına düştü.

    23 ağustos 1942’de, teğmen esat şaşmaz, hava alanının üç mil kuzeybatısındaki ashby de la launde’da, miles master tipi uçağı ile eğitim uçuşu yaparken sebebi bilinmeyen bir nedenden yere çakılmış ve daha henüz yirmi yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

    4 eylül 1942’de teğmen hakkı akarçay, öğretmen pilot ingiliz subayı yüzbaşı l.f. chapman’la birlikte, master w9017 numaralı uçakla havalanmış, ancak kalkıştan kısa bir süre sonra bir düşman taarruz uçağı tarafından saldırıya uğramıştır. saldırı sonucu düşürülen uçakta, her iki pilot da hayatını kaybeder.

    10 kasım 1942 günü teğmen hüdai toros, eğitim uçuşu için cronwell’den spitfire w3456 uçağıyla havalanır ve uçuş sırasında göz kararması sebebiyle hava alanı sınırına yakın bir mesafede bulunan heath farm’da yere çakılarak hayatını kaybetmiştir.

    21 eylül 1943 tarihinde teğmen ömer sümercan, uçtuğu oxford tipi uçağın motorları durup yere çakılması sonucu hayatını kaybetmiştir.

    10 ağustos 1944’te welby’de düşen miles master tipindeki uçak, teğmen mustafa görez’in hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.

    24 eylül 1944 tarihinde teğmen fethi nejat ang, yine bir miles master uçağıyla gece uçuşunu tamamlayıp iniş yapamaya çalışırken ve caythorpe yakınlarında düşer ve hayatını kaybetmiştir.

    25 ekim 1944 tarihinde teğmen emin dönmez eğitim uçuşu sırasında kullandığı spitfire uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir.

    hv.tğm. ibrahim oray 25 mart 1943 tren kazasında hayatını kaybetmiştir.

    hv.tğm. abdullah ay 4 nisan 1945 trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.

    ölen bu subaylarımızın mezarları hala londra brookwood türk şehitliğinde bulunmaktadır1

  • hayat bir yolculuk. yanımıza insanlar katarak yürüyoruz.

    yanyana yürürken aynı istikamette gitmeyi iki kişinin de istemesi gerekir. kimseyi zorla istediğiniz yolda yürütemezsiniz. bunu yapmaya çalışmak sizi de karşınızdakini de yorar. yolunuzda ilerlemeyi zorlaştırır.

    o yüzden bir kadını ya da erkeği elinizde tutmaya çalışmak yerine elini tutun, konuşa konuşa, güle ağlaya yürüyün o yolda. biriniz tökezleyince, diğeriniz düşmesini engellesin. biri yorulunca, diğeri koluna girsin.

    o zaman yolculuk keyifli olur. bunu sizinle birlikte yapmaya niyetli birisini bulunca elini sıkı sıkı tutun, ona kendinizi anlatın, onu dinleyin, düşüncelerine saygı duyun, sevin yeter ki. o zaman yolun taşlarını birlikte döşersiniz, istikamete birlikte karar verirsiniz ve ancak o zaman elinizde tutmaya çalışmaz, birbiriniz için, her şeye ve herkese rağmen, orada olacağınızı bilirsiniz.

  • sabah nihat sırdar'dan duydum, şaka sandım, araştırdım gerçekmiş; ulaştırma bakanlığı 3 büyük şehirde metro yapımlarına aktaracağı kaynağı açıklamış:

    istanbul'a aktarılacak kaynak: 3,2 milyar tl
    ankara'ya aktarılacak kaynak: 1,1 milyar tl
    izmir'e aktarılacak kaynak: 30 bin tl

    geçtim milyarı, milyon bile değil. 30 bin tl. şaka gibi.
    sonra izmir köy, izmir gelişmiyor.
    sen hükümet olarak türkiye'nin en çok vergi veren 3 şehrinden biri olan izmir'den vergileri toplarken ondan topladığın vergileri izmir'e değil de başka şehirlerin kalkınmasına harcarsan, izmir'i cezalandırır, ve yatırım, yardım yerine köstek olursan izmir tabii ki ilerlemez. tüm izmirlilerin bu cezalandırmayı, bu kinci tutumu görmesi ve tepkisini koyması lazım.

    kaynak:

    (bkz: https://tr.sputniknews.com/…ul-milyar-izmir-bin-tl/)

    ayrıca:

    (bkz: izmir/#35655582)

  • "seni böyle görmekten utanıyorum."

    üniversite ikinci sınıfta iken kız arkadaşımın bana çok fazla giysim olmadığı için söylediği sözdür. ne kadar geri zekalıymışım ki kendisiyle ilişkimi 3 yıl daha sürdürmüşüm.

  • oyun: warcraft 3 (footmen mod'u)

    durum: oldukça deneyimli ve iyi bir oyuncu olan ev arkadaşıyla multiplayer oyunu atılmaktadır. daha önceki oyunlardan ev arkadaşını konvensiyonel yollarla yenmenin imkansız olduğuna, oynanan oyun 5 dakika da 5 saat de sürse eninde sonunda ele alınacağına kanaat getirilmiştir.

    strateji: ev arkadaşı oldukça iyi bir oyuncu olsa da zayıf bir tarafı vardır: ekran kartı dandik, bilgisayarı ise eskidir. bel altına çalışılması gerektiğine kanaat getirilir:
    oyunun başından itibaren tüm para cancanlı savunma kuleleri yapmaya harcanır. normalde rakibinizin eninde sonunda sizi ezip geçmesiyle sonuçlanacak saçma bir taktik olsa da durulmaz, üse yakın toprakların hepsi kule yapımına harcanır.

    sonuç: ev arkadaşının ekran kartı o kadar kuleyi aynı ekranda görmeyi kaldıramaz ve planlandığı üzere çöker. hükmen galip olunmuştur.

  • benim gözümdeki istanbul'dan çok daha iyiymiş. hatta olabildiğince yerden yukarıyı çekmeye çalışmışlar. sultanahmet'in orada kamera aşağı inecek diye gerildim. neyse ki hafif atlatmışız.

    debedit: aynı gün, yeni yazdığım kitabın (psikolojik-öykü) basıldığı haberini aldım yayınevinden. buradan sizlerle de paylaşmak isterim dostlar. 20 yıllık bir sözlükçü olarak sözlüğün ücretli reklam fasilitesine saygısızlık olmaması için link vermiyorum, fakat öykümün ismi: "bir ağustos tereddüdü". 2 hafta içinde bildiğiniz tüm online kitapçlarda olacak. hevesimi paylaşan tüm dostlara ve birlikte büyüyüp neredeyse yaşlandığım ekşi sözlük'e teşekkürler. son olarak; suç dortmund'da değil, başka ülke olmanın doğası bu. suçun kimde olduğunu herkes biliyor ve onların yok etmek istedikleri ne varsa yaşatmak için ömrüm boyunca aklımla, sanatımla, varlığımla çalışacağım, çalışacağız.