hesabın var mı? giriş yap

  • tabii ki de migros ya da carrefour'dur. bim'e, a101'e kaçanlar sigara ve alkolsüzlükten zaten ölmüş demektir. evet.

  • - alo iyi günler nikol hanım mi acaba?
    - evet buyrun benim...
    - ben telekomdan arıyorum da, acaba hattınızda bir sorun var mı diye deneme yapıyorduk, ahizeye üfler misiniz acaba?
    - tabii. pıfffffffffft...
    - ben... yani... o kadar güzelsiniz ki... yapamıycam...
    - !?

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • deplasman tribununde 8 kisi var. farkli yerlere oturmuslar. lan insan bari sohbet eder sen kiev'in neresinden diye

    debe editi: senin anıtkabirin olmayacak, her sene öldüğün gün ve saatte saygı duruşu olmayacak sen sadece öleceksin.. daima yaşasın mustafa kemal atatürk ilke ve inkılapları.

  • adından da anlaşılacağı üzere yalnızca hayalperestlikten farklı bir durum. insanın sosyal bağlarını koparıp atabiliyor. dünyayla uyumsuz birine çeviriyor onu. "ben de gün içinde sık sık hayal kurarım. kafamda klip çekiyorum" gibi şeyler bir şekilde sizi buraya yönelttiyse yanlış yere yöneltmiş olabilir.

    bundan muzdarip olanlar her gün birbirinden farklı hayallere kapılmıyorlar. belli bir örüntüsü oluyor hayal dünyalarının. çoğunlukla da birden fazla hayal dünyaları oluyor. kafalarının içinde belli karakterler oluyor, bazen bir karakterin bir hayalde belli bir surette olup diğerinde biraz daha farklı bir rolde peydah olabildiği durumlar oluyor. bazı karakterleri çok seviyorlar. gerçek hayatlarında tanış oldukları insanları sevemedikleri kadar çok seviyorlar. bazı karakterlerden hoşlanmıyorlar. bu noktada tahmin etmek pek güç olmaz herhalde. bu insanlardan güzel yazarlar çıkıyor. aynı şekilde, ağırlaşan vakaların şizofreniye yakınsadığını düşünmek de yersiz olmaz herhalde.

    bitmeyen bir süreç. bilinen bir tedavisi de yok ama ben hastalık olarak bile görmüyorum zaten. bir durum benim için sadece. kontrol altında tutabileceğiniz bir disipline uyarlayınca bir lütuf olduğu bile söylenebilir.

    http://www.theatlantic.com/…laces-real-life/391319/

  • mimari ve sosyoloji/psikoloji üzerine yaptığım uzun okumalar sonucu ulaştığım kanaat. üstelik yalnızca sosyolojik ve psikolojik açıdan değil; deprem gibi afetlere karşı da müstakil bahçeli evler diğerlerine göre daha güvenli.

  • bakın tamamen kimin şampiyon olduğu umrumda olmayan bir beşiktaşlı olarak söylüyorum rezalettir.

    tadic'e verilmeyen kırmızı ve bu penaltı direkt talimattır. burada fb ya da gs kollanıyor demiyorum direkt bu iki takımın mücadelesi ligin sonuna kadar gitsin isteniyor.

    utanmazlık ahlaksızlıktır bu. emek hırsızlığı resmen.

  • gördüğüm en acı kendini avutuş ve yanlış tespit. burada uzun uzun yazarak kendilerini avutmaya çalışanlar için gerçekten üzülüyorum.(eleştiri-hakaret olarak demiyorum, gerçekten saf, %100 bir üzülme hissediyorum)

    arzu zevk filan vermez. rahatsızlık verir. elde edemediğin için rahatsız hissedersin. zevk filan değildir bu. hissettirdiği şey oturduğun rahatsız tahta sandalyenin kıç kemiğine batması gibi. elin ayağın durmaz ya bir an önce kalkıp gitmek istersin, aynı onun gibi işte. ortaokulda casio saatten saniye sayardık ders bitsin diye. arzu etmek budur.

    elde ettiğinde tatmin eder. o zaman inanılmaz rahat bir koltuğa geçmiş, rahatsız sandalyeden kalkıp mis gibi yatağa uzanmış gibi, saniyelerin bitmediği ortaokul dersinden çıkıp eve gitmiş gibi olursun. hayvan gibi dopamin vurur yani. ayak parmak uçlarından saç tellerine kadar.

    eğer elde ediş kısmı birden olmaz da bir sürece dönerse, o zaman işte, sizin dediğiniz gibi zevk filan vermez. çünkü o yola çıktığınız arzuyu yolda bıkıp usanarak kaybettiniz. (bkz: pirus zaferi) gibi. keşke elde etmeseydim, ömrüm çürüdü, kaç yıl geçti, neler çektim vs vs. bu yüzden yıllarca uğraşıp yaşlanınca parayı bulanlar gider ayak çaresizlikten ve üzüntüden kahrolurlar. ya da tepkisizdirler. bir ömür harcandığı için korkudan parayı da harcayamaz. daha da tutucu olur. bir kızın peşinden yıllarca koşup yaka silkmiş erkekler elde ettikleri zaman "bu muymuş" diye düşünüp halk diliyle "vurup" geçerler.

    oysaki istediğin şeyi ilk gün elde edersen sen gör o zaman zevki. sarhoş olursun dopaminden. anında bağımlısı olursun. bu yüzden kumarda ilk girdiğin anda kazandırırlar. anında kapılırsın. sonra zamanla paranı alırlar. büyük bir zararla çıkarsın. o ilk hissi aradığından. şirketler kampanyalarda hep kendilerine yeni gelenlere çok büyük kazançlar verir. sonra silkelemeye başlar.

    elde etmenin zevkinin üzerine başka bir zevk yoktur. arzu etmek ise sürekli kaşınmak gibi, uyuz bir durum. elde edemeyen, kendini avutmak için elde etişe bok atabilir, arzuyu zevk zannedebilir. çünkü zevk görmemiştir.

  • adam 3 tabak makarna yediğini, buna rağmen 4.yü de yiyeceğini yazmış. midesine ne derece güvenebiliriz?