hesabın var mı? giriş yap

  • üç gün önce sabah saatinde motora yetişmeye çalışıyorum. geç kaldığım için büyük panik içerisindeyim. motor kalkmak üzere. koşuyorum. yetiştim yetişicem. görevli acele etmemizi söylüyor. "evet! yetiştim! başardım! yetiştim!" derken... dodidotdodidot!!! akbilim boş... içimden burada yazamayacağım cümlecikler geçiyor. henüz turnikeden geri adım atmamışken biri akbilini basıyor. "geç abla." diyor arkamdan. arkamı dönüp bakıyorum. omzuma bile gelmeyen küçük bir çocuk. o an durumu algılayamıyorum. "geç abla!" diyor tekrar. geçiyorum. çocuğun içine miroğlu kaçmış. yağız bir delikanlı edasıyla cool cool akbilini basıp motora ilerliyor. elimi çantama atıyorum "dur bekle, sana parasını veriyim.". elini talk to the hand edasıyla kaldırıyor ve "gerek yokk." diyor. "teşekkür ederim canım." diyip açık alana geçiyorum.
    aklıma geldikçe hala gülüyorum. centilmenliğiyle saniye bile düşünmeden bana yardım edip, gururundan ağzıma sçarak benden para almayan çocuk... utançla sevinci bana bir arada yaşatan çocuk... yolun açık olsun! üsküdar-beşiktaş hattı seninle gurur duyuyor!

  • edit 2: yasak olan iller ve ilçeler olduğunu okuyorum, eğer ilçenizde yasaksa davulcunun olduğu zaman zabıtaya haber verebilirsiniz. yasaklanması için bulunduğunuz il/ilçe belediyeliklerine, kaymakamlığa birçok kişi tarafından dilekçe verilerek, iletişim maillerine e-posta göndererek bu sorunun üzerine gidilebilir. ayrıca cimere yazılabilir, 153 çağrı merkezi aranabilir.

    edit: arkadaşlarım başlıktaki ve imza kampanyasındaki amaç ses duyurabilmek, farkındalık yaratmak. yorumlarınızla hem fikrinizi söylerken hem de kampanyayı üstte tutabilirsiniz. yorumlarda birçok faydalı bilgiler ve çözüm önerileri bulunuyor. imzalamayı unutmayın. ayrıca sosyal medyada paylaşarak ekşi sözlük dışında da bu sorunu dile getirebiliriz.

    change.org bağlantısı

    bu gürültüye bir son verin!

    bu gelenek adı altında insanları rahatsız eden uygulamaya artık bir son verilmesi gerektiğini savunanlarca oluşturulmuş kampanya.

    21. yüzyılda kimsenin sahura uyanmak için ramazan davulcusuna ihtiyacı olmadığı bir dönemde, gelenek adı altında; hastalar, bebeği olan aileler, yaşlılar, çoluk çocuk demeden araba alarmları eşliğinde tokmağı daha hızlı vuran ve bunun sonucunda para isteyen insanlara ihtiyaç yoktur.

  • " üç gün önce kaybettiğimiz meral okay'ın vasiyeti yakılmaktı... küllerinin denize savrulmasını, böylece toprağa değil suya karışmayı istiyordu.
    üstelik araştırmıştı, hem bir yasal engeli yoktu bunun, hem de iktidarda dini özgürlükler adına mücadele ettiğini söyleyen bir parti vardı....
    ama olmadı...
    meral okay'ın vasiyeti yok sayıldı.
    neden biliyor musunuz?
    bu ülkede aydının ölüsü değil, dirisi yakılır da ondan...
    tıpkı sivasta olduğu gibi..."

    mustafa mutlu
    gazete vatan

  • 3 ayda 15 kilo verdim. sağlıklı kilo verdiğimi düşünüyorum. 3 ay önce bazı şeyler kafama dank etti. insanın nasıl bir varlık olduğunu anladım; daha doğrusu bunu sezinledim. o günden itibaren ne yapmam gerektiğini de pek iyi kavradım. size de bunları anlatayım ki belki ortak bir noktada buluşuruz.

    çok fazla abur cubur yiyen; bir başıma 2,5 litre kolayı gömen bir insandım. dürüm, lahmacun falan hiç affetmezdim. ama daha sonra farkına vardığım şey şu oldu ki; insan vücudu çevresiyle, ağacından tut; havasına kadar bir uyum içinde. bir sürü parametre var böyle. hayatının temposu da buna dahil.

    sonra dedim ki; ben bu canlı alemle içiçeysem, öyleyse önce kendi bünyemi tanımam gerekiyor. o noktadan sonra doğal olmayan, fabrikasyon her türlü ürüne elveda dedim. buna plastik poşetlere girmiş sözümona organik ürünler de dahil. gittim köy pazarından alışveriş yaptım. egeli teyzelerin zeytinlerini, yağlarını kullandım. ekmeği kestim, şekeri bıraktım. çünkü daha öncesine çok fazla şeker bağımlılığına sahiptim. temiz hava bol gıda diyerek günde en az 1,5 saat yürüyüş yaptım. portakal, mandalinayı mevsiminde aldım. yemek yerken hırslanmayı, aç gözlülüğü bıraktım. stresim de azaldı, vücut direncim de kendine geldi. şimdi çalışırken, bir şey okurken daha iyi odaklandığımı hissediyorum.

    ben size az az ama sık sık yiyin demem. ne bileyim organik satın alın, sabahları kibrit kutusu kadar peyniri 3-5 zeytine katık edin de demem. hatta gidip spora yazılın dahi demem. bu aletlere kendini adamanın çok ileri giden bir atraksiyon olduğunu düşünüyorum. eğer bu tempo devam ettirilemeyecekse olumlu da bulmuyorum. her hafta halı saha maçına gitmek bile daha mantıklı gözüküyor.

    neyse insanın yaşam temposunun frekansına kendini uydurması lazım. tüm fabrikasyon işleri bırakın. kilo verirken de sürekli bunu düşünüp stres yapmayın. sağlıklı ve dinç yaşamak lazım. size ne kadarı uygunsa o kadarını yapın. önemli olan bu dengeyi tutturmak. ne su içerken, ne protein alırken aşırıya kaçmayın. bakın ne güzel sakin sakin kilo vereceksiniz.

  • tesla sadece elektrikli spor araba uretmesiyle degil, is ve satis modeliyle de diger araba sirketlerinden cok daha farkli bir yol izliyor. aradaki farki aciklayayim.

    1.) mesela ford amerika'da urettigi arabayi amerika'da satmak istiyor olsun. kentucky'deki ford fabrikasindan cikan escape model araba portland'daki ford galerisine satiliyor. ford sirketi ford galerilerinden hicbirine sahip degil ve bu galerilerin tamami ucuncu parti sahislar tarafindan isletiliyor. yani ford 10 bin dolara urettigi arabayi galeriye 15 bin dolara satiyor, galeri de arabayi 20 bin dolara musteriye satiyor. boylece 20 bin dolara satilan arabanin kari ford ile galeri arasinda 5'er bin dolar olarak paylasiliyor. iki taraf sadece kari degil zarari da paylasiyor. ekonomik kriz olup arabalar satmayinca ford da galerici de esit oranda zarar ediyor.

    tesla tum satislarini internet uzerinden yapiyor ve sirket tum satis merkezlerinin sahibi durumda. yani tesla bir arabayi 30 bine uretip 40 bine sattiginda 10 bin dolarlik karin tamamini cebine atiyor. tesla karini kimseyle paylasmiyor ama ekonomi kotuye giderken ve araba satislari azaldiginda zararini da paylasmiyor. bu hem inovatif hem de riskli bir secim. ford bugun araba urettiginde galeri sahiplerinin cikarlarini da gozetmek zorunda ve onlara zarar ettirecek bir harekette bulunamaz ama tesla'nin boyle bir sorunu olmadigi icin eli daha ozgur.

    2.) diyelim ki satin aldiginiz ford marka araba bozuldu. arabanin garanti suresi henuz bitmediyse arabayi ford yetkili servisine goturuyorsunuz, oradaki tamirci arabayi tamir ediyor ve faturayi ford sirketine yolluyor cunku ford yetkili servisler de ayni galeriler gibi ford sirketinden bagimsiz hareket ediyor. bu durumda atiyorum bir tamir isleminin masrafi 500 dolarsa ve yetkili servis uzerine 200 dolar kar koyarsa ford sirketi bu tamir icin 700 dolar odemis oluyor.

    tesla tum yetkili servislere sahip oldugu icin tamir isini de kendisi hallediyor. hatta bir cok tamir isi internet uzerinden arabaya update yani guncelleme yollama seklinde (over the air) gerceklesiyor.

    peki galericileri ve ucuncu parti yetkili servisleri aradan cikartilarak yapilan satis modeli neden onemli? cunku bugun amerika'da bir gm galerisine gidip sirketin elektrikli arabasi bolt'u satin almak istediginizde galericiler o arabayi size satmamak icin bin dereden su getiriyorlar ve sizi diger arabalari alma konusunda ikna etmeye calisiyorlar cunku bolt'un onlar icin kar marji dusuk ve tamir ve bakim masraflari az oldugu icin yetkili servise pek isiniz dusmuyor yani galerinin elinde size elektrikli araba satmamak icin kendince gecerli bir motivasyonu var. tesla ucuncu partileri aradan cikartip halka direkt internet uzerinden satis yaparak bunun onune gecmeye calisiyor.

    zaten teksas dahil bir cok eyalette galericiler tesla'yi bu yuzden mahkemeye verdiler ve galericilerin aradan cikartilmasi sayesinde milyonlarca amerikalinin isini kaybetme tehlikesiyle karsi karsiya oldugunu iddia ettiler. bu yuzden bazi eyaletlerde tesla'nin direkt satis yapmasi halen yasakli durumda. diger araba firmalari her yil belli sayida, belli modellerde ve belli konfigurasyonda arabalar uretip bunlari galerilere satiyor ve galerilerin bunlara musteri bulmasi bekleniyor. tesla'ysa urettigi tum arabalarin once siparisini aliyor, daha sonra arabayi uretiyor. boylece daha araba fabrikadayken hangi musterinin evine gidecegi bellidir ve onun ozel isteklerine gore konfigure edilmistir. bununla beraber tesla'nin diger sirketlerden farklilastigi bir konu daha var. ford, bmw, toyota gibi sirketler her yil reklama milyarlarca dolar harcarken tesla'nin gazetelerde, televizyonda ve dergilerde hicbir reklamini goremiyoruz. sirket zaten surekli medyanin onunde olan elon musk'u reklam yuzu olarak kullaniyor ve tek kurus harcamadan reklamini yapiyor.

    tesla'nin diger araba firmalarindan farkli yaptigi ucuncu seye gelince aslinda en onemli sey de bu. sonunda basarili olabilir mi olamaz mi bilemem ama tesla kendi enerji ekosistemini kurmaya calisiyor. simdi ford musteriye bir araba satinca musterinin o arabaya nereden nasil benzin koyacagiyla ilgilenmez cunku ford enerji isinde degildir. siz arabanizi alirsiniz, sonra araba firmasiyla iliskiniz biter ve petrol firmalariyla iliskiniz baslar. sizin ne yeyip ne ictiginizle, nereye sictiginizla ford ilgilenmez. araba endustrisiyle petrol endustrisinin birbirini destekledigi soylenir ve genelde birbirlerinin tekerine comak sokmamaya calisirlar.

    tesla'ysa kendi ekosistemini kurmaya calisiyor. oncelikle arabalarindaki pilleri panasonic'le ortaklasa da olsa kendisi uretiyor ve kendisi konfigure ediyor. ayrica tesla araba sahiplerinin arabalarini garajlarinda hizlica sar edebilmesi icin gerekli alet edevatlari ve powerwall gibi araclari satiyor. ayrica abd'nin karayollarinda her 100-150 milde bir denk geldiginiz tesla super-sarj istasyonlari mevcut. model s ve model x sahipleri buradan sinirsiz yararlanirken model 3 sahipleri kilowat basina para oduyor.

    daha da onemlisi tesla ayni zamanda bir gunes enerjisi sirketi ve evlere gunes enerjisi sistemi kuruyor. simdi catinizda tesla gunes enerjisi olsun, buradan gelen elektrik garajinizdaki tesla powerwall'a elektrik aktarsin ve buradan arabaniz bedavaya sarj olsun. uzun yola ciktiginizda da tesla'nin sarj istasyonlarinda arabaniz sarj olsun. aha simdi tesla ekosisteminin icindesiniz. ayni iphone alanlarin apple'in ios ekosistemine girdigi gibi. ucuncu bir sirkete muhtac olmadan arabanin bakimindan tamirine, hatta sarjina kadar tesla ustleniyor ve ekosistemden disari cikilmiyor. ornek vermek gerekirse bugun abd'nin en buyuk araba firmalarindan ford'un piyasa degeri 40 milyar dolarken petrol ve benzin firmasi exxon'un piyasa degeri 500 milyar dolar. iste tesla hem uretici, hem satici, hem enerjici hem de tamirci olmaya calisiyor.

    peki yukarida neden "tesla'nin bu konuda basarili olup olamayacagini bilemem" dedim? cunku boylesine bir ekosistemi sifirdan kurmak inanilmaz derecede pahali ve bir start-up icin imkansiza yakin. tesla su ana kadar 14 milyar dolar harcadi ve onumuzdeki 3-4 sene icinde bir 15 milyar dolar daha harcayacak. harcanan ve harcanacak olan para koc holding'in tum piyasa degerinden daha fazla. sifirdan sirf borsadan topladiginiz paralarla bir koc holding kurdugunuzu dusunun, iste tesla bunu yapmaya calisiyor (yalniz feci bir sekilde anlatim bozuklugu oldu; bir alamanci turkcesi konusmam eksikti).

    birkac sene once model s'in tabani yere cok yakindi ve yoldaki ufak taslara veya diger arabalardan dusmus parcalara carparak kazaya sebep oluyordu. bir anda tesla'nin 100 binden fazla araci geri cagirip yerden yuksekligini arttirmasi gerekmisti. sirket bunu cok kolay bir sekilde halletti. arabalarin hepsine internet uzerinden guncelleme yolladi ve arabalar otomatik olarak yerden yukseldi. sorun da halloldu zira arabalarin icine otomatik olarak yuksekligi ayarlayan bir mekanizma ve software koymuslar ama sadece sirket bunu manipule edebiliyor. ford boyle bir sey yapmaya kalksa ve arabadaki sorunu yazilim uzerinden internet yoluyla duzeltmeye calissa dunyadaki tum ford yetkili servisleri "bizi ekmeginden etti" diye isyan cikartirdi. tesla'nin bu konuda bir endisesi olmadigi icin daha cok risk alabiliyor ve daha inovatif takilabiliyor.

    daha tesla'nin birkac sene icinde piyasaya surmeyi planladigi "surucusuz uber" projesi var ki ona hic girmeyeyim bile.

    simdi gelelim en onemli soruya. dunyada tesla logosunun en cok yakistigi plaka hangisi?

    cevabi asagida:

    https://s1.eksiup.com/6b66d49ee50.jpg (resimdeki benim degil)

    hoop konu yine dondu dolasti nereye geldi...demek ki entry'i bitirme vakti gelmis.

    artik demir almak gunu gelmisse zamandan,
    mechule giden bir gemi kalkar bu oregondan

  • mekan: sakarya üniversitesi eğitim fakültesi b blok 3102 nolu salon
    ders: eğitim tasarımı

    öğretmen: soru 4 yazın öğretim tasarımına koyulan...
    öğrenci: öğretim tasarı...?
    öğretmen: ...mına koyulan

    2. quiz ve 70 kişilik sınıf iptal oldu.

  • günlük yazı dilinde sıkça karşılaşılan bir sorunsaldır. malumunuz, tdk.gov.tr dünyanın en yavaş açılan çevrim içi sözlüğü olduğu için oradaki açıklamaları buraya taşımayı uygun gördüm.

    direk:
    1. ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
    2. sütun
    3. değerli, saygın, önde gelen kimse

    direkt:
    1. aracısız
    2. doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca
    3. doğrudan, doğrudan doğruya

    bu da benden olsun direk

    not: tdk'nın yarın bir gün, direğin anlamını "müsait olan bayanların tırmandığı hede" olarak değiştirmesi ihtimaline karşın gerekli caps'ler alınmıştır.

  • kimsenin hayatında bir seçenek olmayın sevgili yazar arkadaşlarım. bu yüzden onu mu seçti bunu mu seçti, bana şans verecek misin? yok aramızdaki şeye şans vercek misin falan bunlar anlamsız şeyler. birinin hayatında bir seçenek olmaktansa gitmek daha mantıklıdır.

  • baslik: billur kalkavan

    sabah'ın şamdan ekinde çıkardı iki haftada bir. bu karının tangalı fotoğrafı ıslanınca arkadan sibel can'ın yüzü belli olurdu.

    (kubar tegin ?, 05.02.2010 11:35)