hesabın var mı? giriş yap

  • acımadığım çocuklardır. gençlerde zaten sorumluluk sıfır. sınav giriş bilmem nelerinde küpe, saat vb getirmeyin diye belirttikleri halde yıllardır küpe sıkıntısı cekiliyor o kuyruklarda.

    hayır. hayat toz pembe değil. dünya ve kurallar sizin etrafınızda dönmüyor. bu 15 dk meselesini de hadi okumak bir yana duymamış olamazsınız.
    dersanenizde, okulunuzda eminim ki hocalar bu meseleye değinmiştir.

    gençler dedim ama toplumda böyle önemsemeyen, aman canım sendeciler büyüyünce, hiç bir geçerli mazereti olmadan 9 bucuktaki toplantıya 10 bucukta gelebilme rahatlığındalar.

    sonra da bu memleket neden böyle, ben dışarda okuyacam yeaaa der durursunuz.

    senin görevin o sınava girmekse şayet, bir başka görevin de o sınavın kurallarına uymak. küpe takmayın diyorlarsa takmayacaksın, 15 dk kala kimse içeri alınmaz diyorlarsa 15 dk kala oraya varmayacaksın.

    ha kurallar eleştiriye açıktır, o ayrı bir mesele. ama uymak icap ediyor.

  • cumhurbaşkanı başdanışmanı ve ekonomi politikaları üyesi yiğit bulut artan gıda fiyatlarına muhteşem bir çözüm önerisi getirdi. yiğit, vatandaşların tüketimi keserek gıda fiyatlarını düşürebileceğini dile getirdi. tek kelimeyle dahiyane bir çözüm. bizim hiç aklımıza gelmemişti.

    kaynak

  • necati şaşmaz'ın büyük bir hatası var. etrafında da kendisine "hürmet gösteren"lerden başka kimse olmadığı için kendisine söylenmeyen şeyler var. bu diziyi, adı kurtlar vadisi, başrolü necati şaşmaz, günü perşembe, müziği cendere diye herkes tarafından izlenecek zannediyor. bu dizinin ilk 97 bölümü neden izlendi, şimdi yayınlanan saçmalık neden ilgi çekmeyecek, ekşi şeyler'deki kurtlar vadisi konularının yarısının sahibi, başlıktaki en iyi 5 entryden ikisine sahip birisi olarak, biraz da ben anlatayım.

    zafer ergin: 24 sene ankara devlet tiyatrosu, 15 sene istanbul devlet tiyatrosunda oyuncuydu. 60'dan fazla oyunda oynadı. devlet tiyatrosu sanat yönetmenliği yaptı. 1989 yılında istanbul devlet tiyatrosu müdürüydü. kurtlar vadisi projesinin daha sadece ismi varken, oynayacağı belli olan tek isimdi.

    attila olgaç: 11 sene ankara devlet, 25 sene istanbul devlet tiyatrosunda oyunculuk yaptı. 30'dan fazla oyunda oynadı. zafer ergin ile 40 sene önce, 1980'de ankara devlet tiyatrosu'nda kral lear oynuyordu.

    görsel

    baykal saran: tam 48 sene ankara devlet tiyatrosu oyuncusu olarak, onlarca oyunda oynadı. oyunlar yönetti. 1989'da kültür bakanlığının verdiği en iyi oyuncu ödülünü kazandı. adına tiyatro ödülü verilecek kadar seviyede sahne tozu yutmuştu.

    istemi betil: dile kolay, 24 sene tiyatro yaptı. ankara devlet tiyatrosu müdürlüğü yaptı. tiyatro oyunları yönetti. can gürzap ile çetin tekindor ile ayten gökçer ile aynı sahneyi paylaştı.

    tarık ünlüoğlu: 20 seneyi aşkın süre boyunca tiyatro yaptı. trt'de siyah beyaz zamanlarda program yaptı. sadece diksiyonu bile oyunculuğunun kalitesini gösterirken, oyunculuğu muazzamdı.

    sönmez atasoy: 38 sene tiyatro oyunculuğu yaptı, 35 sene tiyatro yönetmenliği yaptı. tarık ünlüoğlu'nun oyununu bile o yönetiyordu. seslendirmede de iyiydi. atatürk seslendirmesi yapmıştı.

    görsel

    adnan biricik: 30 sene tiyatro oyunculuğu yaptı. tiyatro ödülleri kazandı. adam bugün kamu spotu seslendirmeleri dahil, bir sürü seslendirmenin sesi.

    nişan şirinyan: 20 seneyi aşkın tiyatro kariyerinde 20'den fazla oyunda rol aldı.

    kurtlar vadisi'nin şahane deve tuncay'ı, kurtlar vadisi pusu'da hastane müdürü yapılan osman wöber, istanbul devlet tiyatroları müdürüydü.

    görsel

    yazarları ömer lütfi mete'nin tedrisatından geçmişti. konsept danışmanı soner yalçın, 30 sene önce derin devlet yazıyordu. yeşil ile röportaj yapmış, kitabını yazmıştı. zamanında yazdığı yazılar, yaptığı haberler yüzünden aldığı ölüm tehditleri sayısızdı. osman sınav zaten ayrı bir çılgındı.

    haldun boysan, özgü namal, oktay kaynarca, gürkan uygun, yüksel arıcı, nedim doğan dahil olmak üzere birçok ismin oyunculukları okullardan başlıyor. türk dizi tarihinin en psikopat karakteri sefa zengin, dormen tiyatrosunda oyuncu, 3-5 bölümde görülen savcı rolündeki hakkı ergök bile 30'dan fazla oyunun başrolünde oynamış bir ustaydı...

    bu dizinin senaryosu, sadece söylediği aykırı cümleler değil, efsane oyunculukları, çekimleri ile de her yönüyle bir bütündü. cahit'in senaryosu, polat alemdar'ın herkesi vurduğu, hükümet yalakalığının zirvesi bir dizi değildi.

  • --- spoiler ---

    marvel studios ve sony ortaklığının üçüncü solo spider-man filmi no way home bütün görkemiyle en sonunda vizyona girdi. 2019 yılında vizyona giren avengers: endgame filminden sonra beklentilerin en fazla olduğu blockbuster sinema filminin spider-man: no way home olduğunu söylemek mümkün. özellikle son 1 aydır herkes bu filmi konuşuyor. haftalar öncesinden biletler alındı. teoriler havalarda uçuştu. herkes dedektif gibi filmde kimlerin var olup, olamayacağını araştırdı. 18 yıl sonra geri dönen matrix resurrections bile konuşulmaz oldu.

    özellikle bu tip gişe filmlerinde bazen beklentiler, filmin kalitesinin ötesinde kişinin filmi beğenip beğenmemesini etkileyebiliyor. spider-man: no way home duyurulduğu günden itibariyle beklentilerin çok üst düzeyde olduğu bir film. zira genel anlamda insanları çok sevdiği ve çok güzel kapanışlar yapmış diğer spider-man filmlerinden elementler kullanıyor. sam raimi dönemi spider-man karakterleri seyircinin büyük bölümünün sevgisini kazanmış karakterler. her ne kadar raimi dönemi kadar güçlü olmasa da marc webb dönemi spider-man serisini de seven insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. bu dönemlerden karakterler getirmek, hem karakterlerin hakkını vermek hem de o dönemlerin hatırasını bozmamak adına yapım ekibine sorumluluk, seyirciye de çok büyük bir beklenti getiriyor.

    no way home bir önceki film spider-man: far from home'un hemen arkasından başlıyor. hatırlanacağı üzere filmin sonunda spider-man'in kimliği ifşa olmuştu. bu kısımlar ilk iki filmin tonuna daha yakın olan kısımlar. homecoming ve far from home filmlerini seven bir insan olarak keyifle takip ettiğim kısımlar oldu. ki bu sırada matt murdock'ı charlie cox suretinde görüyoruz. böylece daredevil için de yepyeni bir dönem başlıyor. peter'ın kimliğinin ifşa olması onu sosyal hayatta kendisi ve çevresi adına çok büyük bir baskının altına itiyor. yardım istemek için doctor strange'e gidiyor. filmin tonunun ilk kez değiştiği kısım böylece başlamış oluyor.

    büyünün kötüye gitmesi sonucu mcu peter'ın spider-man olduğunu unutacağına peter'ın spider-man olduğunu bilen paralel evrendeki karakterler mcu'ya gelmeye başlıyor. gelen villainlar şu şekilde raimi dönemi green goblin (willem dafoe) doctor octopus (alfred molina) sandman (thomas haden church). webb dönemi lizard (rhys ıfans) electro (jamie foxx). sony'nin kendi evreninden venom (tom hardy) geliyor. ama onun sadece after credits sahnesinde görüyoruz. iyi karakter olarak ise elbette tobey maguire ve andrew garfield spider-man'leri geliyor.

    spider-man filmlerinde şu ana kadar bir villaindan fazla ne zaman görsek o film genelde tek villain'ın olduğu filmlere göre daha zayıf olmuştur. bu film 5 tane villain'a sahip olmasına rağmen villainları şaşırtıcı derecede başarılı işliyor. bunun en büyük sebebi bu karakterleri daha önceden tanıyor olmamız. karakterlerin köken hikayesinin anlatılmasının gerekli olmaması filme kendi temposunu çizmesi açısından çok şey katmış. villainlar içerisinde en farklı olan ve iyileştirilen karakter kesinlikle electro. hem karakterizasyon olarak hem de fiziksek olarak bir önceki halinin çok çok üzerinde. sandman ile lizard diğerlerine göre daha az çıkıyor. ama hikayede yerleri var. doctor octopus öne çıkan karakterlerden biri. tam sevdiğimiz hali devam etmiş. green goblin ise hikayenin ana villain'ı. willem dafoe harika bir oyunculuk sergilemiş. spider-man (2002) filmindeki halinin bile ötesine çıkmış diyebiliriz.

    spider-man: homecoming ve spider-man: far from home'a getirilen eleştirilerin bir kısmı peter parker'ın diğer mcu karakterlerinin gölgesinden çıkamaması ve spider-man olarak kendi ayakları üzerinde duramamasıydı. bu filmde şunu gördük ki aslında ilk üçlemenin ana konusu peter'ın tamamen spider-man'e dönüşmesiymiş. spider-man: no way home'da karakter hem peter parker olarak hem de spider-man olarak tam istenen noktaya geliyor. hikaye bu açından çok güzel bir matematik izliyor. aunt may'in ölümü ile birlikte film bir kez daha ton değiştiriyor. şu ana kadar ki en sert ve ciddi mcu spider-man'i ile karşılaşıyoruz, büyük güç büyük sorumluluk getirir lafını duyuyor, aldığı kararların yıkıcı etkilerini görüyor. hırsı, nefreti, sorumluluğu iliklerine kadar hissediyor.

    no way home bu noktada belki de imkansızı başaran bir şey yapıyor. tobey ve andrew'ı aunt may ölür ölmez filme sokuyor. mcu peter en karanlık noktadayken tobey ve andrew onu iyileştiren, onu karanlıktan alan ve ona tekrar umut veren karakterler oluyor. tobey ve andrew'un gelişi böylece fan service'in çok ötesine geçip, mcu peter'ının karakterini muazzam derecede geliştiriyor. onlar varken bile film odağını tom holland'dan almıyor. holland'ın spider-man'i diğer spider-man'lerle birlikte daha da büyüyor. yalnız may'in ölümü gerçekten çok kritik bir noktada duruyor. hikaye anlamında tobey ve andrew varken bile mcu peter'ının yükselmesine yardımcı oluyor.

    burada tom holland'ın oyunculuğundan da bahsetmek lazım. şu ana kadar ki en iyi performansını gösterdiğini düşünüyorum. içerisinde bu kadar iyi oyuncunun ve evrensel anlamda çok sevilen diğer spider-man'lerin olduğu bir filmde performansı ile çok öne çıkmış ve bütün filmi sırtlamış vaziyette. no way home'dan sonra holland'ın ne kadar başarılı bir spider-man olduğu çok net anlaşılıyor.

    üç spider-man'in göründüğü her sahne seyirciye ödül gibi. oyuncuların kimyaları inanılmaz derecede tutmuş. onların olduğu hem mizahi hem de duygusal sahneler çok çok iyi yazılmış. tobey ve andrew'un aralarında geçen sahnelerde çok başarılı ve doğru olmuş. üç spider-man ile ilgili söyleyeceğim tek şey kusursuz olmaları. beni asıl şaşırtan 5 villain'ın da kimyalarının müthiş tutması oldu. geniş perspektiften bakıldığı zaman sanki oyuncular 20 yıldır bugünü düşünülerek cast edilmiş diyebileceğimiz kadar başarılı. tabii ki burada bu isimlerin çok iyi oyuncular olmasının etkisi de büyük.

    filmin finalinin mcu'ya büyük etkileri var. herkesin spider-man'in peter olduğunu unutmasının ötesinde peter parker genel olarak unutuldu. marvel studios ve sony yeniden anlaşır ve spider-man, mcu'da kalırsa bu filmden sonra bambaşka bir spider-man izleyeceğiz. spider-man artık daha olgun, büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini biliyor. artık kimsenin gölgesinde değil, kimliği yeniden gizli ve tam manasıyla çizgi romanlardaki spider-man. finalde gördüğümüz el yapımı kostümünün de muazzam olduğunu söylemek istiyorum.

    spider-man dördüncü filmde çok fazla değişiklikle karşılaşacak. muhtemelen daha farklı tonda filmler izleyeceğiz. daha farklı yan karakterler olacak. belki de harry osborn, gwen stacy ve felicia hardy gibi karakterleri görmeye başlayacağız. eğer seri mcu'da devam ederse elbette yine crossoverlar göreceğiz. unutmamak lazım ki sony'nin isteği üzerine mcu karakterleri bu filmlerde gözüküyor. yani devam ederse seri dördüncü veya beşinci filmde de mcu karakterleri göreceğiz. elbette ki spider-man'i de diğer mcu filmlerinde göreceğiz. şu anda spider-man'in görüneceği bir mcu filmi daha var mesela.

    bu seri için en az övülen kişi yönetmen jon watts. üç filmdir kendini hep geliştirdi. her filmde daha da iyisini yaptı. spider-man: no way home en iyi filmi. bu filmden sonra mcu'da fantastic four filmi çekecek. fantastic four için en başından beri doğru bir tercih olduğunu düşündüm. no way home'da bu fikrimi perçinledi.

    filmin after credits sahnesinde simbiyotun bir parçasının mcu'da kaldığını görüyoruz. dördüncü filmde siyah kostüm hikayesinin işleneceğini düşünebiliriz. tabi burada nasıl bir hikaye işleyecekleri çok önemli. eddie brock olacak mı ? olacaksa sony'nin evrenindeki eddie brock mu gelecek ? yoksa yine tom hardy'nin oynadığı mcu variant'ı ile mi karşılaşacağız ? tabi bunlar bugünün soruları değil. daha sonra düşüneceğimiz şeyler.

    spider-man: no way home vadettiği her şeyi fazlasıyla yerine getiriyor. kağıt üzerinde çok zor duran ama uygulamada inanılmaz derecede iyi iş çıkarılmış, seyirciyi duygulandıran, heyecanlandıran ve spider-man izlemenin coşkusunun sonuna kadar yaşatan bir film. üç dönemin de hayranlarını çok memnun edeceğine eminim.

    --- spoiler ---

  • lisede 3 sene boyunca lakabı öküz olan arkadaşa, 4. senenin başında okula tayinle gelen hocanın, daha ilk derste "sen niye gülüyorsun, öküz müsün sen" diye bağırmasıdır.

  • anne: necati hoşgeldin.. aldın mı burak'ın fotolarını!! (baba liseden mezun olan kardeşin okuluna gitmiş, mezuniyet fotolarını almıştır)
    baba: aldım aldım... (suratı biraz limoni, kendisi az buçuk keyifsizdir)
    anne: ver bakıyım...
    baba: al.. (anne zarfı açarken baba dikkatle tepki olcer)

    anne: necati bu burak değil ki!!!
    baba: değil mi... ?
    anne: sen oğlunu tanımıyo musun necati???
    baba: ya aslında bana da bi gariplik var gibi geldi, ama butun resimlere baktım burak'ınki yoktu, en çok bu çocuk benziyodu bende bunu aldım geldim...
    anne: bulamadıysan başka çocuğun resmini niye alıyosun??
    baba: emin olamadım ne biliyim, fotografcı da iste abi sana cok benziyo kesin senin oğlundur bu dedi... yanılttı beni eşek herif...

    bu sırada ben ve kardeşimin gülmekten gozunden yaş gelmiştir, anne sinirinden güler, hatta baba da dayanamaz kendi kendine güler...

    baba: ya bakın ama kravata da dikat ettim bak burak seninki de boyle çizgili değilmiydi oğlum ya... ??
    anne: necati ilk iş yarın gidiyosun o okula değiştiriyosun o resimleri, bu olaydan da bahsetmiyoruz kimseye...

    not: bu olay tek bir kelimesi abartılmadan aktarılmıştır.

  • gencecik cumhuriyetimizin güzel insanlarını yansıtan fotoğraftır. bugün çoğu kesimden farklı olarak kadınlar ön plana çıkartılmış, geride bırakılmamıştır. genci, yaşlısı, engellisi herkes birarada poz vermiştir. fotoğraftaki insanların gözlerinden umut ve yorgunluk akmaktadır. aralarında yaralı görülenlerin de olduğu düşünülürse belki de milli mücadele sırasında savaşmış insanların da yer aldığı fotoğraftır. arasıra da olsa yapılan savaş çağrılarına inat ille de barış diyelim. birbirimize sahip çıkalım.

    manisa 1923