ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
astronotların ayda 60 bin dolar kazanması
-
dunyada 360 bin dolar kazandiklarini gosterir.
yabancı dizi izlemekle övünen insan
-
entelektüellik ve zeka seviyesi yerli dizi izleyen insanla kıyaslanıyorsa övünmekte haklı olan insan.
ak parti'li entelektüel kişiler
-
akış şemaları şu şekildedir;
https://pbs.twimg.com/…ia/crnr2qduaaendba.jpg:large
dişçilerin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması
-
dikkatinizi çekmek istediğim hadise.
bakın bu ülkede doktorlar dövülüyor, öğretmenler linç ediliyor, avukatlar ayrı tepki çekiyor, polislerden hiç bahsetmeyelim bile.
ama bu diş hekimleri sinsi gibi hiçbir şeye karışmıyor. ne çıkar bir açıklama yaparlar, ne bir şeyi protesto ederler, ne devlet en basitinden eczacılarla olduğu gibi bunlarla uğraşır. muayene 50 lira, dolgu 100 lira, implant mı? ver 2000 lira... kendi hallerinde takılıp gidiyorlar. türkiye'de kimsenin buna hakkı yok. gerekeni yapalım.
(bkz: diş hekimlerinin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması)
(bkz: karakter sınırı)
arka sokaklar'daki bekçi sahnesi
-
bu kadar da boş duyar fazla gerçekten. bi sik yapmayıp 5000 lira maaş alan meslek grubunu yumuşak bir dille (hatta fazla yumuşak) eleştirmişlerdir. meslek onurunu falan bırak böyle bir mesleğin olması bile abesle iştigal ve israftır.
insan ilişkilerinde sık yapılan hatalar
-
insanlarla çok çabuk içli-dışlı olmaktır. yeni bir ortama girdiğinizde belli bir süre insanlarla aranıza mesafe koyun, zaman içinde zaten kimlerle bir paylaşım içine girebileceğinizi anlıyorsunuz.
insanları tanımaya çalışmayın, biraz zaman geçsin onlar zaten kendilerini size tanıtacaklar.
iki bacağı arasında namus izine rastlanmayan kız
james naismith
-
modern basketbolun mucidi olan kanadalı beden eğitmeni. oyunun ilk kurallarını da yine naismith belirlemiş ve ilk olarak 1892 tarihinde çalıştığı okulun spor salonunda öğrencilerine oynatmıştır. ancak naismith’in basketbolu yaratırken muhtelif tarih kitaplarında bahsedilen mayas isimli kızılderili kabilesinin tlahiotenle ya da tlaşti isimli oyunundan etkilendiği söylenmektedir. naismith’in modern dünyaya uyarladığı oyun, kısa sürede tüm amerika’ya yayılmış ve olimpik sporlar arasına dahil edilmiştir. oyun, aynı hızla avrupa’ya da sıçramış ve ilk olarak paris’te bir basketbol sahası inşa edilmiştir. hayatını basketbola adamış dr. james naismith, 1925 yılında amerikan cemiyeti aracılığıyla türkiye’de yayınlanan ve ahmet robenson’un türkçe’ye çevirdiği bir basketbol tanıtım makalesine de imza atmış ve basketbolun türkiye’de tanınmasına büyük katkıda bulunmuştur.
http://ydemokrat.blogspot.com/…turk-basketbolu.html
facebook messenger
-
yüklemiyorum çünkü facebook kullanım desenimle örtüşmüyor. ben feyse giriyorum news feed'e göz gezdirip gelen mesaj varsa onları mail gibi okuyup yanıtlıyorum. gruplarda olay varsa bakıyor ve çıkıyorum. chat her daim kapalı.
facebook messenger benim kontrolümde olan bu mesajlara müsait olduğumda bakabildiğim döngüyü feys arkadaşlarımın tetikleyebileceği türden rahatsız edici bir dinamiğe dönüştürüyor. bu değişimi istemiyorum. bundan rahatsızım. zorla ikinci uygulamayla üstüme atılmasından ayrıca rahatsızım. ayrı uygulamaya geçirip sırf rahatsız etmek için bildirimleri hala ana uygulamada gösterme çakallığından ayrıca rahatsızım.
bunun sonucu olarak yaşadığım rahatsızlıkların ötesinde facebook mesajları benim en geç yanıtladığım mesajlar olmak durumunda kalıyor. haliyle bir de bana hemen ulaşabileceğini düşünen arkadaşlarıma geç yanıt atarak onları da bilmedikleri bu sebeplerden dolayı rahatsız ediyor, rahatsız ettiğim için ekstra rahatsız oluyorum.
feysin mesaj ayarlarıyla alakalı çok sıkıntım vardı zaten. istemediğim halde tanımadığım insanlardan mesajlar alıyorum. bunlar other yerine bilmediğim sebeplerden inbox'a düşüyor. bunlara tıklayınca facebook karşı tarafa mesajı okumasam bile "görüldü" diye ispiyon yetiştiriyor. bu insanlarla paylaşmak istemediğim bir bilgiyi paylaşıp beni zora sokuyor. facebook tarafından taciz ediliyorum, özel yaşamım ihlal ediliyor. bu uygulama ayrışması, mobil taciziyle birlikte iyice artık hayat döngümü bozmaya başladı. tüm aile bağlantıları ve gruplardan dolayı hesabımı tümden kapatmak da istemiyorum.
neticede bu uygulama dahil olmak üzere mesajla ilgili politikalarından dolayı feyse daha az giriyorum. daha çok twitter kullanıyorum, daha çok sözlük okuyorum. mesajlarına neden zamanı dönmediğime dair meraklanan, kırılan arkadaşlarla paylaşmak için de bunu buraya kaydediyorum.
ben duygu özaslan sorularınızı yanıtlıyorum
-
merhaba duygu,
sence influencer'lık mesleği nasıl evrimleşecek?
on yıl sonra neyi farklı yapıyor olmayı öngörüyorsun?
sence bir influencer tanıttığı ürünün kalite, etkinlik, sağlığa etkisi gibi sonuçlarından sorumlu mu?
maddi sebepler dışında, ilkeler vb sebeplerle reddettiğin markalar oluyor mu?
teşekkürler.
kocasını başka bir kadınla yakalayan kadın dayağı
-
şiddeti kadın uygulayınca neden bu kadar mutlu olduğunuzu anlamadım. aynı kafayı erkek kadına atsa burnunu muhtemelen kırmış olsa bu kadar sevinecek miydiniz? ülke olarak kafayı yiyoruz yavaş yavaş
yaran olaylar
-
daha 17 yaşındaydım, lise bitince dershaneye yazıldım ve çalışıyorum. çıkışta çalıştığım pvc dükkanına gidiyorum. pc başına attılar beni, msn kurmayı falan bildiğimden...
çalışanlardan biri pazar günleri kızlara laf atan, batak dörtlüsünden, özünde çok saf bi tip. sürekli hayatın kıymetini bilmediğimizden, antalyaya tatile gidilmesi gerektiğinden bahsediyordu. fight clubın başlarında "acı mı görmek istiyorsun, salı akşamları methodist kilisesine git" diyen doktoru hatırlayın. fight club izlediğim günün sabahı yine "hayatın kıymeti"nden bahsederken, pcden başımı kaldırıp sertçe "hayatın kıymetini mi bilmek istiyorsun, pazar günleri mezarlığa git" dedim. patronun da mal olmasından dolayı söylediğim ciddiye alındı ve eleman pazarları mezarlıkları gezmeye başladı. cevşen, kumaş pantolonla birlikte de namaza başladı. değişimin sebebi olarak gösterilmemle mahallenin ruhani lideri oluverdim. esnafın sürekli dini muhabbetlere yeltenmesi ve benim ağır başlı davranmak zorunda kalmam...
sıla gençoğlu
-
bir üst entrydeki şiirleri görünce posta gazetesindeki yurdumun şairleri bölümünü mü okuyorum acaba diye beni şüpheye düşüren şahsiyet.
baro kimliğiyle banka hesabı açmaya çalışan avukat
-
1)
*beyfendi bu kimlik olmuyor,ehliyet veya nüfus cüzdanı varsa alayım.
-tabi ki buyrun
*teşekkürler işleminiz tamamlandı.
-sağolun kib bye
2)
*beyfendi bu kimlik olmuyor,ehliyet veya nüfus cüzdanı varsa alayım.
-sen benim kim olduğumu biliyor musun ? hede hödö
*ama beyfendi prosedür var
- amirini çağır ,hatta çağırma ben genel md.mahkemeye vereyim ,sende sürüm sürüm sürün
* siz bilirsiniz
- hööbe höçööö hebereyyy