ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
terapi niteliğindeki alışkanlıklar
-
yemin ediyorum kalkıp bir çay koymak.
bazen evde öyle otururken düşüncelere dalıyorum. hayatın korkunçluğu üzerine kafa yoruyorum. bunalıyorum. her şeyi sorgularken buluyorum kendimi. yüreğim daralıyor, ne yapıyorum ben diye sorular uçuşurken kafamda çözüm yok, mutlu olmak mümkün değil'e bağlıyorum tüm sonuçları. bir şey eksik, çok büyük bir şeyler eksik diye söylenirken hatırlayıveriyorum: len çay demlemedim ben, dur bir çay koyayım yahu!
istisnasız her seferinde böyle oluyor. sonra da türkiye'den niye filozof çıkmıyor? çay var hacı çay!
her sabah duş alıyor kahvemi içiyorum
-
her sabah komşumuz bay adams'ın çim biçme makinesinin sesiyle uyanmamla birlikte gerçekleştirdiğim eylemdir...
lanet olası ihtiyar bir günde çimleri biçmesen ne olur sanki !!!
19 nisan 2019 recep tayyip erdoğan açıklamaları
-
kamuoyu araştırmalarından gereken cevabı aldığını göstermiştir.
1 nisan'dan beri söylüyorum; seçimi tekrarlatmak akp'ye sadece oy kaybettirir.
bunun alt yapısını yapıp anket şirketlerine gizliden nabız yoklattılar ve tutmadı bu sefer.
halk "bir dur bakalım" dedi.
istanbul hayırlı olsun!
hayırlı olsun türkiye!
restoran ve lokanta arasındaki fark
-
restoranda kuver açılır
lokantada masada ekmek dolu bir kova ve birkaç şişe su olur
restoranda paltomuzu vestiyere asarız
lokantada paltomuzu yandaki sandalyeye koyarız
restoranda masa hazırlanır / hazırdır
lokantada masa ıslak bezle silinir
restoranda yemekten sonra çay, kahve ne arzu ettiğimiz sorulur
lokantada fazla sorulmaz, çay zaten getirilir
restoranda çeşit çeşit tatlı olur
lokantada kemalpaşa ve sütlaç olur
restoranda garsondan hesabı rica ederiz,
lokantada "usta günahımız neymiş bilelim" deriz.
kediler konuşabilse söyleyecekleri sözler
-
önce o eli bi indir!!! yalnızca, ben istediğim zaman sevebilirsin.
hayata dair gülümseten detaylar
-
ben yazları arabama çocuk kitapları stoklarım. ışıklarda su satan veya para isteyen çocuklara veririm. ışığın yanmasına uzun süre varsa hepsini gösteririm, içlerinden seçerler vs.
bir gün bir ışıkta bir oğlan çocuğuna sherlock holmes vermişim. aradan birkaç hafta geçti. başka bir ışıkta baktım yine aynı çocuk. abla sen o dedektif kitabını veren abla değil misin dedi, evet benim dedim. abla kitap çok güzeldi, başka var mı diye sordu. ben de yanımda yok ama alırım dedim. aldım, arabaya koydum ama çocuğu tekrar göremedim maalesef.
bir keresinde de bir çocuğa verdim bir kitap. eve geldim. bizim semtteydi zaten. bi yarım saat sonra arkadaşım aradı, ışıklardaki çocuğa kitabı sen mi verdin, direğin dibine oturmuş okuyor diye.
10 kitap veriyorsam, 2'si okuyor kesin. diğerleri atabilir ya da satabilirler. 2 kişiye hayal kurdurup, gelecekleriyle ilgili bir şeyler düşündürebildiysem yeterli.
debe editi: herkese güzel düşünceleri için çok teşekkür ederim.
organ nakli hayat kurtarır. organlarınız bağışlayın. karaciğer ve böbrek için canlı verici bile olabilirsiniz. korkmayın. hayat kurtarın.
barbaros hayrettin paşa iskelesi
-
shangri-la oteline satılmış. otel'in özel kullanımına açık olup, bu sahil kısmı halka elbette kapalı olacakmış. binalar yetmedi, artık denizleri de göremeyeceğiz. işte bunlar hep akp!
mark zuckerberg-türk kızı ilişkisinde yaşanacaklar
-
(bkz: siteyi üstüme yap)
oğlum yüzme de bilmezdi suyun içinde ne yaptı
-
hürriyet internet sitesi güzel ifade etmiş bu cümleyi.
"bu sözün ağırlığı türkiye'yi aşar" diyerek yorumlamışlar haberi. hakikaten de öyle.
bu sözü kaldırmak çok kolay değil. enerji bakanı, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı bu cümlenin ağırlığını hissetmeliler her an. ben bu ülkeye gerçekten inanamıyorum. ilahi takdir, iş bilmezliğin kamuflajı olmuş, çatal dillerde pelesenk olmuş. canlar gittikçe garabet diyarı türkiye'de rutin ölümlerin acısını tehlikeli bir biçimde normalleştiriyoruz.
bir ülke düşünün, madenine dalgıçlar iniyor. başka yapacak yorum var mı ki?
bir ülke düşünün madenine dalgıçlar iniyor.
ve ekleme...
muhafazakâr demokrat taife için rem'den gelsin...
(bkz: using my religion)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: oh be sonunda boş starbucks bardağı buldum
1. biliyorsunuz beyler bunları bulmak çok zordur çünkü alan insan yıllarca bunları kullanabilir. gider evinde nescafe yapar sanki matara kullanırcasına yıllarca bunları kullanırlar.
bugün işten gelirken yol kenarında bırakılmış grande boy bir bardak buldum. içerisinde 3-4 parmak kadar tahmin ettiğim kadarıyla mocha vardı. mochayı tek dikişte kafaya dikerek oracıkta bitirdim. az önce eve vardım direkt gidip mutfakta kenarında ki kahve lekelerini ve kapağı sildim.
yarın ilk işim nescafe 3ü1 aradamı yaparak içine koyucam ve marlboro paketine koyduğum samsun 216'larım ile artık ben de havalı bir insan evladı olucam.