hesabın var mı? giriş yap

  • bütün yandaşların vergisini affet, halkın tüketimlerine fahiş vergiler koyup milletin kaçağa yönelmesine sebep ol.. sonra da ağla. ne ala dünya birader.

    not: kahveci muhalif bi de yani.

  • dünyanın ilk romanı olduğu kabul edilen, 1021 yılından önce japon bir kadın tarafından yazılmış, genji adındaki birisinin hayatını konu alan romandır. henüz türkçe çevirisi bulunmamaktadır. türkçe adı genji'nin hikayesi olarak çevrilebilir.

    okumak isteyenler için ;
    ingilizce
    asıl hali
    modern japonca

    hikayenin ana karakteri genji, imparatorun en sevdiği cariyesi kiritsubo’nun oğludur. koreli bir bilge, genji’nin ileride çok parlak bir kaderinin olacağını söyler ancak genji’nin annesi diğer cariyelerin oğullarının arasında yaşanan kıskançlıktan ötürü hasta olur ve ölür. imparator bu trajik ölümden ötürü bir süre kendinden geçer ancak daha sonra başka bir cariye bulur ve yeni cariyesi ona eski aşkını hatırlatır.

    sarayda genji’nin arkasında duran kimse olmadığı için imparator genji’yi saraydan gönderir ve kendisine sıradan bir birlik kurarak bu birliğin üyesi yapar. bu sırada imparatorun lady kokiden’den olan en büyük oğlu tahtın varisi seçilir.

    genji büyüdükçe çok yakışıklı ve çok yetenekli olmuştur, herkes kendisine özenir ancak tahtın varisi lady kokiden ve ailesi kendisinden korkmaktadır. romanın ilk kısmı genji’nin saraydan ayrıldıktan sonraki ilk zamanlarını ve genji’nin evliliğini, ilk oğlunun doğuşunu anlatır.

    bu sırada imparator ölür ve lady kokiden’in oğlu yönetime geçer. genji’nin bazı entrikaları skandala sebep olur ve bu sebeple kendisi başkentten kovulur, birkaç yıl suma’da yaşamak zorunda kalır. hikayenin ikinci kısmında genji eski bir devlet görevlisiyle ve onun kızı akashi ile tanışır.

    yıllar sonra genji tekrar başkente döndüğünde imparator tahttan çekilmek zorunda kalır. genji tekrar saraydaki konumuna gelebilmiştir ve akashi’nin bir kızı olmuştur. daha sonra genji uzun sayılacak bir yolculuğa çıkarak başkentten ayrıldıktan sonra kendisini koruyan, kendisine destek olan herkesin yanına giderek şükranlarını iletir. genji tekrar saraya döndüğünde üçüncü kez evlenir ve üçüncü prensesten bir erkek çocuk doğar. bu çocuk daha sonra budist din adamı olur.

  • aile işi olarak börekçiyiz. 20 senedir bu işi yapıyoruz.

    1.5 liraya sebep böreği geri alıp tepsiye koyan adam esnaf değildir. tamam abi 50 olsun canın sağolsun der geçersin. müşteriyi memnun edersin. bunun adabı budur. eğer ki o müşteri sürekli benzer şeyler yapıp 1-2 lira geçirmeye çalışan biriyse ancak o zaman o 1.5 liralık böreğin hesabını sormaya kalkarsın bu iş böyledir.

    bir de bir ihtimal o an tezgahta olan eleman iş yerinin sahibi değilse ve çok detaylı bir şekilde ondan hesap soruluyorsa adam kasada bir dengesizlik olmasın diye o 1.5 liranın peşine düşmüş olabilir. ama yinede çalışanından 1.5 liranın hesabını soracak işletmeden de hayır gelmez. neresinden tutsan ofsayt. eyyorlamam bu kadar.

  • (bkz: yandaş olacağım derken manyak olmak)

    bunlar bizim nesli mahvedip yaşama sevincini çaldıkları gibi, eğitim sistemine sırf yandaş olduğu için sapık ve manyakları yerleştirerek, gelecek nesillerin de mahvolmasına sebep oluyorlar. illa idam istiyorsan şovu kendin yap, niye minicik sabileri karıştırıyorsun.

    yatacak yeriniz yok lan, toprak bile sizi kabul etmeyecek.

  • diyarbakır etrafında bulunan piramitler, bu 5000 yıllık kültürün dünya mirasına bıraktığı sayısız eserlerden sadece birkaçıdır.

  • o kadar çok karşılaştım ki bunlarla. artık görünce ben sinir krizi geçirmek üzere duruma geliyordum.

    klasik olay şu şekilde olur. gece 12-1 arasıdır aşağı yukarı. o saate kadar 200-300 arası hasta bakmissindir. içeri 112 ekibi sedye üzerinde genç bir kızla girer. yanında çok telaşlı olmayan 1-2 tiki arkadaşı da eksik olmaz.

    yaklaşırsin sedyeye doğru. bir yandan ekipler acil servisin yatağına alırken 'hastayi' bir yandan durumu sorarsın getiren ekibe. hocam konversif sanırım cümlesi o saatte en son duymak istediğiniz cümleler arasındadır ama nafile.

    yinede muayeneyi yapar gelen yakınlarından ne olduğuna dair bilgi alırsınız. olayın gereksizce 112 acili meşgul etmek olduğu anlaşılınca o sedyede 'ölü' gibi yatan genç kızımızın yanına yaklaşılır. büyükçe bir pamuğa alkol boca edilir ve ağız burun bununla kapatılır. derin derin nefes alması istenir hastanın.

    pa pam! bir mucize olur ve az önce 'ölü' gibi yatan hiçbir şeye cevap vermeyen hastamız dirilir adeta! kendine gelir. olanları anlatır.

    bizde müşahedeye alırız hanım kızımızı sakince iyice açılsın diye. yarım saat sonra tıpış tıpış gelir yanimiza ambulansla gelen gençler. noldu? deriz. biz iyiyiz gidebilir miyiz? derler. bakarsın duruma tamam dersin. çıkabilirsiniz.

    ve o an gelir. ama bizim yurt buraya geldigimize dair bir kağıt istiyor verebilir misiniz? derler.

    hay hay ne demek.(iç ses: şimdi laciverde boyadım sizi)

    muayene fişi bastırılır. üzerine büyük büyük tam acilden taburcu oldukları saati yazıp ciddi bir sorunun olmadığı not edilir. kaşe-paraf yapılır. gençlerin yüzü düşer. somurtur küfreder gibi çıkarlar acilden.

    peki niye? çünkü saat 1de taburcu olan bu gençlerin asıl amacı gece 3-4e kadar sokakta gezip tozmak. sonra yurda dönüp yeni taburcu olmuş gibi davranmaktır.

    canlarım benim memlekette bı akıllı siz misiniz?

    bunlar daha benim acilde gördüklerim. daha acil servise getirilmeden ambulansta 'tedavisi' yapılanları ambulans ekiplerimiz görüyor. allah sabır versin.

  • zamaninda tam tersini yasamistim. hatunun biri benimle muhabbet acma yoluna girmisti.

    -selam:)
    -s ss selamm
    -muzik cok iyi degil mi?(ayni zamanda hafiften oynuyo)
    -evet. burasi her yonuyle iyidir:)
    -sana katiliyorum:)
    -evet
    -ya yanlis anlamazsan bir sey diyecem sana
    -niye yanlis anlayayim ya soyle soyle :)
    -ya biz 6 kisiyiz sen teksin. rica etsem masalari degistirebilir miyiz?
    -taam. olur. ok. peki.
    -tesekkurr:)

    dosdogru eve gitmistim amk.

  • sadece temizliğe değil; 10-15 dk.'lık işler dışında eve uzun soluklu iş yapmak için gelen herkese (usta, servis vs.) yemek saatlerine denk gelen işlerde yemek verilir. kimse sultan sofrası kurun demiyor, ama bir dürüm ısmarlamak da çok zor bir şey değil bence.