hesabın var mı? giriş yap

  • "ptt'nin gereksiz yere artik gecerli olmayan bir teknoloji sinirlamasi nedeniyle abd'deki uygulamayi kopya etmesinden" diye yanitlanabilecek soru. eskiden cevirmeli telefonlar varken, cevrilen numara santrale darbeler halinde gidiyordu, ornegin 1 icin bir darbe, 2 icin iki darbe, 0 icin on darbe vb. boyle olunca, numara cevirme islemlerinin kisa olmasi istegiyle nufusun yogun oldugu yerlere basamaklarinin toplami kucuk numaralari vermek makuldu. nitekim abd'de new york icin 212, chicago icin 312, ve los angeles icin 213 bu nedenle secilmisti, cok cok onceleri. cesitli nedenlerle bolge kodundaki ilk ve ucuncu numaralarin 1 olmasi ile ilgili kisitlar vardi, o yuzden 212 en kisa darbe serisine, 312 ve 213 de ikinci en kisa darbe serisine karsilik geliyordu. zamaninin turk telekom'u ptt de bolge kodlarina gecerken bu uygulamayi kopya etti ve o nedenle de istanbul'un bolge kodu 212, ankara'ninki 312 oldu. oysa, bu tamamen gereksizdi. cunku cevirmeli telefonlar o zaman bile buyuk olcude ortadan kalkmisti ve artik aranan numaralar darbelerle degil tonlarla bildiriliyordu. bu tonlar arasinda ise harcanan zaman acisindan hic bir fark yoktu. yani istanbul 111, 340, ya da bambaska bir numara olabilirdi.

    ptt bu uygulamada new york ve chicago'nun otesine giderek abd'den baska birebir kopyalama yapmamistir ama eger turk telekom'un illerin telefon kodu listesine bakarsaniz, uc basamagin toplaminin az oldugu illerin yuksek nufuslu, cok oldugu illerin dusuk nufuslu oldugunu gorebilirsiniz. ornegin: 222 eskisehir, 232 izmir, 242 antalya, 328 osmaniye, 438 hakkari, 476 igdir, 488 batman.

    ptt'nin bu konuda abd'de olmayan bir katkisi da var. ilk basamagin 2, 3, veya 4 olmasi da bir ilin sirasi ile batida, ortada, ya da doguda oldugunu gosteriyormus (tesekkurler 386 dx).

  • ilk 4 madde için ölmeye ve öldürmeye hazırım.
    bunun ülkücü olmakla alakası yok.
    t.c. nin temeline dinamit koyup yıkmak isteyenlere cevabımdır.

  • marmaray açılışını 29 ekimde yaparak gercekten kimin en buyuk lider oldugunu göstermiştir. :)

  • bir kadin ve bir erkek cayirda yurumektedir. erkek ciceklerin ustune basar;

    - aay mukerrem, basmasana ciceklere! onlar da canli...
    - ohoo.. hersey de canli mina koyayim... yok kopegi kirma mukerrem, yok kusu dovme mukerrem...
    - kusu mu dovdun?
    - e, ucuyo...

  • ingiliz yargıç gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis verince şaşıran gazeteciler sormuşlar:

    - adam kıza elini bile sürmedi, kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladılar. bu 7 yıl 7 gün çok değil mi?

    yargıcın cevabı hukuk tarihine geçecek düzeydedir:

    - kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, ingiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.

    (bkz: geç gelen adalet, adaletsizliktir)

  • içeriğinde asetilsalisilik asit bulunan, birkaç haftada ya da ayda bir bu başlık altında akşamdan kalmalık durumu için kurtarıcı olduğu sürekli ifade edilen aspirin türevi bir ilaç.

    alkol aldıktan sonraki sabah bu ilacın alınmasını da geçtim, bir dolu alkol alındığı gecede yatmadan hemen önce, yani alkol damarlarınızda fink atarken alınması gerektiği ile ilgili* yığınla entrye rastlayabilirsiniz. yapmayın dostlar, arkadaşlar, romalılar. alkol yapısı gereği antiagregan yani kan sulandırıcı bir özelliğe sahiptir. bu ilacın içerisinde bulunan asetilsalisilik asit de bir antiagregan. siz bu iki maddeyi vücudunuza alarak, kanınızdaki trombosit miktarını önemli ölçüde azaltıyorsunuz. pıhtılaşmayı sağlayan bu küçük pulcukların yapışkanlıklarını ellerinden alarak başta onlara, sonra kendinize eziyet ediyorsunuz. kanadığınız zaman pıh-tı-la-şa-mı-yor-su-nuz. beyin kanamasına, mide kanamasına hatta hemorajik inmeye davetiye çıkarıyorsunuz. vücudunuzda kalıtsal bir yatkınlığınız ya da o an için sekteye uğramış bir durumunuz da varsa, eyvahlar olsun. vücudunuzda antiagregan durumunun tavan yaptığı bir anda, başınıza gelebilecek herhangi bir kaza sonrası kanama yaşama ihtimalinizden ise hiç söz etmek istemiyorum. bu riski ne siz alın ne de buraya gelip insanlara tavsiye verin.

    son olarak akşamdan kalmalık durumunu en aza indirebilmek için alkol alımı öncesinde, sırasında ve sonrasında uygulayabileceğiniz çok basit yöntemler (bkz: #79840035) var. eğleneceğim derken hayatı kendinize zehir etmeyin.

  • dunyanın en leziz tostudur. lezizliği tamamen kullanılan ekmekten kaynaklanmaktadır. içinde herhangi bir katkı maddesi olmayan bu ekmekler, ayvalıktaki taş fırınlarda yapılır. önemli diğer nokta, tost ekmeğinin boğum yerlerinden dikkatlice kesilmesidir. tostun içinde, iddia edildiği gibi, tulum peynir kullanılmaz, bildiğimiz kaşar peyniri vardır.

    anne tenceresi olarak tabir edebileceğimiz, güllü dallı budaklı tencerelerde pişirilen salcalı sosis, tosta lezzet katan diğer unsurlardandır. yine iddia edildiği gibi, sosis ızgara sekilde, kesinlikle ayvalık tostunda yer almaz. ızgara sosis, yine yöresel bir tat olan kumruda kullanılmaktadır.

    tostu pişirme tekniği de cok önemlidir. gerçek bir ayvalık tostu kesinlikle kağıt gibi olmaz, ayvalıktaki tostcularda, dikkat ederseniz makinaların kosesinde, tostun kagıt gibi olmasını engelleyen bir demir parcası bulunur. pişirme tamamlandıktan sonra tostcunun, "içinde hersey olsun mu abiii?" sorusuna cevaben, opsiyonel, domates, turşu, rus salatası, ketcap, mayonez ekletebilirsiniz.

    ayvalık tostunun içinde patates kızartması, mısır, tavuk vs olması, yaygın olan yanlışlardandır ve bu durum istanbuldaki fast food işindeki arkadaşların deneysel çalışmalarından kaynaklanmaktadır. tostun bütün ana malzemesi, salam, sucuk, sosis ve kaşardan oluşmaktadır.

    90 lı yılların başında, ayvalık lisesinin köşesinde yeralan fame büfeyi de bu işi iyi yapanlar sıralamasında unutmamak gerekir. okul kantinindeki tost satışlarının dibe vurması nedeniyle, dönemin okul yönetimi tarafından, bu büfe kapatılmış ve öğrenciler daha ilerideki taipana hucum etmişlerdi.

    ayvalığın diğer iyi tostcuları için:
    (bkz: olay tost)
    (bkz: avşar büfe)
    (bkz: mesut büfe)
    (bkz: taipan)

  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.