ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şebnem paker
-
uzun süredir müzik öğretmenliği yapıyor diye biliyorum. yani devlete kapak attığı falan yok, müzik öğretmeni olarak yaşamını sürdürmeyi tercih etmiş.
bayram yaklaşmasına rağmen hayvan pazarı olmaması
amazon prime türkiye
-
ulan şerefsizim gözlerim doldu. şu ülkeye hala yatırım yapıyor adamlar. bu saatten sonra yolunuza taş koyacak olanlara da kafam girsin.
tanım: uzun süredir beklediğim olay.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: ayda onbin kazaniyorum ama simdi parasiz kaldim
1. sizce nasil oldu bu is?
2. basur mu oldun?
canı istemiyorsa telefona yanıt vermeyen insan
-
sizin onu istediğiniz zaman arama özgürlüğünüze istemediği zaman sizinle konuşmama özgürlüğünü kullanarak yanıt veriyordur.
sanrısal algıların kaygısal düzlemdeki izdüşümleri
-
an itibariyle boynumdaki fuları atıp kaçtığım ifade.
apple'ın iş görüşmesinde sorduğu soru
-
10 tane random parayi sola, diger 90 tanesini saga alin. 10 tane parayi ters cevirin. iki tarfta da esit sayida yazi olacaktir.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
sokakta kurban kesen insanlarla roportaj yapan ntv muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-yok bacım, eşe dosta dağıtacağız.
10 km uzaktan selektör yapan bmw'li
-
türkiye'de 160+ ile gitmenin normal olduğu yerleri iddia eden krodur.
http://www.kgm.gov.tr/…etr/trafik/hizsinirlari.aspx
sen 160+ ile giderken en baştan kural ihlali yapıyorsun. önce bunu öğren. sonra selektör yaparsın.
hülya avşar'ın türkiye'yi terk etmesi
-
bunlar böyledir, kim güçlüyse ondan yana olup mevcut iktidarı över durur, hiçbirşeyine karşı laf etmez, en sonunda yurtdışına kaçar ülkeyi bize kitler gider, bunlar böyledir..
must ile have to arasındaki fark
-
en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.
must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.
örnek:
you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.
olumsuz:
you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.
görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.
20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.