ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
27 mayıs 2015 gezici anket sonuçları
-
gezici'nin anket yasağı öncesi son araştırması
akp yüzde 39,3,
chp yüzde 28.5,
mhp 17.2,
hdp 12,
diğerleri. 4...
sonuç gerçekten buna yakın çıkarsa doğu bölgesine hiç gelmemiş 3 arkadaşı bölge turuna davet edip, tüm tarihi mekanlar, yöresel tatlar için misafir edeceğim.
meriç erkan'ın son hali
-
belli ki adamın içinde bi kaos vardı ve onu sakinleştirmek için kendine bi yol bulduğuna inanıyor. buradaki tepkileri anlayamadım. kimseyi aşağılamamış videoda gördüğüm kadarıyla, medyada sabahtan akşama kadar da kendi seçiminin reklamını yapmıyordur diye düşünüyorum. sizi rahatsız eden ne tam olarak ?
bir bilgisayar oyununda yapılmış en zalimce şey
-
karakterlere bilinç verip net bilgi vermeden yaşamaya zorlamak
(bkz: hayat)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"google 14 yaşında imiş..
türkiye'de olsa kesin tecavüze uğrardı..
davada da "zaten motordu, aranıyordu" indirimi sözkonusu olabilirdi..."
acıtasyonun ingilizcesi
beşiktaş
-
takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.
ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.
ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..
yeni neslin iş hayatından beklentileri
-
eski neslin de bir an önce anlayıp kendisi için de ilham alması gereken isteklerdir.
41 yaşında bir 'yeni nesil' çalışan olarak tek cümle ile özetleyebilirim:
"insan gibi yaşamak"
ülke olarak iş konusunda yaptığımız en büyük hata, çok çalışmanın çok çalışıyormuş gibi göründüğünü anlamamak.
"mış gibi yapmak"
verim konusu göz ardı ediliyor.
sabah 7 de geleceğin bir işte saat 9 a kadar verim alamazsın.
hafta sonu iki gün dinlenme imkanı sağlayamadığın adamdan hafta içi verim alamazsın.
adam kendini sakalı ile mutlu çalışıyorsa bırak sakallı kalsın. adamın sakalsız suratını çalıştırmıyoruz; bize lazım olan tarafı beyni.
evde geçirilen süreden çok daha uzun süre iş yerinde geçiriliyor. doğal olarak bu durum iş yerinde evdekinden bile daha rahat olma hakkını gerektiriyor. rahat kıyafetler, rahat koltuklar, tarzı olan eşyalar. iş zamanı iş, çalışma zamanı çalışmanın hakkını verebilecek bir ortam gerekiyor. ofis ergonomisi gerekiyor.
ücret konusundan bahsetmemişim. eski nesil diyor ki, "yeni nesil çocuklar 100 lira ücret için yıllardır çalıştıkları şirketi değiştiriyor. vefasız bunlar" eski nesil çalışanlar, iki şeyi unutmayın:
1-kendini bile koruyamayan insan çalıştığı şirketi hiç koruyamaz. gençlerin kendilerini korumak en doğal hakkı.
2-o dediğiniz 100 lira öyle hesaplanmıyor. diyelim ki insanca yaşamak için yapmanız gereken aylık masraf 2000 lira. ev kirası, mutfak masrafı, sinema, arkadaşlarla sosyalleşmek, hafta sonu bir yerlere gidebilmek, konserleri takip edebilmek vs. işveren de çalışana 2100 lira veriyor. aslında bu maaşın 2000 liralık kısmı sizin insani hakkınız. yani aslında işveren 2100 - 2000 = 100 lira maaş vermiş oluyor.
maaş aslında sizin insani ihtiyaçları düştükten sonra elinizde kalabilen paradır. dolayısı ile 2100 lira maaş ile 2200 lira maaşın sağladığı imkanlar arasında iki kat fark vardır.
vallahi çocuklar haklı.
bizim onlardan öğreneceğimiz şeyler var. sunulan şartlara boyun eğmemek dahil.
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
benim sevmediğim bi şeysi var bunun. çok minik, aslında kimse farketmiyo muhtemelen ama, benim biraz sinirime dokunuyo.
akşam eve geliyorum, yatana kadar ses telleri pasif, yatarken zaten pasif, sabah kalkıyorum, alelacele işe gidiyorum, teller hala pasif. iş yerinde, belki bi 15-20 saattir hiç hareket görmemiş ses tellerim, ilk rasladığım iş arkadaşıma günaydın derken bi garip oluyo, çatallı gibi garip bi ses çıkarabiliyo. yarım öksürük/boğaz temizleme gibi bişiden sonra sorunsuzca günaydın diyebiliyorum ama akabinde.
bu durumdan zerre haz etmediğim için sabahları işe giderken yolda, bi kere bile olsa mutlaka "aaa eee ooo öööö uuu üüüü ıııı iiii" diyorum. en fazla 5saniyemi alıyo.
çok küçük hesapların adamı diye milletle dalga geçiyodum. şimdi şu halime bak.
alnına 24 milyon dolarlık elmas çaktıran rapçi
-
bu embesil müzik türünden 24 milyon dolar kazanmış olması... vallahi alnına elmas çaktırmasında değilim.
zengin buzdolabı
-
açtığında yumurtalık kısmında ortadan ikiye kesilmiş limon göremeyeceğiniz buzdolabıdır.
eczanelerin ilaç dolandırıcılığı yapma ihtimali
-
beyler toplanın size tamamen bilimsel ve öğrenimi kolay bilgi vaad ediyorum.
herkesin bildiği bir ilacı, augmentini ele alalım. augmentin 1000 mg amoksisilin (klavulanik asit dahil) içerir. bu ilacın 4 adet muadilini yazalım: klamoks, croxilex, klavunat, amoklavin. bu ilaçların hepsi 1000 mg amoksisilin içerir. bu duruma farmasötik eşdeğerlik denir. peki nedir aradaki fark? bunu anlamak için önce biyoyararlanım nedir bilmek lazım.
biyoyararlanım bir ilaçtan gördüğümüz faydayı ifade eder. yani bize ne kadar etki ettiğini. orijinal ilaç olan augmentinin biyoyararlanımı %100 kabul edilir. yukarıda saydığım muadillerinin de %80-125 arasında olma zorunluluğu vardır.
gelelim zurnanın zırt dediği yere. kötü gözle baktığımız muadil ilaç, aslında orijinal ilaçtan %25 daha etkili olabilir. bahsettiğim ilaçlardan hangisi %80 hangisi %125 etkili bunu ne doktor ne de eczacı biliyor. ben eczacıyım bilmiyorum. bilen doktor ve eczacıya da rastlamadım. çünkü bu alenen paylaşılan veya kolayca ulaşılan bir bilgi değil. o halde hangisi daha etkili bilmiyorsa doktor neden x ilacını yazıyor veya eczacı neden y ilacını veriyor bunları açıklayalım sonraki paragrafta.
doktor:
- ilaç firmasıyla maddi anlaşması vardır.
- yazdığı ilacı biliyordur, aklına ilk o geliyordur. (piyasadaki muadillerin çoğunu bilmiyor doktorlar, bu bir eksiklik de değil)
- yazdığı ilacın daha etkin olduğuyla ilgili hastalardan geri dönüş almıştır.
eczacı:
- ilaç firmasıyla maddi anlaşması vardır. (hakkıdır, parasını ilaç ticaretinden kazanıyor. zaten adam ilaç firmasından alıyor ilacı, tabi ki oturup pazarlık, anlaşma yapacak. devletten aldığı bir maaşı yok. karını arttırmak istemesi son derece normaldir.)
- yazılan ilaç elinde yoktur.
- yazılan ilaç fark çıkarıyordur ve hastalar para vermeye itiraz ediyordur.
gelelim daha da önemli bir bilgiye. orijinal nedir muadil nedir. orijinal ilaç, o ilacı keşfeden firmanın ilacıdır, muadil ilaç ise gerekli izinleri alıp o ilacı üreten bir başka firmanın ilacıdır.
beyler türkiye'deki ilaçların neredeyse hepsi zaten muadildir. yani yukarıda bahsettiğim augmentin de zaten muadildir, çünkü amoksisilini keşfeden gsk (augmentini üreten firma) değil ki, hatta k.asitle kombinasyonunu deneyen ilk firma bile değil link. neyin kavgası bu? majezik dediğiniz ilaç muadil mesela. kanser gibi ilaçlarının patent süresi dolmamış hastalıkların dışındaki ilaçların hepsi muadil zaten, hangi orijinalden bahsediyorsunuz siz?
başlığı açan arkadaşın olayı muadil ilaç değil daha farklı birşey, çünkü muadil ilaç daha ucuz olur genellikle, daha pahalı olmaz. ya o eczacı çok farklı bi kazık denemiş ya da arkadaş yalan söylüyor.
boşuna dövüşmeyin aldığınız tüm ilaçlar muadildir. sağlık sisteminin, hastanede ve eczanede dönen dolapların, yediğimiz kazıkların içinde muadil ilaç olayı denizde su damlası kadardır. ınsanların en kolay farkettiği şey olduğu için millet bunu dolandırıcılık sanıyor. oysa en dolandırıcılık olmayanı bu.
son olarak güvendiğiniz, vicdanlı doktorları ve eczacıları tercih edin.
edit: muadilin muadili diye birşey yoktur. piyasadaki bütün muadiller %80-125 aralığındadır. %80'i baz alıp, onun da %80'ini tutturup %64 biyoeşdeğerlikte ilaç üretilmesi bilgisi hayal ürünüdür.
kırım kongo kanamalı atesi ekledi; ilaç firmaları genelde %95-105 aralığını tutturmaya çalışıyormuş.
edit2: beecham ko-amoksilavı ilk kullanan firma fakat zamanla gsk'ya satıldığı için şu anda patent sahibi de gsk oluyormuş bu da augmentini orijinal ve diğerleri için referans ürün yapıyor.
15 mart 2017 twitter saldırısı
napolyon'un taç giyme törenindeki türk
-
kendisi halet efendidir 1803-1806 yılları arasında paris'te yaşamış bir osmanlı büyükelçisidir.