hesabın var mı? giriş yap

  • hifi sistemleri bir tutkunun yansımasıdır. hayran olunan şarkıları ve albümleri en detaylı şekilde duyabilmek içindir bu çaba. öncelikle keyif alabileceğimiz bir sistem kurmak için farklı sistemler deneyimlemis olmak (yurt dışındaki fuarlara gidebilmek, forumları takip edebilmek), belirli bir bütçe ayırabilmek ve xyz kişilerinin veya distribütörlerinin dayattığı şeylerden uzak durmak gerekir.

    sisteminiz ne kadar hassaslaşırsa yerine konulan bileşenlerin verimi yükselecektir fakat bu belirli bir fayda marjina kadar geçerlidir.

    keyifli bir sistem icin parametrelerimiz:

    -oda akustiği
    -hoparlör ve cihazların rezonansının önlenmesi
    -kaliteli bir dac
    -amfi ve hoparlör uyumu
    - sistemdeki eksik kısımların anlaşılıp ona göre kablo seçimi yapılmasıdır.

    bir sistemi kurmadan önce odanın akustiği önemli bir rol taşımaktadır. bu kısmı difuzor, bas trapler ve sönümleyiciler ile oluşturabiliriz.

    öncelikle hoparlörlerin yerleşimini simetrik yapmamız ve dinlediğimiz noktaya göre hoparlör üreticisinin önerdiği tarzda kendimize konumlamamız önemlidir.
    sonrasında da odanın ölçümünün yapılıp hangi frekanslarda hangi seslerin biriktiği bulunup bu yönde düzenleme yapılması gerekmektedir.

    hoparlör ve cihazlar çalışırken titreşimlerden etkilenmektedir, bununla ilgili birçok markanın rezonans sönümleyici aksesuarları mevcuttur. gece ve gündüz gibi fark yaratırlar.
    özellikle hoparlör ve lambalı amfide bu tip aksesuarlar müziğin daha da net duyulmasını sağlar.

    kaliteli bir dac: bu kısım en önemli noktalardan biridir. çünkü dinlediğiniz dijital verinin size ne kadar gerçekçi iletileceğini belirler.
    kaliteli bir dac almadan önce , markayı getiren distribütörü değil de cihazın iç dizaynı nasıl yapılmış, hangi dac chipseti kullanılmış ve elektrik aksamına ne kadar değer verilmiş gibi noktalara dikkat etmek gerekmektedir. hatta ayrı bir power supply ile beslenirse daha da keyifli hale gelecektir.

    -amfi olarak, power ve pre veya mono mono pre seçimi ile daha net, detaylı bir müzik ziyafeti yakalanacağını düşünüyorum. amfi olarak da audionet, jadis, the gryphon, kondo markaları fevkalade ürünleri olan high end üreticilerinden birkaçı olarak aklıma gelenlerden.

    sonrasında da sistemimize nasıl bir hoparlör alacağız sorunsalı ortaya çıkıyor. öncelikle sistemimizin hoparlörleri sürüp süremeyeceğini hem amfimizin hem de hoparlörümüzün özelliklerine bakarak anlayabiliriz.

    sonrasında da hoparlörümüzün karakteristiği devreye girecektir. ne tarz müziklerden hoşlanırız, hoparlörümüz kaç yolludur, tiz,mid ve basları nasıl yansıtmaktadır gibi gibi. benim icin hoparlörün her müziğe adapte olabilmesi önemli etkenlerdendir. bu sebeple de kişisel olarak beğendiğim markalardan birkaçı monitör audio, proac, audiovector'dur.

    son olarak da bütün kabloları gümüş veya bakır olarak tercih etmek yerine belirli korelasyon içerisinde, bazı yerlerde bakır bazı yerlerde de gümüş kullanmayı tercih ederim.

    dipnot olarak da, hifi tutkunu olan dostlarıma bir şey söylemeyi borç bilirim. aletlerin ve kabloların yanma süresi vardır ama karakteristiğini değiştirmez, sadece onları yumuşatır.

  • bunlar kardan adam yiyormuş. dün öğrendim.

    dün, köpeğim iş yerinin terasında olduğu için çok fazla ilgilenemediğimden, arkadaş olsun diye bir kardan adam yapmaya karar verdim. yaptım da. güzel olmuştu. lucky strike da (kendisi köpeğim olur) dışardaydı o ara. kardan adam bitince çağırdım, ''nasıl olmuş oğlum, beğendin mi'' dedim. şöyle bir baktı kardan adama. bir de bana baktı. direktman, ismail güldüren gibi çift daldı kardan adama. ama nasıl dalmak. sanki düşmanına saldırıyor.

    bir iki boğuşup kardan adamın gardını düşürünce, kafasına 2 pati (pati dediğime bakmayın, bildiğin pençe) darbesi vurarak, kafasını uçurdu. sonra da oturdu başına, bonfile gibi yedi kardan adamın kafasını.

    bir de çok süper bir iş yapmış gibi geldi aferin bekledi. ''aferin oğlum'' dedim. sanırım bunun gazına gelmiş olacak ki, gövdeye de girişti. köpek bu kadar iştahla yiyince ben de merak ettim tabi anasını satayım. oturdum iki avuç da ben yedim gövde kısmından..

    şimdi ben ''dün köpeğimle oturduk yaptığım kardan adamı yedik'' desem, levyeyle döverler.. o yüzden söyleyemiyorum kimseye..

  • başlık: camel fıkrası yazdım beyler toplanın

    camel 6 buçuk lira olduktan sonra iki arkadaş hep camel almaya başlamışlar bir yerde buluşup otururken paketleri karışır olmuş ondan sonra adam arkadaşına senin paketin de camel benimkide bundan sonra seninkinin adı mustafa camel olsun demiş.

  • kendi eşini başkalarının yanında aşağılaması. bir erkek olarak benim bu kadar zoruma gidiyorsa, kim bilir o kadın için ne tiksinç bir şeydir.

    debe editi (adettendir; affınıza sığınarak):

    1. mit tırlarını durduran savcıların mahkemede yaptıkları savunma (alem delikanlı görsün): tık

    2. taraf'ın tutuklu gazeteciler mehmet baransu ve hidayet karaca'yla ilgili haberi: tık

    3. bi takım adamların, vatandaşı enayi yerine koyarcasına birilerinin hırsızlığını örtmek için zırt pırt öne sürdüğü bir konunun içyüzü (sürpriz): tık

    4. bu ise, verdiğim bakınızlardan dolayı "sana şuku verip de debe'ye çıkaran ellerime tüküreyim" diyen kalbi kırıkların gönlünü almak için: tık

    5. bu da, o kadar kafanızı ütülediğim için kendimi affettirmek babında: tık

  • sıkışık trafikte kendi seridinde bekleyen araclarin kusurlu oldugu kazadir. onlar seritleri tikamasa motorcu kardeslerimiz emniyete girmek zorunda kalmaz.

    asla motorcu suclu olamaz gerekirse videoyu izleyen de bile kusur bulunabilir ama motorcu kardeslerimizde asla.

  • benim bebeğim yok ama bu gözler neler gördü...

    uçuklu dudağı ile 4 aylık bebeği öpmeye çalışan mı
    evden gelip ayakkabısını çıkardığı gibi bebeğe elini uzatan mı

    bebek konusu kibarlık kaldırabilecek bir durum değil... anne & baba risk alma şansına da sahip değil illa ki içeri girer girmez uyarmak durumunda ki kontrolü dışında bir şey olmasın. ben alınırım gücenirim diyorsan bebekli eve gitmeyeceksin... bir yıl geçsin sonra gider rahat rahat seversin.

  • sokağa inmeye gerek olmamasından dolayıdır.

    birbirlerini kırıyorlar zaten şu anda. bizi gözlemci atadılar.