hesabın var mı? giriş yap

  • trafikte nasıl insanlarla birlikte sürüyoruz işte kanıtı. kadın resmen zombiye dönüşmüş. yanında birisi olsa boynundan et koparması işten bile değil.

  • ben böyle naif insanlara çok üzülüyorum. çeneye kuvvetli bir yumrukla çözülebilecek bir meseleyi gelip burada duygusal bir dille anlatıyorlar. öyle yaratıkların anladığı dil budur. kimse de kalkıp şiddet tü kaka demesin. bu ülkede malum kesime göre ötekiyseniz can güvenliğiniz yok demektir. sus pus olup sıranın kendinize gelmesini beklemeyin ve kendinizi korumayı öğrenin.

  • "vodafone arena'da seyrettiğim hiç bir maçta son gol sonrası sevinç kadar bağırmaktan boğazımın yandığı, kendimi kaybettiğim bir maç olmamıştır, şampiyonluk ve açılış maçları da dahil." dediğim, beşiktaşımın asla pes etmeyip hesabını son haftaya bıraktığı, bizi bir kez daha gururlandıran uefa şampiyonlar ligi müsabakası.

  • özelliği, tek bir damıtımevinde, sadece su ve arpa maltı kullanılarak, genellikle tek bir arpa çeşitinden elde edilmiş olan iskoç viskisidir.
    üretim süreci normal viski üretimiyle aynıdır ama harman bir viski olmadığından single malt viskinin tat ve koku özelliklerini taşır.

  • öğrenciliği özletendir. ne güzel günlerdi o günler. uyanırdım hava biraz griye çalıyorsa gidesim gelmezdi gömülür uyurdum öğlene kadar. sonra uzunca bir kahvaltı. derken finaller gelir 3 hafta uyumaz geçerdik dersleri.
    ya şimdi? her gün final sabahı mübarek. deadline diye diye ömrümüzü tüketiyorlar.
    çok özlüyorum çok... her sabah uyanınca aklıma geliyor. mazide kaldı her şey...
    öğrenciliğim benim!

  • halbuki erkeklerin karaktere ne kadar değer verdiğini bilince gerçekten iç burkuyor.

  • almanya'dan yıllık izne gelen akrabalarımızın benim yaşlarımdaki çocuğuyla birlikte (11-12 yaşlarındaydık) batıkent'ten demetevler'e -lunaparka- gitmek için bindiğimiz dolmuşta yaşamıştım benzer bir olayı. (aslında buna olay bile denemezdi, o zamanlar henüz olric yoktu, hava raporlari da günlük bültenlerden sonra okunmuyordu. henüz durum, bugünkü gibi açik ve seçik, bir bakima da belirsiz değildi..)

    hatırladıkça gülerim. almanya'dan gelen arkadaşımla ben en önde oturuyorduk. arkadan biri omzuna dokunup, "şu parayı uzatır mısın?", diye sordu. çocuk büyük bir ciddiyetle parayı uzatan adama dönüp, "ben burada çalışmıyorum." dedi. kimse böyle bir cevabı beklemiyordu tabii. çocuk taviz vermez bir tutumla bir zırh gibi duruyor, görevi olmayan bu işi yapmayı şiddetle reddediyorurdu. parayı uzatan adam bir şeyler eveleyip gevelemeye başladı ama ben iki büklüm olmuş kahkaha atmakla meşgul olduğum için gerisini pek hatırlamıyorum.

  • geçen gün mezarlıktan geçerken bir mezar taşı gördüm aynen şöyle yazıyordu; "biz de gezerdik siz gibi siz de geleceksiniz biz gibi..." ulan adam ölmüş hala laf sokuyor...

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.