ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bitcoin
-
ahmet ağa eşeğini satmaya karar verir ve 50 lira etmeyen eşek için pazarlık paylı 100 lira fiyat verir. komşu köyden acil eşeğe ihtiyacı olan mehmet ağa ise pazarlık etmeden 100 lirayı öder ve eşeği alır. ama ahmet ağa’nın içi rahat etmez ve mehmet ağa’nın neden böyle yaptığını anlayamaz. sonra eşeğini geri almaya karar verir. pazara gittiğinde ise mehmet ağa’nın eşeği 200 liraya satışa çıkardığını görür. bunu görünce kesin olarak eşeği geri almaya karar verir. pazarlık etmeden 200 lirayı verir ve eşeği geri alır. bu sefer de mehmet ağa’nın mantığına yatmaz ve eşeği geri almaya karar verir. ertesi gün eşeği 400 liraya geri alır. bu alışveriş her gün bu şekilde fiyat artarak devam eder ve bir gün farklı bir köyden gelen hüseyin pazarda karşılaştığı bu manzaraya şaşırır. yaşlı eşeğin fiyatı ise 1000 liraya çıkmıştır. yanındakine sorar; ‘hemşerim nedir bu iş? bu eşek 1000 lira eder mi hiç!’ der. adam cevap verir; ‘valla grafikler ortada, eşeğin fiyatı 1 haftada 50 liradan 950 liraya geldi. 1000 lirayı kırarsa 1500 liraya kadar yolu var’ der.
hacet gideren adama tecavüze yeltenen eşek
başbakanın duygu durumundan endişe ediyoruz
-
türk tabipleri birliğinin bugün yaptığı basın duyurusunun başlığıdır.
biz de. biz yani, berkinin, burakcanın, ali ismailin, ethemin, mehmetin aileleri. gezide yaralanan, hakarete uğrayan, taciz edilen herkes.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan
endişe duyuyoruz!
“gezi olaylarını faiz lobisi çıkardı.”
“dolmabahçe camii’nde içki içtiler.”
“benim başörtülü bacılarıma saldırdılar.”
başbakan recep tayyip erdoğan’ın gezi direnişi’nden bu yana kullandığı ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dili hekimler olarak kaygıyla izliyoruz.
dün gaziantep mitingi’nde berkin elvan’la ilgili söylediklerini dinlediğimizde ise dehşete kapıldık.
normal/de hiç kimse çocuklarını kaybetmiş iki aileyi karşı karşıya getirmeye çalışmaz.
normal/de hiç kimse ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurulan, 269 gün ölümle pençeleştikten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmez.
normal/de hiç kimse oyun çağında öldürülen bir çocuğun mezarına konan oyuncak misketleri “demir bilye” olarak çarpıtmaz.
normal/de hiç kimse daha iki gün önce evlâdını toprağa vermiş bir anneyi miting meydanında yuhalatmaz.
bizler hekimiz.
insanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
fevkâlâde endişe duyuyoruz.
kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz.
endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
türk tabipleri birliği
merkez konseyi
http://www.ttb.org.tr/…/haberler/basbakan-4447.html
batı bizi barajlardan köprülerden ötürü kıskanıyor
-
adamlar uzayda süzülen meteora roket indiriyor, ama bizi kıskanıyorlar neden? çünkü japonların yaptığı köprüden almanların arabalarıyla geçiyoruz.
debe: (bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası)
hoşlanılan kızın bayramda kurban şişirmesi
-
süper olay.
bilim adamlarının 1927 yılında çektirdiği fotoğraf
-
bir bilal erdoğan eksik.
yol verilince koşan yaya
-
ben yanımdakileri de sürüklüyorum, halk oyunları ekibi gibi geçiyoruz karşıya.
türsab'ın booking.com'u kapattırması
-
skandal karardır. ulan insanlara kolay rezervasyon yaptırmasını geçtim, kaç tane kaldığım ufak otel sahibinden burası olmasa müşteri gelmez lafını bizzat duymuş biriyim. kimin rekabetine haksızlık etmiş burası?
yakında hostelworld, airbnb falan da gider desene. türkiye'deki bu alternatif oluşturmak yerine kapat mantığı nedir ya?
neyse en azından yurtdışı rezervasyon devam ediyor. şu şartlarda hala yurtiçi tatil yapan cidden parasının kıymetini bilmiyordur, daha rencide edici sıfat kullanmak istemiyorum. isterse yurtdışı çıkış yasağı olsun evin balkonunda portakal elma yerim yine bi yere gitmem amk.
nikola tesla
-
bos vaktinde megafon u yaparak patates sogan terorune imkan tanimasiyla da eksi hanede puan toplamistir.
ingilizceyi geliştirmek için faydalı siteler
-
bana ingilizce öğrenme ile ilgili çok soru geliyor. bu yuzden bir video yaptim.
ingilizcenizi en hızlı ve etkili şekilde geliştirebilirsiniz?
video surada:
https://www.youtube.com/watch?v=wa3cqknnsqi
taa 33 yıl öncesine gidiyoruz. ben ingilizceyi 10 yaşımda öğrendim, anadolu lisesi'ne başlarken bir sene hazırlık okudum. 7 sene boyunca lisede ingilizce derslerimiz oldu. sırrı yırcalı anadolu lisesi, eğitimi ve öğretmenleri ile çok kaliteliydi.
sonra koç'ta ve boğaziçi'nde ingilizce olarak lisans ve lisansüstüne devam ettim. 2003 yılında kanada'ya gittim. mcgill'de doktoramı ingilizce yaptım ve orada ingilizce olarak dersler verdim.
2010 yılında ingiltere'ye geldim. 11 senedir burada ingilizce olarak dersler veriyorum. binlerce öğrenciye ingilizce olarak dersler verdim. dolayısıyla 33 yıldır ingilizce hayatımın çok önemli bir parçası. yani doğru yerdesiniz.
size öyle tavsiyeler ve kapsamlı kaynaklar önereceğim ki hepsi inanılmaz eğlenceli. beyninizde ingilizce herşey acaip eğlenceli ve merak uyandırıcı olmalı. o zaman çok daha kolay ve hızlı öğrenirsiniz.
işte ingilizcenizi hızlı ve etkili geliştirmeniz için size tavsiyelerim ve önerdiğim kaynaklar:
1. bbc radio 4 dinleyin. 7 gün 24 saat konuşuyorlar bu radyoda ve çok da kalitelidir yayınları:
https://onlineradiobox.com/…s=uk.bbcradio4&played=1
2. bbc radyo 4'te özellikle desert ısland discs programını dinleyin. 1940tan beri devam ediyor bu program, 3000 bölümü var. başarılı insanlar hayatını ve kariyerini anlatıyor, bölümler şurada:
https://www.bbc.co.uk/…mes/b006qnmr/episodes/player
3. ted talks izleyin her gün. ingilizce altyazılı olarak. özellikle sevdiğiniz konularda. çok şey öğreneceksiniz.
https://www.ted.com/talks
4. netflix'te yabancı dizileri ve filmleri ingilizce olarak, orijinal dilinde izleyin. altyazılar da ingilizce olsun ki diliniz iyice pekişsin. dublajlı film izlemeyin, her zaman konuşmalar ingilizce olsun.
5. sevdiğiniz konularda ingilizce okuyun, araştırın, izleyin, dinleyin. hobilerinizle ingilizceyi buluşturun. müziği, sporu, modayı, teknolojiyi, iş dünyasını ingilizce takip edin.
6.youtube'da ingilizce öğrenin ve videoları hep ingilizce takip edin.
https://www.youtube.com/…/bbclearningenglish/videos (box setleri çok iyi)
https://www.youtube.com/…l/uc8ppdhxsn1nee70lrkj0p3g
https://www.youtube.com/easyenglishvideos
https://www.youtube.com/…/businessenglishpod/videos
7. joe rogan podcast'lerini dinleyin, elon musk'ın konuk olduğu da dahil olmak üzere yüzlerce bölümü var ve hepsi çok ilginç:
https://www.youtube.com/c/joerogan/videos
lex friedman podcastleri de çok iyidir:
https://www.youtube.com/c/lexfridman
adam grant de muhteşemdir ya, bayılıyorum bu adama mutlaka dinleyin muhteşem podcast serisi var:
https://www.youtube.com/…o7otlbbm3pllgrnjnxlrmvcn6q
8. masterclass videolarını izleyin, gerçekten mükemmeller:
https://www.youtube.com/c/masterclass/videos
9. duolingo harikadır ya, oyun gibi öğretir, cep telefonunda yolda filan kullanabilirsiniz:
https://www.duolingo.com/
cleverbot, yapay zeka ile ingilizce konuşmak için:
https://apps.apple.com/app/cleverbot/id383010873
10. cengiz hocanın ücretsiz ingilizce öğrenme youtube kanalı:
https://www.youtube.com/…l/ucuurqvrafxzpk2chaxfzheq
11. vocscreen app kısa videolarla eğlenceli dil öğretir:
https://www.voscreen.com/
12. gazete okuyun ingilizce. ama farklı konularda. finans, teknoloji, spor, kültür, kitap, sinema, politika vs. benim en sevdiğim gazete guardian:
https://www.theguardian.com/…national?intcmp=ce_int
13. benim kanalımda da ingilizce videolar mevcut. oynatma listesi aşağıda. özellikle ders videoları (daha aşağıda ve uzun olanlar) pek çok faydalı egzersiz içeriyor.
https://www.youtube.com/…b039yzmuappxrt6-j47dcwmzzo
14. medium'da ben 400e yakın ingilizce yazı yazdım arkadaşlar, bu yazıları okuyun. çok faydasını göreceksiniz, çok ilginç yazılarım var. bu yazılarımdan bazıları onbinlerce insan tarafından okundular:
https://fahrikarakas.medium.com/
medium'da binlerce yazar, onbinlerce çok iyi yazı yazıyor. obama bile burada. paranız varsa aylık 5 dolara üye olabilirsiniz. aşağıdaki linkten benim sayfamdan üye olursanız, üyeliğiniz bana da maddi destek getirecek:
https://fahrikarakas.medium.com/membership
ingilizceyi yaşayın, hayatınıza katın. hızlı gelişen dünyayı, teknolojiyi, geleceği, bilimi en iyi şekilde ingilizce olarak takip edebilirsiniz. sizi heyecanlandıran şeyleri ingilizce okuyun, izleyin.
15. ingilizce roman okuyun, çok zevkli oluyor. her odada başka ingilizce kitabınız olsun okuyacağınız. işte benim kullandığım yöntem:
https://medium.com/…45266ce0a934f1a9a71cff7740a360b
16. ingilizce eser verin, yazı yazın, üretin. herşeyi oyunlaştırın. teşvik edici bir arkadaşınızla düzenli ingilizce konuşun.
https://www.fluentin3months.com/…earning-resources/
videoyu birakiyorum tekrar:
https://www.youtube.com/watch?v=wa3cqknnsqi
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.
bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.
zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.
çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...
işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.
istanbul'da serçe kalmaması
-
kendilerine istanbul sokaklarını dar eden başta kediler, kargalar ve martılar yüzünden daha tenha bölgelere çekildikleri için yaşanan durum.
tabii bunun asıl sorumlusu da her köşe başına kediler için yiyecek bırakan hayvan severler. (serçeleri sevmiyorlar ama?!)
bol yiyecek bulan kediler, üredikçe ürüyor. onların yiyip bitiremediği mamaları kargalar ve martılar yiyor. onlar da çoğalıyor. ufacık boylarıyla serçelerin bunlarla baş etmesi olanaksız.
o yüzden gece 3'te o sivrisineğin vızıldamasıyla uykundan uyanıyorsun.
tropik bölge sineklerinin çoğalmasıyla bu sorunu daha da derinden hissedeceğiz.
emrah serbes
-
alkollü araç kullanamazsınız, araç kullanırken fazla hız yapamaz, telefona bakamaz yemek yiyemezsiniz. yasak bunlar, anladın mı yasak? yasak olmasının da bir sebebi var. adam gelmiş bir çok insanın başına gelebilir yazmış.
kural tanımaz bir sığır değilsen bunlar başına gelmez, zorla mı alkol aldırıp direksiyon başına geçiriyorlar seni? alkollü araç kullanıp insanları öldürmek nasıl herkesin başına gelebilir lan? bu nasıl bir mantık?
ayrıca sizler nasıl insanlarsınız ki bu tipi hala savunmaya çalışabiliyorsunuz? yok yazarın hayatı başka eserleri başkaymış, yok herkesin başına gelebilirmiş. alkollü araç kullandığı için insanları öldüren birisi ne kadar iğrenç ise bu durumu savunanlar da en az o kadar iğrenç.
ek: şu ''hayatı başka eserleri başka'' kısmına biraz daha açıklık getirmek istiyorum çünkü hala bu düşünceyi savunmaya çalışanları görüyorum.
sizin bu eserlerinden ayrı tutmaya çalıştığınız hayatını o eserlerden kazanıyor ya bu adam, nasıl ayıralım lan birbirinden? isterse dört duvar arasında olsun sen o eserlere pozitif destek verdikçe eser sahibi maddi kazanç elde edecek ve daha rahat bir hayatı olacak.
hiç mi zorunuza gitmiyor bir katili finanse etmek? bu kadar aciz misiniz siz? bir kitaptan ya da diziden uzak kalamayacak kadar zavallı mısınız?
one more cup of coffee
-
sagda solda buldugum bilgilere gore,
- karisi sara ile yikilmakta olan iliskileri adina, 1975 yazinda bir gece kulubu masasinda yazmis bu sarkiyi
- bir kerede grupca kaydedilmis, kanal kayit yapilmamis, bu yuzden bu kadar dogal
- kadin vokalle dylan hic tanismiyormus, kadini bir yerlerden bulup kayda getirmisler. el sikisip sarkiyi kaydetmeye baslamislar. kadinin adi emmylou harris.
- emmylou harris sarkiyi bilmiyormus. onune sozleri koyup calmaya baslamislar. bir gozle sozleri takip ederken digeriyle dylan'a bakiyormus. dylan sarkiya girmesini istediginde kadina dokunuyormus. ikisinin vokalindeki tatli uyumsuzluk ve dogalligin sirri biraz da bundan olsa gerek. albumun geri kalaninda da bu taktigi uygulamislar.
- sarkinin basindaki, yine karakteristik bass solosu oraya rastgele gelmis, aslinda keman planlamislar. kayda girdikleri anda keman hazirliksiz yakalanmis, gitarin tingirdadigini duydum, keman hazir degildi, birinin bir sey yapmasi gerekiyordu, ben de ufak bir solo attim diyor rob stoner.
tam vücut nakli
-
(bkz: oo yalnız kafası şimdi geldi)