ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
la vie d'adele
-
genelde heteroseksüel aşk filmlerinde kendimi kahramanların yerine koyardım, onlarla sevinip üzülürdüm. film bittiğinde eğer iyi filmse etkisini hissederdim günler boyunca. bu film bana şunu öğretti ki bir aşk filminden etkilenmek, içinde bir sızı duymak, gençliğinin o temiz deli aşklarını tekrar hatırlamak için illa bir kızla erkeğin aşkları olması gerekmiyormuş. yönetmen her halükarda sana bu duyguları hissettirebiliyormuş. çok iyi film.
bilgisayar oyun tarihinin en şerefsizi
-
bazen gülümsemesiyle kalplere girip sırttan vurur bu şerefsiz oğlu şerefsiz. bakınız şudur: http://twitpic.com/5g3lbs
edit: bir sürü "bu ne?" mesajı aldım. arkadaşlar hepiniz genç misiniz allasen? bu sözlüğün ortalama yaşı kaç oldu? bu yaşa göre 27 yaşındakilerin bir ayağı çukurda mı? gözleri toprağa mı bakıyor?
dertlendim.
bu arkadaşın ismi lakitu
yaran facebook durum güncellemeleri
-
adamların takımının adı "miami heat" olunca "oo ne karizma isim yahu dersin" ama bizde "adana sıcağı" diye takım olsa dalga geçersin. filoloji önemli arkadaş.
sartre'ın her saniye göz kırpıldığını sanması
-
huis clos eserini okurken fark edebileceğiniz durum.
şu linkte çocuk ve garcin arasında göz kırpmakla ilgili bir konuşma geçer.
garcin çocuğa şunları söyler:
--- spoiler ---
"... un clin d'œil, ça s'appelait. un petit éclair noir, un rideau qui tombe et qui se relève : la coupure est faite. l'œil s'humecte, le monde s'anéantit. vous ne pouvez pas savoir combien c'était rafraichissant. quatre mille repos dans une heure. quatre mille petites évasions.
--- spoiler ---
türkçe çevirisi aşağı yukarı şu şekildedir:
--- spoiler ---
" göz kırpmak denirdi buna. kısa, karanlık bir an; alçalan ve yükselen, kesinti yapan bir perde. gözler nemlenir ve dünya kaybolur. bunun ne kadar dinlendirici olduğunu bilemezsin. bir saatte dört bin kere dinleniş, dört bin anlık kurtuluş.
--- spoiler ---
şimdi dört işlem yapalım.
her saatte 60 dakika, her dakikada 60 saniye vardır.
oyunda sartre'ın 'felsefesini' diyaloglar vasıtasıyla vaaz eden garcin isimli arkadaşımız dünyayı görmemenin güzel bir şey olduğunu ve bundandır ki insanların bir saat içinde 4000 defa göz kırptığından bahsediyor.
eğer 4000 sayısını 60 sayısına bölersek garcin karakterinin iddiasına göre bir insanın dakikada keç kez göz kırptığını buluruz.
4000/60 = 66.6
düz hesap 66 diyelim. buna göre bir insan her dakika 66 kez göz kırpar.
her dakikada 60 saniye olduğuna göre 66 sayısını 60 sayısına bölersek saniye başına göz kırpma sayısını buluruz.
böylelikle 66/60 = 1.1
buna da düz 1 desek eserde yazana göre insanlar her saniye göz kırpar.
eserde bu göz kırpma oranını fark edince normal bir insan dakikada 15 kez göz kırptığı için acaba şaşı insanlar normal insanlardan 4 kat fazla mı göz kırpıyor, yoksa normalden 4 kat fazla göz kırpan insanlar şaşı mı oluyor, yoksa sartre 4 işlem yapmayı mı bilmiyor diye düşünüp araştırma yaptım ama bununla ilgili bir makale bulamadım.
makale bulamayınca da sartre'ın konuştuğu bir video bulup bir dakika içinde kaç kez göz kırptığını saymaya çalıştım ama çok kıpırdadığı için sinirlenip sadece ilk 30 saniye saydım.
videoda sartre 3:00 ile 3:30 arasında yanlış saymadıysam 15 kez göz kırpıyor.
böylelikle sartre dakikada 30 kez, yani saniyede 0.5 kez göz kırpıyor.
sartre normal bir insandan iki kat fazla göz kırpmasına rağmen yine de saniyede 1 göz kırpma skorunu tutturamıyor.
savaş karşıtı görüşleri sebebiyle öldürülen gazeteci garcin kitap genelinde sartre'ın kişiliğine, hayatına ve felsefesine yakın bir profil çiziyor.
sartre bilerek bu karakterin 4000 sayısına inandığını yazdı desek, böyle bir şey yapmasına mantıklı bir gerekçe bulamıyorum.
sartre'ın yazdığı şeye gerçekten inandığını kabul etmek dışında seçeğim kalmıyor...
kitaptaki paragrafı incelemek isteyenler için link
bizim evin altı kayalıkmış
-
müteahhit günlerce zemini kazmak için uğraşmış, zar zor temel atmışlar diye devam eden cümle. sokağa çıkın rastgele 100 adama sorun 99'u bunu söyler. sanırım türkiye kocaman bir kayanın üzerinde yer alıyor :)
polis müdahalesi sırasında sevgiliyi kucağa almak
tr'de sinemaya gitme oranının 2019'da %45 azalması
ece erken
-
ece erken'in vaktiyle benan hanım'a uyguladığı psikolojik şiddetten (kadına kocasının yatakta fotosunu göndermesi, fake hesaptan 's.kik' yazması, kadının otomobiline saldırması, yalan haber yayması, ölümden sonraki kayın valide kolu yarışı, "son yılını en çok sevdikleriyle geçirdi" yorumu...) rahatsız olanlara "gısganıyorsunuz, gısgançlar!!!" diye çıkışmak, varoşluğun kaçıncı mertebesi ben var anlamamak.
on paragraflık yazı yazılmış ama ece'nin şu yukarıda ettiklerine itina ile değinilmemiş, göz ardı edilmiş. he canım he, en çok duyarlı olan, en asil duygunun insanı sensin. o sürekli tek bir kişiye çalıştırdığın vicdanına da diyecek yok.
ece bu maçı istese şu noktada bile çevirebilirdi. olgun davranıp benan'dan af dilerdi, adamın kızlarına sahip çıkardı, aile hakkında ılımlı ve tamir edici demeçler verirdi. ama yok, ortada kocasının cenazesi varken bile 'tercih edilen benim' yarışında. şimdi ben bu kadının acısının neresine saygı duyayım. zaten ölen kocasının ne olduğu da belli değil. kusura bakmazsanız, duyar hakkımı başka bir ünlüde kullanmayı tercih ederim.
laptop alacaklara tavsiyeler
-
hp alin hem sicak hem soğuğu yaşayin. kasada yanma ekranda donma şeklinde
yıllar sonrası için edit: lenovo hiç almayın! hp'yi rahmetle ararsınız.
2020 editi: başlığa baktım şukela modunda en tepede kendimle karşılaştım. şunu söylemem lazım 2003 de toshiba aldım 5 sene taş gibi sağlam çıktı. 2008de bir toshiba daha aldım 6 sene çatır çatır kullandım. sonra ne olduysa ( olan belli aslında maliyetler ve rakiplerin kalitesiz ve düşük fiyatları tabiki) bu japonlar piyasadan çekildi. lapin çinlisine topun korelisine kaldık. en son seviye işlemci ram vs va kullansalarda hiçbiri 5 para etmiyor. ah be toshiba kalitesi seni rahmetle arıyoruz.
ismi içeriğinden daha havalı olan meslekler
-
(bkz: pompacı)
umut sarıkaya
-
dev oyku kosesinde redhouse sozlukle ilgili tespitiyle olayı bitirmis adam.
_yetmisaltıncı denek gelsin!!
(eleman sallana sallana gelir,kenarda deneye girmis diger denekler bekliyodur)
_ne var,ne yapıcaksınız bana?
_al bakalım sunu.(redhouse sozlugu elemana verirler)
_ne lan bu,aaa redhouse sozluk,hemen .mcıgın,.ikismenin ingilizcesine bakıyım neymis.
_bu da aynısını yaptı profosor(elinden sozlugu alıp,kıcına tekmeyi basarlar elemanin)defol lan.
(kenarda ki diger yetmisbes denek dallamalada guler buna,sitti lan der bunlara eleman).
_yetmisyedinci denek gelsin
togg üretim bandı videosu
-
haha video güzel, togg'un özeli dışında üretim videolarını izlemeyi severim. ortaya logo koymalarının sebebi sanırım bu tarz videolar stock görseller olarak kullanılmaya müsaittir.
entry'ler sitem dolu ve bunun nedeni bildiğiniz 100% özel sermaye yani turkcell,zorlu, bmc gibi şirketlerle hayata geçen projeyi iktidar partisinin "akp araba üretiyor, vooaaahh" diye paylaşmasıdır. akp'nin cebinden çıkarıp araba üretiyormuş gibi kastığı siyasetin bu kadar para harcanan bu ticari faaliyete vereceği zararları anlatmak isterim. (ki akp'nin bunları umursadığını sanmıyorum)
bu proje sırf akp ile siyasete alet edildiği için iç pazarda bunun olumsuz etkilerini çok yaşayacak.(genellikle iç pazarda tutunamayan projeler dış pazara da tutunamaz) togg=akp algısı oluşacağı için akp'ye oy vermeyen demiyorum bizzat nefret eden 50% ve fazlası nüfus kafadan bu arabayı almayacak. bu arabayı gördüğünüz yerde " akp'li" düşüncesi kafanıza zuhur edecek. bunun bi ticari marka için ne kadar berbat olduğunu biliyor musunuz?
özellikle akp iktidardan düştüğünde, bağımsız yargı ve medya tarafından dökülecek kirli çamaşırlar ve açılan dosyalar ile bu marka çok talihsiz bir duruma düşecektir. o yüzden 100% yerli olmasa da 100% akp siyasetine alet edilmiş bu projeye yatırım yapan şirketlere vah vah diyorum. olsun yine de bir tecrübe işte, bir girişim.
masada erkek varken garsonla muhatap olan kadın
-
garson da insan olduğu ve işini yaptığı için, normal davranmış olan kadındır. ne demek garsonla muhatap olmamak? şu kullandığınız kelimelere bir dikkat edin. bu platformda her meslekten insan var. kimse birbirinden üstün değil. bunu anlayın, öyle konuşun. tek başına yemek yerken garsonla iletişim kuran kadın, masada erkek varken neden kurmasın? sizin sapık ortadoğulu zihniyetinizi seveyim.
2 kasım 2022 kılıçdaroğlu'nun yayını terk etmesi
-
eşeklik etmiş sunucu. doğru tavır sergileyen kılıçdaroğlu'nu kutlarım.