hesabın var mı? giriş yap

  • tüm game of thrones dizi tarihinde hikayesi ve karakter özellikleriyle toplamda en sevdiğim karakter.

    --- spoiler ---

    daha sör loras'ın abisini kepaze edişinin ardından robert baratheon'un "stop this madness in the name of your king" dediği sahnenin efsane hareketiyle, hatta 01 x 01'deki kullandığı helm ve sonrasında black water savaşındaki "f.ck the king" ve hepimizi hasta eden efsane "chicken" takıntısıyla sevdiğimiz bir karakterdir. grrm'in asalet, soyluluk kavramlarıyla dalgasını geçen, onları küçümseyen zihin parçasıdır sandor clegane. beric-thoros-sandor üçlüsüne terfi ettiğinde geldiği nokta katıksız "reyizlik" mertebesidir. arya ile olan ilişkisi, onunla geçirdiği "sezon" falan hep efsane olarak anılacaktır. "kılıç sallayan ayı" tiplemesinin çok ötesinde bir adamdı. hep beklediğimiz clegavebowl'un sonunda ölümünün gösterildiği sahne game of thrones 8. sezonundaki en sağlam, en alt yapısı olan andır. ne 3 gözlü muazzam özel kişi bran, ne ölümden geri dönen jon snow ne de ejderhalara can veren daenerys targaryen onun kadar özel ve anlamlı bir sahneye sahip olabildiler.

    zaten onun kadar vurucu ve özel bir sahnesi olan tek kişi de onun hem kızı hem de yol arkadaşı, ortağı sayılacak arya stark ve bu istemsiz tesadüf game of thrones serisinde/dizisinde son sezona dair güzel olan tek şeydi.

    hound... adamsın. hem de adam gibi adam, yani güzel adamsın. tüm iyiliği ve kötülüğüyle muhteşem bir kurgu karakter.
    --- spoiler ---

  • bence çevirinin en güzel kısmını

    “mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)

    “ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”

    diye çevirerek yapmıştır.

    aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.

    yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.

    bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.

  • asteğmen inshroud, mesai bitiminde yorgun argın nizamiye kapısına doğru ilerlemekte, sampi'den pide mi yoksa domnos'tan pizza mı söylesem diye düşünmektedir. nizamiye kapısına yaklaşırken acı acı çalan üç düdük sesi* duyar. garnizon komutanı kışlayı terk etmektedir, esas duruşa geçer, selam layıkıyla çakılır lakin önünden geçip gitmesi gereken flamalı araç, tam önünde durur, asker iner, komutanın kapısını açar, komutan araçtan inmeden inshroud'u eliyle çağırır.

    + [caps] asteğmen inşorut eğmreğt gomtanığm! [/caps]
    - üçyüzyetimişsekiz artı ikiyüzotuzaltı? çabuk?
    + ...(2 saniye)... [caps] ağltıyüzondört gomtanığm! [/caps]
    - afferin
    + [scream vocal] soğal! [/scream vocal]

    diyaloğu gerçekleşir ve komutan basar gider, inshroud anlam veremez, anlam vermeye de çalışmaz, zaten pizza yemeye de karar vermiştir ve evine gider. ertesi gün olayın sebebi öğrenilmiştir. 40'dan fazla subay öğrencinin arasına giren komutan onlara bu toplama işlemini sormuştur ve adamlar (bir tane de bayan asker vardı) heyecandan cevap verememişlerdir. kendi halinde yalnız asteğmenin cevap vermesi çok hoşuna gitmiş olacak ki bu değerli komutan inshroud'a takdir belgesi vermiştir. 20 sene okullarda dirsek çürüten, difransiyel denklemlerle yıllarca uğraşan, 2 tane calculus kitabı yemiş olan inshroud kişisi bir toplama işlemiyle yüceltilmiştir.

    kıssadan hisse: pizza güzeldir

  • (romica evlilik yıldönümü kutlaması için makyaj yapmıştır, çocukları çabucak giydirip babaneye bırakma telaşı içindedir. ege (4,5 yaş) ve ilay (2,5 yaş ) tuhaf tuhaf annelerine bakmaktadırlar.)

    ege: anne senin gözüne ne oldu?
    romica: makyaj yaptım oğlum, gözüme far sürdüm.
    ilay: anne korrkunç olmuş.
    ege: hayır hiç de korkunç olmamış, değişik olmuş.
    romica: (umutlanır) nasıl değişik olmuş, iyi mi kötü mü?
    ege: iğğrenç değişik olmuş.