hesabın var mı? giriş yap

  • bilim adamlari, birgün bir magarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teskilatlarini sinamak ve onlara deneyim kazandirmak amaciyla kullanma karari alirlar.

    once japon istihbarati magaraya girer ve 15 dk sonra disari cikip derler ki;

    - bufosilin yasi 1.400.000 ila 1.600.000 arasinda...

    daha sonra cia girer ve 12saat sonra baya bi havali sekilde cikarlar.

    -bu fosilin yasi 1.500.000 ila1.600.000 arasinda derler...

    hemen ardindan kgb girer ve sirf amerikalilara inat içerde 2 gun kalirlar.49. saatte cikar derler ki;

    -bu fosilin yasi yaklasik olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasinda...

    en son olarak bizim mit girer.aradan bir hafta gecer magaradan ses yok, 1 ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok.magaranin disinda beklesen gazeteciler daha fazla bekleyemeyip iceri girerken bizimkilerden biri cikar disariya.yaka paca dagilmis, gomlegin yarisidisarida... sigarasi icin bir ates ister, sigarasini yakar, o sirada gazeteciler heyecanla sorar;

    -iceride calismalar nasil efendim? fosilin yasini bulabildiniz mi?

    bizimki sigaradan bir firt ceker ve;

    -fosilin yasi tam olarak 1.582.903 der.

    bunu duyan gazeteciler saskinlikla sorarlar

    -nasil basardiniz bunu, fosilin yasini tam olarak nasil tahmin ettiniz?

    bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve;

    -zor oldu ama "konusturduk pezevengi"

  • dil öğrenimi / edinimi üzerine genelleme yapmaktan en çok imtina edilmesi gereken konulardan biri çünkü burada bahsedilen şey hala birçok noktada bilimsel açıklamaların ve çalışmaların yetersiz olduğu bir konu olan insan zihninin dil edinimi sırasında nasıl çalıştığı.

    bu konuda ortaya birçok hipotez atılmıştır; bunlardan en önemlileri chomsky'nin innatist yaklaşımıdır. kendisi insanların doğuştan bir dil öğrenme yetisi ile doğduklarına *, ikinci bir dili de anadillerini öğrendikleri gibi öğrendiklerini söyler.

    ayrıca krashen'in monitor theory ve comprehensible input'u da içeren 5 teorisi bu konuya farklı yaklaşımlar eklemiştir. krashen, öğrenme ile edinimi ikiye ayırır; öğrenmenin bilinçli, edinimin ise bilinçli olmadan (natural) bir şekilde gerçekleştiğini savunur.

    bu konuda daha bir çok akademisyenin farklı görüşleri var fakat asıl bahsedilmesi gereken ve birçok kişinin üzerinde durduğu noktalardan biri de bilingual - multilingual olarak insanları neye göre ayırmamız gerektiği. yani "birden fazla dili mükemmel düzeyde bilmek" mümkün mü? bilmek'ten kasıt nedir? "derdimi anlatacak kadar ingilizce biliyorum" mu? "annem-babam gürcü, kulak aşinalığım var konuşulanı anlıyorum ama konuşamıyorum" mu? "üç ay almanya'da kaldım, az çok anlayabiliyorum" mu? "akademik düzeyde konuşma, yazma, dinleme ve okuma becelerilerim ingilizce'de yüksek ama fransızca'da orta seviyede" mi? "ortaokulda lisede görüğümüz ingilizce işte" mi? hatta ve hatta "kuran kursuna gitmiştim, kuran arapçası okuyabiliyorum ama anlayamıyorum" mu?

    bu yukarda saydığım özelliklerden en az birine sahip olan bir kişiyi (ebeveyn dilinin türkçe olduğunu varsayarsak) biligual hatta birkaçına sahipse multilingual olarak kabul edenler var. bu kişiler için önemli olan şey dil öğrenme sisteminin bilişsel olarak devreye girmesi. yani, eğer minimum düzeyde bir ikinci dil bilgisine sahipseniz, siz artık monolingual (tek dilli) değil, biligual (çift dilli) olarak kabul edilebiliyorsunuz bu görüşe göre çünkü zihniniz artık bir sistemle bir dile değil, iki dile göre çalışmaya başlamış.

    bu noktada tartışılması gereken nokta bilingual olma dereceleri veya sınıflandırmaları. birçok kişi ikinci bir dilde sadece adını, yaşını söyleyebilen kişilerin bilingual kabul edilemeyeceğini savunabilir. bu noktada dilin hangi fonksiyonuna ne kadar hakim olunduğu daha büyük bir önem kazanıyor. yani bir kişi compound bilingual * mı yoksa co-ordinate bilingual * mı? weinreich'e göre bu ayrımda compound bilingual kişilerin tek bir dil öğrenme sistemi vardır ve iki dili de bu yolla öğrenirler. misal, almanya'da yaşayan türklerin hem almanca hem türkçeyi öğrenmeleri veya iki resmi dili olan kanada'da hem ingilizce hem de fransızcanın aynı anda öğrenilmesi gibi. co-ordinate bilingual kişiler ise her dili ayrı ayrı öğrenir, bir türkün ingilizceyi türkiye'de öğrenmesi gibi. buradaki asıl konu, kişinin dili kullanırken işleyen bilişsel mekanizmaları ayrı ayrı mı yoksa aynı anda mı kullandığı. örneğin, türkiye'de ingilizce öğrenmiş kişilerin konuşurken yazarken önce türkçe düşünmesi fakat diğer grubun iki dilde de aynı şekilde düşünüp dili kullanabilmesi. burada durum sadece kişisel becerilere bağlı değil tabi, ailenin konuya yaklaşımı, sosyo-ekonomik durumu..vb faktörler de dilin gelişimini önemli ölçüde etkiler. eğer siz türkiye'de ingilizce öğrenip tek mekanizmayla dili kullabildiğinize inanıyorsanız, ebeveyn diline yakın bir yeterliliğiniz var diyebiliriz.

    avrupa'da bu soru işretlerini en aza indirgemek için bir çerçeve planlaması yapıldı; adı da: common european framework of reference for languages, yani, ortak avrupa dil ögretim çerçeve plani, başka bir deyişle avrupa dil portfolyosu. bu çerçeveye göre bazı seviyeler belirlendi ve kişiler bu testleri geçtikleri ölçüde seviyelerini söyleyebilir, "derdimi anltacak kadar biliyorum"u belirlenmiş bir taslak üzerinden ifade edebilir oldular. buna göre a1, a2, b1, b2, c1 ve c2 şeklinde gruplamalar yapıldı. böylece insanlar yabancı bir dil öğrendiklerinde seviyleri sorulduğunda c2 derlerse anlayabileceğimiz şey şudur: "dinleme: ister canlı ister yayın ortamında olsun, hiçbir konuşma türünü anlamakta zorluk çekmem. sadece normal anadili konuşma hızında ise, aksana alışabilmem için biraz zamana ihtiyacım olabilir. okuma: kullanım kılavuzları, uzmanlık alanına yönelik makaleler ve yazınsal yapıtlar gibi soyut, yapısal ve dilbilgisel açıdan karmaşık hemen hemen tüm metin türlerini kolaylıkla okuyabilir ve anlayabilirim. karşilikli konuşma: hiç zorlanmadan her türlü konuşma ya da tartışmaya katılabilir; deyimler ve konuşma diline ait ifadeleri anlayabilirim. kendimi akıcı bir şekilde ifade edebilir, anlamdaki ince ayrıntıları kesin ve doğru bir biçimde vurgulayabilirim. bir sorunla karşılaşırsam, geriye dönüp, karşımdaki insanların fark etmelerine fırsat vermeyecek bir ustalıkla ifadelerimi yeniden yapılandırabilirim. sözlü anlatim: her konuda bağlama uygun bir üslupla ve dinleyenin önemli noktaları ayırt edip anımsamasına yardımcı olacak şekilde konuşmamı etkili ve mantıksal bir şekilde yapılandırabilir, açık, akıcı bir betimleme ya da karşıt görüş sunabilirim. yazili anlatim: uygun bir üslup açık, akıcı metinler yazabilirim. okuyucunun önemli noktaları ayırt edip anımsamasına yardımcı olacak etkili, mantıksal bir yapılandırmayla bir durum ortaya koyan karmaşık mektuplar, raporlar ya da makaleler yazabilirim. meslekî ya da edebî yapıt özetleri ve eleştirileri yazabilirim.

    diğer seviyeler için ayrıtılı bilgi;
    http://adp.meb.gov.tr/nedir.php

    birden fazla dili mükkemmel düzeyde bilmek, sadece tek bir faktörle anlaşılabilecek bir olgu değildir. burada mükemmel düzeyde bilmekten kastımızı açık bir şekilde belirlememiz lazım. şimdiye kadar yapılmış birçok araştırmanın sonucunda kişilerin ebeveyn diline yatkın bir yeterliliği kazanabildiği fakat aynı yeterliliği telaffuzda kazanamadığını biliyoruz. her almanya'da doğup büyüyen kişinin de almancaya olduğu kadar türkçeye da aynı "mükemmellikte" hakim olamadığını da biliyoruz, yoksa sözlükte de almancı türkçesi diye bir başlık olmazdı zira.

  • eveet kıbrıs'la beraber, "komşularla sıfır sorun projesi" tamamen dibi boylamıştır, tebrikler. şimdi sıra, sınırımız olmayan ülkelerle sorun çıkartmakta.

    edit: dakika bir, gol bir... rusya ile siftahı yaptık.

  • merhaba,

    sizlerle daha önce paylaştığımız gibi, ankara 4. sulh ceza hakimliği'nin 22/02/2023 tarihli ve 2023/1532 d.iş sayılı kararıyla eksisozluk.com’a erişimin engellenmesine karşı anayasa mahkemesi'ne başvuruda bulunmuştuk.

    bugün, anayasa mahkemesi'nin başvurumuzu değerlendirdiğini ve karara bağladığını öğrendik. mahkeme, erişim engellemesi kararının anayasa'nın 26. maddesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarını ortadan kaldırmak amacıyla, kararın bir örneğinin ankara 4. sulh ceza hakimliği'ne gönderilmesine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verildi. bu çerçevede eksisozluk.com’a yeniden erişim sağlanması için hakimliğin karar vermesini bekliyoruz.

    mücadelemizi hukuk ve adalete olan inancımızı kaybetmeksizin sürdürdük. anayasa mahkemesi'nin kararı inancımızı güçlendirdi. bu zorlu süreçte yanımızda olan tüm kullanıcılarımıza teşekkür ederiz.

    her zaman olduğu gibi, ifade özgürlüğünü yaşatmak ve korumak adına elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

  • haber

    ticaret bakanı mehmet muş'un, venezuela'dan peynir ithalatına ilişkin, "2020 yılında venezuela'dan türkiye'ye 1 gram dahi peynir ithal edilmemiştir." dediği açıklamasıdır.

    madem peynir ithal etmeyecektiniz neden rte'nin venezuela peyniri kararnamesini çıkarttınız diye sorarlar adama? yoksa venezuela'dan türkiye'ye bir deniz rotası oluşturmak için miydi bu?

    bu rotadan devletin uyuşturucu ticareti yaptığına dair iddialar var, bu iddialara dair elinizde karşı argüman oluşturmak için kullanacağınız kanıt, "1 gram dahi peynir ithal edilmemiştir" ise ortada başka bir ticaretin olduğu (çünkü kararnameyi çıkaran sizsiniz) ve bunun ne ticareti olduğunun belirtilmediği ve sedat peker'in iddiasının doğru olduğu sonucu çıkıyor.

    (bkz: sıçıp sıvamak)

    biz zaten peynir ticareti olmadığını siz açıklamadan önce de biliyorduk. hatta sizin dediklerinize ek olarak, sadece 2020 yılında değil, 2017 ile 2020 arasında venezuela'dan hiç peynir ve peynir ürünü ithal etmemiş türkiye. bu bilgiye ulaşamıyorsundur diye şuraya kanıtı bırakayım: görsel

  • -takdir etme yoktur, eğer birisi bir başarıya ulaşmışsa mutlaka hile ile yapmıştır yada şansı rast gelmiştir.

    -tarafsızlık yoktur, ya siyah ya beyaz ya gündüz ya gece kendilerini ilgilendirmeyen bir konuda bile kutuplaşabilirler.

    -disiplin yoktur, herkes biran önce ulaşmak ister düzensizliği düzen yaparlar.

    -hoşgörü yoktur, kendinden olmayan mezhep, din, ırk öcüdür yok edilmelidir derler ya sustururlar ya da kan kusturular.

    -sadelik yoktur, gösteriş olmazsa olmazdır herkes sizden bahsetmelidir.

    -sakinlik yoktur, akdeniz ülkesi olmamızla ilgili olabilir ama hep bir kargaşa hep bir koşturmaca içindeyizdir trafikte, okulda, işte, şehirde, köyde orada burada insanlar her an kavga etmeye hazırdır her an galeyana gelmeye meyillidirler.

    -bireysellik yoktur bencillik vardır ya taraf olursunuz ya bertaraf.

    -sorgulama yoktur, bunu boşver şunu salla gitsin derler allah'ın işi işte deyip işin içinden çıkarlar sorgulamayı anarşizm olarak görürler sorguladığın zaman ise başına geleceklere hazır ol!

  • yarışmacılardan birinin marketten aldığı hazır sufleyi yaptığını sandığım skandal. meğer olay bambaşkaymış ve televizyonda gördüğü her şeyi gerçek sanan insanlar hala aramızdaymış.

  • alkolün hala siyah poşetle satıldığı ülkemde iç çamaşırlarının da siyah poşete konulması gerektiğini bilmeyen kadındır.
    ama bilmez ki aslında bu yaptığına değişik anlamlar yüklemek isteyen magandaların asıl siyah poşeti hakettiklerini.