hesabın var mı? giriş yap

  • düşman işgalinde bile herifler o hastaneyi 300 metre sağ tarafa yapar pistlere dokunmazdı. hem havaalanımız hem de hastanemiz olurdu.

  • ön edit 2: “ben didom sana” nickli çaylak yazar pek manidar bir diğer noktaya değinmiş: bilinmezlik. (bkz: #78191677) evet, argümanın desteklediği öğreti bundan ibaret sanırım: henüz bilmediğimiz her şey orijinaldir. nazım hikmet’in o mükemmel şiirindeki “güzel” ifadesinin yerine “orijinal”i koysak yeter nitekim:

    en güzel deniz:
    henüz gidilmemiş olandır.
    en güzel çocuk:
    henüz büyümedi.
    en güzel günlerimiz:
    henüz yaşamadıklarımız.
    ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
    henüz söylememiş olduğum sözdür!

    ön edit 1: ”jderuan” nickli yazar çok önemli bir konuya parmak basmış.(bkz: #78183300) zira bu argümanı yanlışlamak için orijinallik kavramını irdelemek gerekmekte. aksi halde ne chopin’in nocturne’ları ne de schrödinger’in denklemlerini orijinal olarak nitelendirebilir insan. öte yandan konunun felsefi temelleri hakkında eser ve yazı paylaşan tüm yazar ve çaylak arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim.

    ———————————————————————————

    sadece düşünerek bir çeşit tanrı olmayı arzulayan bireyler için rezalet gibi rezalettir. insan zihni hiçbir zaman, hiçbir koşulda orijinal bir şeyler hayal edemez. daimi olarak beş duyu organıyla hissettiği olguları kopyalar veya geliştirir durur.

    bundandır ki tanrı var olan her şeyi yalnızca düşünerek var ediyorsa şayet birey: “o halde ben de bir tanrı olabilirim” diyemez. zira hep kopyalamakta, hep çalmaktadır.

    tamamen orijinal hiçbir şey zihinde var olamaz. yepyeni bir dünya, evren, yer hayal edeyim dersiniz; söz konusu yerde illa ki bir gökyüzü, toprak, atom, hava olur. asla ama asla mutlak orijinali yakalayamazsınız. kim bilir belki yakalarsanız tanrının zihninden kurtuluverirsiniz!
    bundan dolayı insan bir tanrı olamaz. sonra da nefret ettiği immanuel kant’a sempati duymaya başlar. hiç şüphesiz ki bu, yaşlanmanın en büyük belirtisidir.

  • ehliyet kurslarının eğitim araçlarında şoförün acemi olduğunu belirten uyarıcı işaretler vardır. bunu gördüğü halde sıkıştırmak için trafik canavarı olmak gerekir.

    kaldı ki tecrübeli bir sürücü bile yokuşta aracı kaldırırken sorun yaşayabilir, sırf bu nedenle birine saldırmak, hatta adam toplayıp geri gelmek tam bir şerefsizliktir.

    sonra o.ç. taksici başlığını sildirmeye uğraşıyorsunuz, önce insan olun.

  • van persie kostugunda pas verilmeyince ya da basarisiz pas olunca, ulan ayip oldu adama yaa diyip utandigim mactir

  • güzellik kavramı göreceli olmakla beraber, genetik miras güzel olmaya yetmez. başka şartlar da gerekir. (genellemeler bütün kötülüklerin annesidir)

    maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'ne göre insan ihtiyaçları temel ihtiyaçlar ve üst düzey ihtiyaçlar olarak ikiye ayrılır.
    temel ihtiyaçlar;
    1. temel ihtiyaçlar (yeme, içme, şu)
    2. güvenlik ihtiyaçları (barınma, tehlikeden korunma)
    3. ait olma, sevme, sevilme ihtiyacı (kız arkadaş, bir gruba girme, statü kazanma)
    4. saygı, saygınlık ihtiyacı (başarılı olmak, isim yapmak)

    üst düzey ihtiyaçlar;
    5. bilme, anlama ihtiyacı (dünya turuna çıkma)
    6. estetik ihtiyacı (sanatsal ve kişisel tatmin)
    7. kendini gerçekleştirme ihtiyacı (emekli olup, kendi domatesini yetiştirmek)

    amerikalı psikolog abimiz abraham harold maslow'a göre insan ihtiyaçları seviye seviye ilerler. yani bir insan açken telefon modelini, güvenlik sorunu varken tiyatroyu, geçim sıkıntısı varken dış güzelliğini düşünmez. ülkemiz yıllarca terör sorunu, darbeler, işsizlik, enflasyon, daha özelde aile baskısı, evlen baskısı, erkek şiddeti gibi sorunlarla uğraştı durdu. insanlar spora, sanata, kendilerine vakit ayıramadılar. çünkü daha önemli sorunları vardı; para kazanmak, dedikodu çıkmasın diye evlenmek, töre cinayetine kurban gitmemek için evlenmek, çocuk yapmak vs.

    kimse kız çocuklarına da erkek çocuklarına da fikirlerini sormadı. evlendirdiler, ya istedikleri işte çalıştırdılar ya çalıştırmadılar. ses çıkaranı dövdüler. mutsuz nesiller yarattıklar. mutsuz, geçim sıkıntısı çeken insanın nasıl göründüğü, nasıl koktuğu, vücut hatları, saçı, makyajı, dişi, game of thrones umrunda olmuyor maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre.(istisnalar vardır tâbi)

    mutlu, refah seviyesi yüksek insanlar mutlu nesil yetiştiriler, mutlu nesiller kendilerine bakarlar, spor yaparlar, hobi edinirler. hem fiziksel hem ruhsal olarak yetişir giderler...

    önce fakir bir ailede dünyaya gelmiş ünlülerin 15-20 yaş arası hallerine bakın sonra da 30 yaş civarı hallerine bakın. para, mutluluk, imkan ve istek olunca insan kendini hem fiziksel hem ruhsal olarak değiştirip, geliştirebiliyor.

    başka ülkelerden örnek vermek gerekirse hindistan'da bir bollywood'un kadın yıldızlarına bakın bir de sokaktaki kadınlara bakın. bollywood yıldızları dünya çapında güzellikleriyle göz kamaştırırken sokaktaki kadının yüzünden acı, korku eksik olmaz. çünkü 15-16 yaşında zorla evlendirilmiştir, şiddet görmüştür, tacize uğramıştır, değil okumak için kitap tuvaleti bile zor bulmuştur.

    son olarak 1-2 ülke dışında spor ve sanatta başarılı, söz sahibi ülkelerin hepsinin refah seviyesinin yüksek olduğuna hepiniz dikkat etmişsinizdir. işsizlik, iç savaş, siyasi-ekonomik krizler, salgın hastalıklar, kıtlıklar varken sanat ve spor ilgi görmez.

    edit; ekleme.

  • migros'un çarıklı şımarıklığına göre davranmaması olarak değiştirelim onu. hiç stok yapmadım, canım içmek isterse gidip en yakındaki yerden alacağım ve o da paşa paşa satacak. tek hayatımızı 1 saat bile bu nevşehir çöreklerinin hassasiyeti ve kutsallarına göre şekillendirecek değiliz.

  • kardeş, sen şirket sahibi olarak kendi kasanda çalışanlarının maaşını ödeyecek kadar kötü gün parası tutmuyorsan kapat git zaten.
    bir de adamlara hain demiş utanmadan. tam kafayı yemelik amk.