hesabın var mı? giriş yap

  • fakir olduğumu öğrendiğim başlık olmuş. fakat vw kullanan birisinin kendisini zengin zannettiği başka ülke de yoktur dünyada.

  • bir zamanların şehir efsaneleri h2000, rock’n coke, rock istanbul, radar live, barışa rock, bunların içinde en istikrarlısı rock’n coke olmuştu.

    festivale ilk darbe; hazerfen havalimanında çevre halkının rahatsız olması dedikodularıydı. sözde basına yansıyan hevesli gençliğin alana sığmaması gerekçe gösterildi. hemen akabinde bir sonraki sene festivali istanbul parka taşıma kararı alındı.
    ikinci darbe; festivalin son günü dönemin başbakanı rte’nin tesadüfen sabiha gökçen havalimanına iniş yapması ve istanbul park civarından geçerken, konvoyu farkeden gençlerin kendisini barış işaretiyle selamlaması protesto amacı taşıyor denilip, bahane gösterilerek, iki sene de bir yapılmak koşuluyla festival yeniden hazerfen havalimanına taşındı...

    sonrasında zaten herkesin bildiği üzre alkol yasakları, sponsor sıkıntıları, kızlı erkekli muhabbetler, yabancı organizatörlerin elini eteğini tr den çekmesi, sanatçı ve grupların can güvenliğini bahane ederek fiyatları uçurması, bir takım yatırımcı ve prodüktörlerin daha fazla riske girememesi, ülke ekonomisi, iç savaş derken kimsenin artık festival filan havası kalmadı. kafası kaçtı.

    rock müzik bitmiş değil sadece bir grubun en az 10 kişilik ekibine para akıtmaktansa, bir tane dj getirerek sabaha kadar tek günlük festival yapmak daha mantıklı bir çözüm gibi gelmiş olabilir. ayrıca o dönem prodüksiyon şirketlerinin bir kısmı kepenk kapattı. bunun da nedeni gergin siyasi ortam ve ekonomidir. kaldı ki asi rockçıların önünü alamayan 4/5 gün gece gündüz süren bir festivaldense tertemiz bir iki gecelik dans festivali yapmak herkesin işine yaradı. biraz da 90ların o buhranlı rock punk ve metal akımı 2013 lerin sonuna doğru bozuldu denilebilir.sadece tr değil dünya da artık bu tarzda üretim yavaşladı yerini yeni akım undergrand elektronik müziğe bıraktı. bu durumu da uyuşturucuyla bağdaşlaştırmanın bir anlamı olduğunu sanmıyorum. sonuçta uyuşturucu dünya da 60lardan sonra yaygın olarak kullanılan ve müzik piyasasını yönlendirme de her zaman aktif olan bir sebepti. sadece müzikte seçenekler arttı. tarzlar fazlasıyla değişti, teknoloji ve hızlı yaşam sosyolojik kültür alt yapılarını ele geçirmeye başladı. rock müzik artık elektronik alt yapıyla mutasyona uğradı. adını duyuramamış ne kadar sanatçı varsa teknoloji sayesinde ülkesinden dışarı adım attı. biz buna gelişim dönüşüm ve çağa ayak uydurma diyoruz. bilmem anlatabildim mi ! hiç bir şey eskisi gibi kalmaz, kalamaz. monotonlaşmaya başlar. her zaman yeni bir maceraya ihtiyaç vardır. en azından dünya genelinde müzik için durum böyle gibi....

  • birinin hayatının değişmesine vesile olduğunuzu görmek bu detaylardan biridir;

    bundan yıllar önce, ben henüz 18 yaşında bir üniversite öğrencisiyken, her zaman gittiğim kuaföre saçlarımı boyatmaya gittim. kuaförüm dünya tatlısı bir insandı, saçımı boyadı ve "sen dur burda ben bir markete gidip geleceğim" dedi ve gitti. birkaç dakika sonra içeri orta yaşlı bir kadın ve genç bir kız girdi, maddi durumlarının çok kötü olduğu her hallerinden belliydi. genç kızın annesi bozuk türkçesi ile bana; "bütün çevre kuaförleri gezdik, çırak lazım mı diye soruyoruz tek tek, kızım iş öğrensin istiyorum, kendini kurtarsın istiyorum ama hiçbirine lazım değilmiş son olarak buraya geldik, inşallah artık bu kapıda yüzümüze kapanmaz" dedi. biraz daha sohbet ettik, kadının en büyük çocuğu buraya getirdiği 16 yaşındaki kızıymış, 3 çocuğu daha varmış ve eşi iki yıl önce vefat etmiş, eşi vefat ettikten sonra kızı okulu bırakıp açıktan devam etmiş ve çeşitli işlerle para kazanmaya çalışmış.

    hikayeleri beni oldukça üzdü ve "yarın sabah gelip başlasın" dedim. onların gözlerindeki o sevinç yıllar geçmesine rağmen hafızamdan hiç silinmedi. ama bir sorun vardı, bir başkasının iş yerine ondan habersiz bir eleman almıştım, sonuçta kuaförüm beni ne kadar severse sevsin onun sadece müşterisiydim. eğer kuaförüm kabul etmezse yarın o genç kız geldiğinde çok daha fazla üzülecekti. bu yüzden o gelmeden planlar yapıp gerekirse ailemden aldığım harçlığın bir kısmını düzenli olarak ona verip, çırağına harçlık olarak vermesini teklif edecektim.

    kuaförüm geldiğinde, nasıl bir tepki vereceğini tahayyül edemeden, konuya direkt "ben buraya bir çırak aldım" diye girdim. şaka yaptığımı düşündü ve gülmeye başladı, ciddi olduğumu anlayınca "olmaz! hırlı mıdır hırsız mıdır bilemem" dedi. ben yalvarmaya ve durumlarının çok kötü olduğundan bahsetmeye devam ettim. sonunda orta yol olarak en azından 15 gün benim hatrım için denemesini teklif ettim. kabul etti ve boynuna sarıldım. sonra elemanından inanılmaz memnun kaldı ve onu kuaförlük okullarına gönderip, bütün sertifikaları almasını sağladı. 3 sene daha o kuaföre gitmeye devam ettim. o kız orada inanılmaz güzel işler başarıyordu ve ben gördükçe mutlu oluyordum. sonra oradan ayrıldım ve bir daha gidemedim.

    bugün fön çektirmek için bilmediğim bir semtte alelade bir kuaför aramaya başladım ve büyük güzel bir kuaför salonu gördüm. kapıdan içeri girdiğimde o yıllar önce gördüğüm küçük kız karşımda duruyordu, durup bana bakakaldı, ben tanıdı mı acaba diye düşünürken boynuma sarıldı ve "sayende" dedi. gözlerim doldu, kuaför salonu onunmuş, iki kardeşini üniversitede okutuyormuş. bütün gün ağzım kulaklarımda gezdim. hayır efendim! fönü beleşe getirdiğim için değil tabi, küçük bir çabamın güzel şeylere vesile olduğunu gördüğüm için.

  • sevgili kısmını bilmem, ama sayamadığınız bir kalabalığa dalmak zorundaysanız ve muhafazakar bir civarda gerçekleşecekse hadise, kesinlikle "siz allahıma ve peygamberime küfredemessiniz ulan" diyerek girin olaya bu arada surekli bagırmak suretiyle adamların allaha küfrettiğini vurgulayın.
    1. adamlar afallayıp ne diyor lan bu modundayken, bir kısmı sizi sakinleştirmeye çalışır
    2. çevredeki insanlar sizin yanınızda yer alır.
    3. polis girerse devreye sorun yaşamazsınız.
    dayak yemekten kurtulur hatta mümkünse iki üçtane de rahatlıkla patlatırsınız.
    ha ben laik bir adamım din istismarı neyime derseniz, allah laikinizi versin ne diyeyim..
    unutma surekli bagırıyorsun...

  • dünyadaki en ucuz işçiliğe sahip ülkelerden çin, türkiye'de fabrika açıyorsa, işçileri hangi şartlarda çalıştıracaklar merak ettim.
    bari biz de suriyeli çalıştıralım da ucuz işçilikception olsun

    aylar sonra gelen edit: çok kötü şartlarda çalıştırıldıkları ve sendikaya üye olanların kovulduğu yönde haberler geliyor. şaşırmadık

  • böyle kurumsal şirketlerde bu işin çözümü basit. gerekli mercilere şikayette bulunun, olayın kamera görüntüleri vs. zaten mevcuttur. bu tarz kurumlar özellikle müşteri ilişkilerine önem vermek zorunda. aptal müdürenin gerekli cezayı alması, belki işine son verilmesi çok olası.