hesabın var mı? giriş yap

  • yine bir rezalet okuyacağız herhalde diye başlığa girdim ama hoca tamamen haklı. akşam saat 11'de beni yok yazmışsınız diye whatsapp'tan yazan öğrenciye ne diyeceksin başka? sanki acil bir durum olmuş. arkadaşın mı bu senin? git mail at derdini anlat, mesai saati içinde cevap verir elbet. insanların özel hayatına biraz saygı duyun ya, hakikaten hadsizlik bu.

    ülkede kişisel alana saygı olmadığından, biri atm'de ensenden nefesini verir, biri gecenin köründe saçma sapan iş için mesaj atar. az bile söylemiş hocan, git özür dile.

  • -alo yalçın
    +efendim, buyrun sayın basbakanım
    -yalçın sen parmaklıklar ardındayı izliyor musun su anda
    +yok efendim şimdi acıyorum
    - ya adam.. yalçın..ya siz ne yaptıgınızın farkında degilsiniz adam mendilsiz halay cekiyor
    +kestiriyorum efendim
    -boyle birsey yok, adam iki saattir..
    +kestiriyorum
    -işimiz var sizle vallahi
    +halletim efendim.

  • babam ciddi anlamda alkolikti. her gün bir yetmişlik deviren insan. * ben beş yaşıma gelince ettiğim bir laf üzerine komple bıraktı. ilaç, tedavi, destek almadan. bir gece çok sarhoş geldi eve, annemin ve babaannemin tuhaf bakışları eşliğinde abdest aldı, salondaki aynalı büfenin üzerinde duran kuranı indirdi, yemin etti bir daha içmeyeceğine. gecenin bilmem kaçı. kimse inanmadı. ben inandım. beş yaşında bir velet olarak, payım vardı bu işte, nasıl inanmayayım?

    içmedi de... hatta sarsıntılı geçen, tüm vücudunun kurdeşen dökerek tepki verdiği, mikrop kapmasın diye ispirto ile kaşırken her yerini, elinde kalan ispirtoyu içine çekerken utanıp kıvrandığı günlerin ardından bağımlılığı tamamen bitti.

    bu defa da "sofra" günleri başladı. ailemdeki tüm ehli keyiflere kendi elleriyle sofralar kurdu, içkilerini aldı, onlarla sabahlara kadar sohbet etti. öyle bir meydan okuma. bir yudum dahi içmedi kendisi bir daha ama.

    işte biz büyüdük. bara falan beraber gelir, bize ısmarlar, öyle seyrederdi. sadece bir kere, su kenarında rakı içen insanlara bakıp, "keşke ağzımla içebilseydim şu mereti" demişliği var ki, hepimizin içinde yaradır.

    keşke be baba. seninle hiç karşılıklı keyif yapamadık baba kız gibi ama biliyorum ki kralını yapardık olsaydın. kralını yapardık, zamanında bokunu çıkarmasaydın. kardeşimle yapıyoruz şimdi bunu. annem de ne seversek onu koyuyor sofraya, ne istersek onu pişiriyor. görsen derdin ki, "ulen, karı benim yetmişlikleri tuvaletlere döktü, bahçe duvarlarında kırdı, çocuklara sofra kuruyor, başlarım öyle işe"

    eee bizde de böyle*