ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
benden daha alevisi olamaz
-
tahmin edilebileceği gibi, "alevilik hz. ali'yi sevmekseee..." ön şartına bağlanmış iddia.
alevilik hz. ali'yi sevmek değildir. kimseyi sevmek değildir. öyle düşünmek veya şöyle inanmak da değildir. bunların hepsidir, her biridir, hiç biridir. alevilik bir kimliktir. alevi olmayan herhangi bir kimsenin "ben de aleviyim" demesi de alevilerin... umurunda... evet umurunda değildir. "x y ise ben de aleviyim"e içkin aşağılamayı, tenezzül tavrını en iyi aleviler hisseder. rte'nin bu lafına alevilerin tav olmasını bekleyen sünni, geri zekâlıdır.
(bkz: sen gelme ulan ayı)
mohammed salah'ın paylaştığı aile fotoğrafı
-
mutluluğu makyaj ve dekoltede arayanların anlayamayacağı fotoğraf.
mesai başladıktan sonra kahvaltı eden işçi
-
nasıl olsa hak ettiğini alamıyordur, afiyet olsun.
otomatik araç sevmiyorum diyebilen sürücü
-
arabanın her parçasını kendisi kontrol etmek isteyen, hisli sürücüdür. şimdi mesela motordan çıkan gücün lastiklere iletilmesinde sürücünün bir etkisi var mı? yok. peki ben ne yapıyorum? daha parktayken, arabanın pistonlarını ellerimle çeviriyorum, arabaya hükmetmek mükemmel bir his. arabanın fren disklerini sürücü mü sıkıyor? hayır. peki ben ne yapıyorum? sürücü koltuğunun altından açtırdığım tünel ile acil olmayan frenlemelerde, sol lastikteki fren diskini elimle sıkıyorum, kontrol çok önemli. bazen fren diskini sıkıp, bırakıp, sıkıp, bırakıp abs etkisi bile yaratabiliyorum. bütün bunların yanında vitesim tabi ki manuel. araba üzerinde ancak böyle hakimiyet kurabiliyorum. ayrıca sürekli esp kapalı geziyorum, bir lastiğe kısa süreli frenleme gidecekse, onu da ben yaparım.
melis ayça değirmencioğlu'nun loris karius ifşası
-
adam alt tarafı "how are you?" demiş. niye herkes sikmiş gibi davranıyor. kezban türk kızlarından haberi olmuş oldu böylece. oğlum sakın bulaşma ben sana söyliyim, yakışıklı adamsın git zeki bir avrupalı bul kendine. 75 iq'lu yürüyen ego değil.
bundesliga tarihinin en uzaktan atılan golü
-
yani diyor ki 83 metreden atmış eleman golü 20 eylül 2014 tarihinde...
copy paste iyi de bari türkçe yazsaydın hacı abi...
edit: baslik basima kalmis, eleman ingilizce bir metni copy paste yapmisti, entry ona cevaben yazilmisti zamaninda...
fikret orman'ın acil durum dublörü
-
sürekli fikret orman'ın 2-3 metre yakınlarında dolaşan, ve olur da bir rahatsızlık yaşarsa hemen onun yerini dolduracak olan dublör.
http://i.imgur.com/cpgt8df.jpg
http://i.imgur.com/e1bzbra.jpg
http://i.imgur.com/me5avqt.jpg
http://i.imgur.com/hk1fahz.jpg
14 eylül 2018 3. havalimanı olayları
-
ayaklanmayı boşver de o nasıl bir sis çökmesidir.nasıl inecek uçaklar oraya merak ediyorum? yer konusunda baştan beri yapılan eleştiriler sanırım doğru çıkacak.
94 ışık yılı uzaktan gelen çok güçlü sinyal
mercedes'in paylaşımına yapılan togg yorumları
-
köyüne dön mercedes yorumu beni benden aldı. asıl togg’un üretileceği gemlik köy gibi bir yer ama neyse...
zorunlu edit: gemlik’te birçok liman, fabrika varmış; çok cahilmişim. cahilliğimi doğma büyüme gemlikli oluşuma veriniz. çünkü yaşayan insanlar hala köy zihniyetinde. ne kadar fabrika kurulsa da zihniyet değişmedi maalesef.
0 850 484 xx xx numaralı telefon terörü
-
bu amina koydugum cocuklarini engellemek icin iphone'da call protect isimli uygulamayi indirip range block yapip kurtulabiliyorsunuz.
kurek kurek mesaj geldi app’i bulamayanlar olmus. yukledikten sonra 08504840000 - 08504850000 olarak range yazmaniz lazim. sadece 0850484 yazarsaniz bloklamaz.
https://apps.apple.com/…t-robo-blocker/id1357820531
smsler icin ise vero sms programini kullanin. iceriginde kelimeye gore sms filtreleme ve numaraya gore sms filtreleme var.
https://apps.apple.com/tr/app/verosms/id1269693537
tetris sendromu
-
“her hangi bir aktiviteye, oldukça fazla zaman ayırıp, yüksek ilgi düzeyi gerçekleştirdiğiniz yani takılıp kaldığınızda oluşan bir durumdur” diye tanımlamış sitesinde erkan tozluyurt.
bir şeyi gerçekten öğrenmek isteyen insanın kesinlikle karşılaşacağı durumdur. aksi halde orada adanmamışlık vardır. öğrenilmek istenen şeyde hep eksikler kalacaktır. öğrenmek için kafaya taktığım, emek verdiğim her konuyu gün içinde düşünürüm, yatarken düşünürüm, rüyamda görürüm, uyanınca üzerine tekrar düşünürüm, üzerinde çalışmaya devam ederim. bu süreci yaşamadığım konularda hep yüzeysel bilgilerin sahibi oldum, vasat yetkinlik sağladılar bana.
size somut katkılar sağlayacak konularda tetris sendromu son derece faydalı bir göstergedir!
cep telefonunun olmadığı zamanlardaki buluşmalar
-
bakıyorum "çocuğunuza 10 yaşından önce cep telefonu almayın" diye uyarı yapıyor uzmanlar. 5 yaşındaki veledin bile cep telefonu var demek. bizim zamanımızda böyle miydi... imkansızlıklar içinde büyüdük biz. yokluktan sevgilimi hesap makinesi ile aradığımı bilirim.
üniversite yıllarında harçlığımı çıkarmak ve bedbaht aileme olan yükümü hafifletebilmek için amelelikten öğretmenliğe her işi yapardım. bu bapta iyi para bırakan işlerden biri araba sayıcılıktı. bilen bilir, trafik yükü hesaplarında falan kullanılmak üzere bir yoldan geçen araçların sayısı lazım olur. tüm gün, saat saat kaç otomobil, kaç kamyonet geçti o yoldan sayılır kayıtlanır. bu iş de öğrencilere ihale edilir işte daha çok, yol kenarına oturur sayarsın. işteki ilk gününde birinci saat dilimini süper dürüst bir şekilde tamamen sayarsın. ikinci saat diliminde bir kabullenme yapıp, yarım saat sayar 2 ile çarparsın. sonra o da çok gelir.. gide gide akşam olduğunda her dilimde sadece 5 dakika sayım yapıp adetleri 12 ile çarpar hale gelmişsindir. gözetmeni olur, yoklayıcısı olur bırakıp gidemezsin, orada duracaksın. sıkıcı da olsa 96-97'de günlüğü 50 milyondu bu işin. para peşin kırmızı meşin...
neyse efendim sadede geleyim, işte böyle ekmeğimi yoldan çıkaracağım bir gün levent'te konuşlanıp, büyükdere caddesi'nden geçen araçları sayacaktım. yol kenarında gelip geçenin meraklı bakışlarından kurtulmak için biraz daha sote bir yer aramaya başladık. yanımda da erkek arkadaşım var bana eşlik eden. şans eseri, üç beş apartmanın arka taraflarının baktığı, yolu da bir aralıktan cillop gibi gören çimenlik bir yer bulup yerleştik. erkek arkadaşım sigara, kola falan alayım diyerek kalkıp gitti. ben de 5 dakikalık sayımımı yaptım, açtım leman'ımı okuyorum. etrafta şu çöplerden kağıt vb toplayan adamlardan biri dolaşmaya başladı. bana dik dik baktığını fark etmemle
dikkatimi çekti ilk. önce önemsemedim ama adam işini bitirdiği halde gitmeyip, gözünü benden ayırmadan bakmaya devam edince hafiften tedirgin oldum. ben hadi gitsin artık ya da sevgilim gelsin diye beklerken, adam yalandan bir şeyleri kurcalaya kurcalaya gide gide bana yaklaşmaya başladı. ben la noliy, yok canım falan diyerek kendimi sakinleştirmeye çalışırken adam gözünü ayırmadan 1-2 metre dibime kadar gelmişti. gündüz vaktiydi, levent'teydik ama bulunduğumuz yer acayip soteydi, in cin top oynuyordu. kalkıp yürüsem herif gidebileceğim tek yolun üstündeydi, sevgilimse ortada yoktu. paniklemiştim, derhal bir şey yapmalıydım. o yıllarda cep telefonu vardı ama ortalıkta görmezdik, çok pahalı bir şeydi. sadece biliyorum televizyondan şuradan buradan. aklıma o geldi. hemen çantama uzanıp kılıfsız casio fx5500'imi çıkardım. ekranı var, tuşu var... cillop gibi cep telefonuydu işte daha ne olsun. tuşlarına bastım bilmiş bilmiş, sonra kulağıma dayayıp bağıra bağıra konuştum:
- alo? haydar abi nerde kaldın ya! geldin mi toplanıyım mı ben? ha geldin köşedesin tamam. tamam gel hadi bekliyorum...
heybetli olsun diye gıyabında kendisine haydar abi diye hitap ettiğim sevgilim yarılmıştı onu hesap makinesiyle aramama. ama bahsettiğim herifin, daha ben çakma telefonumu kulağımdan indirmeden tabanları yağlayıp telaşlı telaşlı gidişini hatırladıkça, kim bilir beni ne beladan kurtarmıştı diye düşünmeden de edemiyorum.
o zamanlar takoz gibi telefonlar vardı, casio'm çok ince kaçıyordu. ama şimdilerdeki yeni nesil cep telefonlarına baktıkça, teknolojinin gideceği yerle ilgili oldukça isabetli bir öngörüde bulunmuşum diyorum. bu bahaneyle tüm casio fx serisi hesap makinelerinin bayramını önden kutlar, halen evimde duran emektar 5500'ümün de ekranından öperim.