ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gingerbread house
-
yeni yıla sayılı günler kalmışken aklıma düşen muhteşem kokulu kurabiye evdir. çok büyük boyutlarda, izlemekten yemeye kıyamayacağınız şahane evler yapmak pek tabii mümkün ama fincan kenarına yerleştirilen minikler benim favorim. mini gingerbread house için kullandığım kalıpların boyutunu bu doğrultuda oldukça minik tuttum. ve iyi demlenmiş bir kahve ile fincanlarımızın kenarına ilişmiş kurabiyelerin lezzetinin harmanlanmasıyla sonuçlandı.
gelelim bu güzel kurabiyenin hamuruna. ben sadece zencefil kullanmak yerine birkaç ekleme daha yaptım. bu tadını çok daha farklı ve güzel yaptı bana kalırsa. ayrıca toz zencefil yerine taze zencefil kullandım.
100 gr tereyağı
1 adet yumurta (orta boy)
4 su bardağı un (400 gr)
yarım su bardağı pekmez (100 ml)
2 çay kaşığı taze zencefil rendesi (4 gr)
1 portakal kabuğu rendesi
1 çay kaşığı tarçın (2 gr)
1 çay kaşığı karanfil (2 gr)
yarım çay kaşığı muskat (1 gr)
eser miktar tuz
royal icing için:
1 yumurta akı (küçük boy yumurta)
2 çay kaşığı limon (4 ml)
8 yemek kaşığı pudra şekeri (64 gr)
öncelikle tereyağı ile pekmez iyice çırpılır. tereyağı oda sıcaklığında olmalıdır. sonrasında portakal ve zencefil rendesi, karanfil ve tarçın eklenir. sıvılar iyice karışınca un yavaş yavaş eklenir. burada yoğurma işlemini oldukça az sürede bitirmelisiniz. eğer hamuru fazla yoğurursanız daha çok un ihtiyacı olacak ve en son hamurunuz tereyağını dışarı atacaktır. hamur yoğurma işlemi bitince hamurunuzu iki parçaya ayırıp buzdolabında yarım saat bekletin. böylece hamurunuza istediğiniz şekli vermek çok daha kolay olacaktır.
dinlenen hamuru pişirme kağıdının arasında yarım santimetre kalınlığında açın ve kalıplarınızdan gereken şekilleri çıkarın. bu hamura göre yaklaşık iki tepsi ve 16 minik ev çıkmaktadır. 170 derecede, fansız şekilde 8-9 dakika pişirin.
bu esnada royal icing yapabilirsiniz. yumurta akı ile limonu iyice çırpın ve sonrasında pudra şekerini ilave edin. bu royal icing evin parçalarını yapıştırma amaçlı kullanılacağı için en yüksek viskoziteye sahip olmalıdır. gerekli kıvam testi: yaptığınız royal icing içerisinde bir çizgi çizdiğinizde, o çizgi 25 saniye beklediğiniz halde hala kapanmadıysa istenen kıvam elde edilmiştir.
fırından çıkardığınız kurabiyeleri tel üzerinde bir süre bekletin ve sonra royal icing ile parçaları birleştirin. en son süsleme için royal icing içerisine birkaç damla su ekleyerek kurabiyelerinizin süslemelerini yapabilirsiniz.
nikahta annesinden onay alıp evet diyen damat
-
o memurun da yarı eleştiriyi hak ettiği aptalca espri kasılmış düşük düzeyli bir merasim.
memur diyor ki; kimsenin etkisi altında kalmadan kendi hür iradenle vs vs vs..
el cevap: son kez bir anneme bakayım, ne diyorsun anne? (salakça el hareketleri, manavdan karpuz alır gibi)
bostan korkuluğu memur efendi, desene beyefendi beni duymadınız sanırım kendi hür iradenizle demiştim kimsenin etkisi altında kalmadan diye.
okuduğunu geçtim, duyduğunu bile anlamayan ve kendince şaka yapan damat ve bununla evlenen kadın. gelecek zamanda başına be gelirse hak ettin şimdiden söylemeli.
hep diyorum: (bkz: #142965722)
acemi asker komutan diyalogları
-
o gün öğle yemeğinde tas kebap, pilav ve kadayıf vardır.yemekhaneye yemek için gelen nöbetçi astsubay, acemi kısa dönem askerlerin masasına oturur.
- nabıyonuz gençler afiyet olsun
- saolun komutanım.
- bakın ne güzel yemek çıkarıyoz size.bunları dışarda yesen; pilav 2 milyon, tas kebabı en az 4 milyon, kadayıf da 2 milyon.bak dışarda yesen 8-10 milyon para vercen burda bedava
- iyi de komutanım ben de dışarda 2 milyar maaş alıyodum, burda 35 milyon lira veriyonuz
-..
türkiye'de 6225000 lisanslı sporcu olması
-
o rakam nereden çıktı bilmiyorum ama gençlik ve spor bakanlığı 2014 verilerine göre futbol hariç lisanslı sporcu sayımız 3219324 (üçmilyon ikiyüzondokuzbin üçyüzyirmidört) baş insan evladıdır.
tek tek yazayım da hem başlık altında tahmini olmayan sayı vermiş olayım hem de kafalarda soru işareti kalmasın, futbolu en sona yazacağım o kısımda söyleyeceklerim var.
atıcılık ve avcılık: 22 379
atletizm: 174 764
badminton: 57 891
basketbol: 253 441
bedensel engelliler:5 137
bilardo: 23 059
binicilik: 4 154
bisiklet: 19 934
bocce, bowling ve dart: 15 725
boks: 78 623
briç: 11 487
buz hokeyi: 6 289
buz pateni: 3 604
cimnastik: 35 425
dağcılık: 36 939
dans: 9 665
eskrim: 10 656
geleneksel sporlar: 10 703
gelişmekte olan spor branşları: 8 824
golf: 6 575
görme engelliler: 4 296
güreş: 95 821
halk oyunları: 103 077
halter: 8 814
hentbol:97 918
herkes için spor: 134 166
hokey: 9 442
işitme engelliler: 9 765
izcilik: 110 482
judo: 68 466
kano: 7 492
karate: 158 600
kayak: 26 793
kick boks: 125 062
kızak: 342
kürek: 4 683
masa tenisi: 99 727
modern pentatlon: 3 659
motorsiklet: 7 568
muay thai: 56 424
okçuluk: 15 861
oryantiring: 10 547
oto ve motor sporları: 4 978
ragbi: 8 955
özel sporcular: 14 983
satranç: 434 439
su topu: 7 394
su altı: 9 983
tekvando: 309 283
tenis: 32 109
triatlon: 3 575
voleybol: 214 357
vücut geliştirme: 34 317
wushu: 59 853
yelken: 13 408
yüzme: 117 411
futbol: 596 765 - bu arkadaşlara göre ama net sezon içinde oynayan faal sayısı 280 bin civarı. futbolda verdikleri sayıya muhtemelen son 4-5 sezonda bir yıl vizelenmiş herkes dahil ya da adam hem okul takımında hem kulüpte oynuyor 2 sayıyorlar, net söylüyorum böyle bir sayı yok, bana ispatlasınlar daha da futbol izlemem, futbol sahasının kenarından bile geçmem. biz yine şişirip verdikleri sayıyı ekleyelim. 3 milyon 800 bin civarı oluyor ama daha fazla değil.
buyrun tff'nin faal futbolcu sayısı raporu;
http://www.tff.org/…lt.aspx?pageid=470&ftxtid=18363
diyor ki, 2013 için 273382. bir yıl sonra spor bakanlığı da diyor ki, biz saydık 596765.
hani nerede diyenlere kaynaklar (istatistiksel tablolar sekmesine tıklayıp, sporcu istatistikleri kısmından excel olarak açabilirsiniz);
http://www.tuik.gov.tr/veribilgi.do?alt_id=1087
manisa'da yaşanan bedelli askerlik rezaleti
-
geçmiş olsun kardeş. konsantre askerlik yapmışsınız. bu dediklerini kısa dönemlere 6 ayda uzun dönemlere 12 ayda günlere serpiştirerek yapıyorlar. sizin vakit dar olduğu için 21 günde ne yapabilirse yapmışlar. neyse yemişsin askerliği işte hürgeneral kardeşim. boşver unutursun zamanla...
başlıklarını engelle
-
(bkz: ekşi sözlük ak troll veritabanı)
(bkz: ekşi sözlük troll listesi) başlıklarında organize olup temizliği daha kısa sürede yapabiliriz.
çok şükür trollerden de kurtulduk.
not: eksileyin ulan troll ibneler.
geççek
-
nevşin mengü yazmış sanırım şarkıyı.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık:
yıl 1453 ve inci sözlük başlıkları
gemiler karadan yürüyor beyler
1. çok ilginç amk
2. salak onların altında yağlı kütük var, gemiler onların üzerinde kayıyor
3. @2 ibn-i sina
4. @2 ibn-i sina nın kayıp dölü
5. @2 aynştayn
6. @5 aynştayn kim amk
ahahahahahah bu ne amk?
türklerde mesai sonrası bar kültürünün olmaması
-
adam minibüs parasını zor denkleştiriyor eve giderken, bir de bara mı uğrayacak.
kuş gribi
-
merhaba, yine bir askerlik anısı ile karşınızdayım. bu satırları fethullahçı, sorosçu, sırp dölü ve yobaz olduğum için yazıyorum, arz ederim. kuş gribi ile tsk arasında nasıl bir bağlantı var demeyiniz, vardır. bunu aslında çifte standart, padişahlık gibi başlıklara da yazabilirdim. her yere uyar.
bu kuş gribi hastalığı beni tavuktan daha doğrusu beyaz etten soğutmuştur. askerden geldikten sonra uzun süre tavuk ve yumurta yemedim. şöyle ki: aralık 2005-mayıs 2006 tarihleri arasında 307. kısa dönem olarak askerliğimi yaptım. sanırım 2005'in ekim kasım aylarında bu kuş gribi yine nüksetmişti. hal böyle olunca tavuk fiyatları dibe vurmuştu. üreticilerin elinde aşırı miktarda işlenmiş tavuk birikmişti. bunlar çöpe gidecekti ki üreticinin kara gün dostu tsk toplu alım yaparak depoları tavukla doldurmuştu. 26 günlük acemiliği saymıyorum, hava kuvvetleri karargahı'nda 130 gün askerlik yaptım. 130 kahvaltı boyunca yumurta çıktı. 130x2=260 öğün öğle ve akşam yemeği yedik. bu 260 öğünün ortalama 250'sinde tavuk ve hindi vardı.
rütbeliler bizi rahatlatmak için bile bir açıklama yapmıyordu, ara ara mutfakta çalışanlar, temiz canım, pişince mikrop kalmaz, askere bir şey olmaz gibi önlemleri bizimle paylaşıyordu.
peki sorun nerede? aynı dönemde ben karargah restoranında çalıştığım için biliyordum, yazılı bir emirle komuta mutfağına tavuk ve yumurta girmesi yasaktı. ikinci emre kadar. komutanlar bu süre içinde tavuklu hiçbir şey yemediler, tatlıları yumurtasız olanlardan yapıldı.
madem kuş gribi tehlikesi komutanlar için vardı, mehmetçik için neden yoktu? mehmetçik tavuk yumurta yiyorsa komutanlar neden yemiyordu?
bu sorunun cevabı türkiye'de tsk'nın konumunu, askerî vesayetin vatandaşa bakış açısını açık etmektedir:
çünkü tsk mensupları hanedan mensubudur, vatandaşlar ise canları ile hanedanı yaşatan reaya. bu rejime tüm dünyada feodalite türkiye'de cumhuriyet denmektedir.
afiyet olsun.
hollanda'da yaşayıp evet oyu veren 82.672 kişi
-
taktik basit;
şimdi bu adamlar euro ile maaş alıyor. türkiye ekonomisi ne kadar çökerse euro da o kadar artıyor. adam 2000 euro maaş alıyorsa 1-2 sene önce 6000 tl almış olup gelip burada harcıyordu. şimdi ise 8000 tl'ye denk geliyor. seneye 10 000 tl olacak belki.
türkiye ne kadar kötüyse o kadar iyi yani onlar için. para kazanıyorlar bu işten.
hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi
-
bacağı uyuşmuş olabilir.
adventure time
-
bu animasyonun en sevdiğim yanı küçük ayrıntıları. konuyu, subliminali falan geçtim onlar zaten üst düzey. mesela son izlediğim bölümde fin ve jake mega kurbağayı arıyorlar. yollarını kaybetmemek için çamur balıklarının verdiği lolipopları yere atıyorlar*. lolipoplar bitiyor. jake'in elinde poşet kalıyor. jake poşeti katlıyor cebine koyuyor. ben mi manyağım bilmiyorum ama acayip gülüyorum bu tür şeylere.
ilgili sahne 3:58'den itibaren
bu arada subliminal demişken 3:40