hesabın var mı? giriş yap

  • vardır böyle insanlar. ama benim başıma bundan daha ağırı geldi.

    bir gün aynı ofiste çalıştığım bir kızla iş için beşiktaş'a gittik. arabayı kadıköy'de park edip vapurla geçtik karşıya ve bir saat verip beşiktaş iskelesi'nde buluşmak üzere sözleştik.

    ben saat yaklaşırken başladım beklemeye. sonra saat 5-10 dk geçince aradım bunu ve bana; ayh yoldayım geliyorum, çok sıcak, şöyle oldu, böyle oldu gibi şeyler söyledi. ben de beklemeye devam ettim. 10 dk oldu 20 dk, 20 dk oldu yarım saat... ben bunu tekrar aradım, ne kadar sürer gelmen diye ve yine aynı rahatsız ifade ile 10-15 dk sonra oradayım dedi.

    ben de beklemekten sıkıldığım için barbaros bulvarı'ndaki starbucks'a kadar yürüyeyim hem bir kahve alırım hem de vakit geçer dedim.

    starbucks'a bir girdim ki ne göreyim. bu, masasında bitmiş bir kahve bardağı elinde bir dergi oturuyor. yanına gidip selam verdim sakince.

    beni görünce şeytan çarpmışa döndü ama öyle bir hale geldi ki açıklama bile yapamadı. nedenini bile sormadım çünkü bu kötücüllükte olan insanlara asla "neden" diye sorulmaz.

  • akp'nin tsk'sının yaptığı açıklama. adamlar ne durma gelmiş ki "gereği yapılacak" bile diyemiyorlar. aferin akp seçmeni türkiye'yi dört bir koldan çökertmeyi başardınız.

    ayrıca "sabrımız taşmak üzere" yazmayı unutmuşlar.

  • ergen yutubırlığının gittiği iğrenç noktayı gösteriyor. bu adam toplumun bir rengi, bir deseniydi. gidenler, kuyruk olanlar neyle karşılaşacaklarını bilerek gidiyorlardı. ezkaza geçerken görüp duran 3-5 kişi haricinde kimse zorla getirilmedi oraya.

    böyle böyle toplumun farklı renklerini solduralım, seslerini susturalım, küstürelim. herkes aynı bokun laciverdi olsun.

    ben 2004 yılında gittiğimi hatırlıyorum.
    hatta fotoğraflarımız var arkadaşlarla. o zamanlar da böyleydi. üniversite öğrencisiyiz deyince "medreseliler gelin, bu size yetmez" deyip biraz daha çiğköfte koyduğunu hatırlıyorum. daha öncesi de var. youtube 2005 de kurulmuş. şimdi bu adamı youtube ünlüsü olmak için böyle davranmakla suçlayan gerizekalılar var. ne desen boş bu derece salaklığa.

  • baskasi icin terk ettikten sonra donup dolasip kurkcu dukkanina donen ve yuzsuz yuzsuz bunu diyen adama "iyi bok yedin" ya da "sesli guldum lan" ya da "ee napiym yani yarraam" gibi cevaplar verecegimize "ben de seni" diyoruz ya, kafamiza ne kadar sicsak az.

  • nöbetçi savcılık tarafından hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yeniden yakalama kararı çıkarılmış.
    işte dogru suçlama buydu. ıngilteredeydi galiba, adamın birine tacizden 2, ingiliz kızlarının özgürce gezme hakkına saldırıdan 22 yıl hapis vermişti bi hakim. inşallah suclamanın arkasında dururlar.

    edit:kaynak

  • motosiklet sürücü tamamen geri zekalı. en sağ şeritten tam gaz gidip de niye önüme kırdın diye mal mal hareketler sergiliyor.
    ben de aktif motosiklet kullanıcısiyim ve çok şükür çevremde böyle mal apaçiler yok.

    arkadsslarina güvenip de arabanın önünu kesip kavga etmek falan. katıksız mal.

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.

  • cahil türk halkına bilgi olarak vereyim.

    ufo demek uzaylı demek değildir. ufo demek unidentified flying object demektir.

    yani havada tanımlayamadığın bir cisim görünce bunu ufo diye raporlarsın. esprileri ona göre kasın ki biraz seviye yükselsin artık şu platformda.

  • ya bir cumhurbaşkanı neden dandik bir tv dizisini korumaya geçer, hadi geçti neden bir komedyenle atışır? bir tek bana mı bu kadar saçma geliyor rte'nin her şeye yorum yapması, herkesle kapışması?

    ben türkiye'nin muhtarıyım dediğinde gülmüştük de, bu kadarını boş boş kahvede oturan muhtarlar bile yapmaz.

  • olay tamamen amacından sapmış. sanki bir pencere açılacak da içinden bakınca paralel evren gözükecekmiş gibi bir algı oluşturuluyor. uykum olduğu için entryi buraya bırakıyorum, yarın unutmazsam bilgi içerikli entrye dönüştürürüm bunu.

    edit: geldim.

    modern fizik 3 tip uzaysal simetriyi ile ilgilenir: yansıma, dönme ve dönüşüm. modern fizik konusu olarak simetri, ilk aklımıza gelen simetriyle benzer bir anlama sahip. yansıma simetrisi, bir sistemin bir noktadan aynalandığında çalışmaya devam edebilmesiyle ilgilidir. örneğin mekanik bir kol saatinin içini açıp bir aynanın yanına koydunuz diyelim. daha sonra aynadan saatin işleyişini izleyerek aynadaki saatin aynısını yapmaya karar verdiniz. saat yönünde dönen dişliler ters yöne dönsün, soldaki mekanizmalar sağda olsun vesaire. öyle bir saat yapın ki, orijinal saatin yanına koyduğunuzda, sanki aynadaki yansımasına bakıyormuşsunuzcasına onu tersten taklit edebilsin. bu yaptığınız saati kurduğunuzda, çalışır mı? sağduyu ile çalışacağını söyleyebiliriz. bu durumda mekanizma, yansıma simetrisine itaat eder.
    öte yandan doğadaki 4 temel etkileşimden biri olan zayıf etkileşim yansıma simetrisine itaat etmez. buraya bir parantez açıp 4 temel etkileşimi yazayım:

    1)kütleçekimsel etkileşim: kütleli cisimlerin, kütleleri dolayısıyla diğer cisimlerle etkileşimleridir. örneğin güneşin kütlesinden dolayı gezegenler onun çevresinde bir yörüngede ilerler. dünyanın kütlesinden dolayı yerden yüksekten bıraktığımız çoğu cisim yere düşer.
    2)elektromanyetik etkileşim: yüklü parçacıkların birbirleri ile olan etkileşimleridir. görünür ışık da elektromanyetik bir sinyaldir. kablosuz iletişim, mıknatıslar, elektrik devreleri, iyonize edici radyasyonun etkileri ve görme duyumuz da bunun sayesinde çalışır.
    3)güçlü etkileşim: atomların çekirdeklerini bir arada tutan kuvvettir. nötronlar elektriksel olarak sıfır, protonlar ise sıfırdan büyük bir net yüke sahiptir. aynı yüke sahip parçacıklar birbirlerini 2 numaralı (elektromanyetik) etkileşimle iterler ancak güçlü etkileşim elektromanyetik etkileşimden çok daha güçlü olduğundan atomun çekirdeği dağılmaz.
    4)zayıf etkileşim: radyoaktif bozulmalara sebep olan mekanizmadır. bu etkileşimin bir örneği olarak önce beta bozunumundan bahsedelim:

    atomlar 3 parçacıktan oluşur: proton, elektron ve nötron. proton ve nötron da üçer kuarktan oluşur:
    proton: 2 yukarı, 1 aşağı kuark
    nötron: 1 yukarı, 2 aşağı kuark
    nasıl bir atomu oluşturan yapıtaşlarından bahsedebiliyorsak, nötronu ve protonu, hatta tüm evreni oluşturan ve işleten temel yapıtaşlarından da bahsedebiliriz (kuarklar ve leptonlar, bozonlar). isimler işin içine girdikçe anlaması zorlaşıyor, ama konu da biraz esaslı bir konu. proton ve nötronun aksine elektron "temel yapıtaşlarından" biridir.

    zayıf etkileşim sadece temel parçacıklar arasında olur. beta bozunumu nötronun içindeki aşağı kuarklardan birisinin, yukarı kuarka dönüşmesiyle olur. bunun sonucu olarak nötron, protona dönüşür; zira artık 2 yukarı ve 1 aşağı kuarktan oluşan bir parçacığa dönüşmüştür.

    aynı şekilde kaon denen bir parçacığın zayıf etkileşimle bozunumu incelendi. parçacığın bozunması sonucu ortaya çıkan ürünlerin yansıma simetrisine uymadığı görüldü. biraz daha ayrıntı isteyenler okuyabilir:

    --- spoiler ---

    kütleleri ve ömürleri aynı iki parçacığın zayıf etkileşimle bozunumu incelendi. parçacıklardan ilki olan tau bozunduğunda 3pi mezon ortaya çıkıyordu (yükleri: +,+,-). ikinci parçacık olan teta bozunduğunda ise 2 pi mezon ortaya çıkıyordu (biri +, biri 0). ilk durumdaki parite -1, ikinci durumda ise +1 oluyor, uyuşmuyordu. iki farklı parçacığın iki farklı şekilde bozunması normalken, tau ve tetanın dikkatli incelemesi, ikisinin aynı parçacık olduğunu ortaya çıkardı. bu durumda bir parçacık farklı paritelerde bozunabiliyordu, parite korunumlu değildi. bu deney ve sonraları yapılan deneylerle paritenin korunumu yasasının zayıf etkileşimde geçerli olmadığı ortaya çıkmış ve iki tane nobel fizik ödülü bu konudan çıkmıştır (1957 ve 1980).

    --- spoiler ---

    daha sonraları ortaya bir teori atıldı: ayna madde. ayna madde teorisi doğruysa zayıf etkileşim ayna simetrisine uyuyor demekti. bu teoriye göre her parçacığın bir ayna çifti vardı. ayna parçacıklar kendi içlerinde sıradan parçacıklar gibi etkileşebiliyordu, ancak sıradan madde ile sadece kütleçekimsel etkileşim ile etkileşebiliyordu. yani onların varlığını gözlemenin yegane yolunun kütleçekimsel etki olduğunu söylüyordu teori. şimdi bu "paralel evren" deneyini yapan arkadaşlar da "yoğun bir nötron huzmesini" düzgün bir manyetik alandan geçirip, nötronları ayna nötrona dönüştürmeyi ve konjektürel ayna manyetik alandaki değişimin etkilerini gözlemlemeyi hedefliyorlarmış sanırım. yemin ediyorum kafam yandı. 10 15 dakikada yazarım sanmıştım, hiç bilmediğim bir yerden çıktı, hatalar için bir yeşil uzağınızdayım.

    ayna maddeyi gözlemlemenin yegane yolunun kütleçekimsel etki olduğunu söylemiştim, ne demek bu? bu demek oluyor ki, ayna maddeyi göremeyiz, elektromanyetik spektrumdaki hiçbir sinyal ile algılayamayız. ayna maddenin var olduğunu söyleyebiliyoruz çünkü karanlık maddenin aslında ayna madde olduğunu ya da karanlık maddeye atfetilen kütlenin aslında bir kısmının ayna maddenin kütlesi olduğunu anlatıyor ayna maddeciler. karanlık maddeyi bilmeyenlere ufak bir açıklama yapayım:

    galaksileri bir arada tutan kuvvet kütleçekim kuvvetidir. çok yüksek kütleli bu sistemleri astronomlar incelemişler ve galaksileri oluşturan maddelerin, galaksileri bir arada tutmaya yetecek kadar kütleye sahip olmadıklarını görmüşler. yani galaksileri bir arada tutan bir kütleçekim kuvveti var ancak galaksiyi oluşturan yıldızlar, gezegenler vs artık ne görebiliyorsak hepsinin toplam kütlesinin galaksiyi bir arada tutacak kuvveti oluşturmaya yetmediğini görüyoruz. o halde demiş astronomlar, bizim tespit edemediğimiz bir "karanlık madde" olmalı. bu karanlık maddenin kütlesi de galaksiyi bir arada tutuyor olmalı. e madem evrenin her yerinde bu karanlık madde var, dünyada da olmalı diye düşünüp araştırmaya başlamış fizikçiler. pek çok başarısız denemeden sonra 2 deneyde (cogent ve dama/lıbra) karanlık maddenin varlığına yorumlanabilir veriler alınmış. bu iki deney sonucunu birleştiren teorilerden biri de yine ayna madde teorisi.

    deneyin paralel evrene benzetilen kısmı da şu: eğer ayna parçacıklar varsa, ayna gezegenler de olabilir. habercilik büyüsüyle süsleyince paralel evren çıkıyor sanırım. söyleyeceğim birkaç şey daha vardı da, hem üşendim hem yoruldum, 4 kişi favlamış, onların hatrına yazdım bunu da. akıl karı değil yemin ederim.

  • jüpiter'dir. hayvani çekim gücü sayesinde dünya istikametine doğru gelmekte olan binlerce asteroid, meteor vb gök çöpünü ya ivme kazandırarak sistem dışına fırlatır, ya da içine alıp atmosferine katar. kardeşini koruyan bir abi gibidir anlayacağınız. ayrıca ameliyat iziymişçesine duran lekesi kendisini pek karizmatik yapar.

  • family guy ve the simpsons' ı baştan izlemek için abone oldum fakat iki temel problemi olduğunu görüyorum, belki de çözümü vardır da benim haberim yok.

    mubi, netflix gibi benzer platformlarda gün gün hangi içeriğin eklendiğini görmek mümkün, disney+ da bununla ilgili ne ayrı bir bölüm ne de bugün bunu yükledik diye bir bildirim mevcut. siteye yeni olarak hangi içerik ekleniyor belirsiz.

    diğer bir sıkıntı da altyazılar. bilgisayardan izlemeyi denediğimde altyazıları istediğim renge, büyüklüğe ayarlayıp kullanabiliyorum, televizyon da xiomi mi box üzerinden izlemek mecburiyetiddeyim, box üzerinde sadece seslendirme ve altyazı dilini seçme dışında başka hiçbir ayar/opsiyon sunmuyorlar. varsayılan altyazı rengi ve boyutu o kadar kötü ki okurken gerçekten gözlerim ağrıyor.

    bunun dışında şimdilik sorunsuz çalışıyor diyebilirim.