hesabın var mı? giriş yap

  • medya planlama şirketinde çalışan biri olarak sanırım en doğru bilgileri verebilirim. öncelikle debe'ye girmiş olan üstteki entry'de yanlış bilgiler mevcut (bkz: #141264648), tv izleme araştırması tıak tarafından yapılmaktadır ve araştırma örnekleminde ab ses oranı %15 (a grubu %4 hatta), c1 ses oranı %25, c2 ses oranı %34 ve de ses oranı %25'dir.

    bununla beraber genel bilinen bir kanıyı da düzeltmek istiyorum, ses yani sosyo-ekonomik statü sadece gelirle bağlantılı değildir, eğitim ve meslek detayları da ses’i şekillendirir. örneğin aylık geliri 7.000 tl olan üniversite mezunu bir yöneticinin ses grubu ‘a’ olabileceği gibi, aynı gelir seviyesinde ilkokul mezunu bir esnafın ses grubu ‘c2’ olabilir.

    ölçüm sistemini kısaca anlatmak gerekirse 40 ilden 4.000 haneye tv ile çalışan peoplemeter isimli ölçüm cihazları yerleştiriliyor. bu cihazların özel kumandaları oluyor ve hanede yaşayan her bir birey için özel bir kod oluşturuluyor ve her bireyden kendi izleyeceği zaman kodu olan tuşa basarak kanala geçiş yapması isteniyor. ne kadar sağlıklıdır kısmına gelince, benim bu konuda tek aklıma takılan şey insanların kendi kodlarını girmekle uğraşıp uğraşmadığı.

  • bir kere düştüm buna.

    iş arkadaşımdı. telefon almıştı kendine. 1 ay ödedi. sonra başka yere geçti. 2. ay ödemedi. 3. ay ödemedi. 4. ay aradım. direkt lafa girdim. biraz sıkışığım, para gelecek 1 aya. hepsini öderim dedi. 2 ay geçti, ses yok. tekrar aradım, açmadı. geri de dönmedi. mesaj attım. aga 24 saat içinde tamamını ödemezsen, ben kendi bildiğim yoldan çözerim dedim. tabii ki geri dönmedi. günah benden gitti.

    o zamanlar mavi bilgisayar vardı. oradan almıştık telefonu. gittim. hırsızlık vakası var. faturamı kaybettim, fatura nüshası lazım dedim. kredi kartıma ait alışverişten faturamı verdiler. karakola gittim. önce durumun aslını anlattım. polis güldü. telefonu ya da parasını verirse şikayetten vaz geçer misin dedi. tabii ki dedim. tamam, hallederim şimdi dedi. numarasını istedi. aradı hemen yanımda, parayı getir yoksa başın yanar, benden demesi dedi.

    adam şehrin öbür ucundan 15 dakikada geldi karakola. güzel güzel paramı verdi. saydım, ilk taksit dahil hepsini vermiş. geri verdim fazlasını. adi bir kağıda satış protokolü de yaptık oracıkta. imzalar atıldı. sonra arkasına bakmadan gitti.

    aklınızda bulunsun. ola ki böyle bi bok yiyeceksiniz, faturayı kendi adınıza kestirin. ne olur ne olmaz.

  • o paraya uçakla italya'ya gidip geliniyor uygun bilet bulunursa. buna adam silkmek denir. sonra vay efendim yerli turist gelmiyor vs.

  • böyle insanlar gününüzün daha mutlu geçmesini sağlarlar, somurtkan somurtkan yolda yürürken karşıdan karşıya geçmek için beklerken birden bir araç durur ve size yol verir şofürü de genelde eliyle geçiniz şeklinde bir hareket yapar gülümser selam verirsiniz anlık mutlu olursunuz, her şeyin o kadar da kötü olmadığına karar verirsiniz, dünya hala güzeldir.

  • serander cafe'de istemeden duyduğum diyalogtur.

    -bu herif küçükken dikili'nin en salak çocuğuydu.
    +hadi lan ne yaptım da salak oldum?
    -sen değil miydin şirinleri görücem diye ormanı yakan? aga dinle bak. bu salak almış eline kibriti çalılıkları yakmış, plan da şöyle, çalılar yanınca şirinler dumandan boğulup ortaya çıkacak bu da şirinleri görecek. dikili'nin en büyük orman yangınını çıkardı.

    edit: imla

  • bu hayvanatlar yüzünden flash bellekleri açılı açılı takiyoruz, sonra datanin yarisi asagi akiyor.

  • babaların hepsi komik. hepsi.

    football manager'ın championship manager olduğu zamanlar, 15-16 yaşlarımda olmam lazım, hafta sonu, sabaha karşı 5 olsa gerek saat, kaptırmışım kendimi, aghahowa, robben, okoronkwo falan yardırıyorum. ışığı kapatmışım, inceden tezahürat bile yapıyorum. babam helaya kalktı sanıyorum. koridordan geçerken beni gördü, durdu, kapıdan içeri baktı. beyaz slip donla yattığına göre mevsimlerden yaz, aylardan temmuz olmalı.

    -ne yapıyorsun oğlum?
    +eoo. internetten araştırmalar, detaylı bilgiler.
    -oyun mu oynuyorsun?
    +ee arada bakıyorum falan. ama araştırma da yapıyorum yani.
    -yine mi şu yazıların oyunu lan?
    +şimdi o tam öyle değil. taktik, hızlı karar vermek.
    -şu oyunu oynayacağıma lambayı açar kaparım, inan dünyaya daha faydalı olurum.

    sonra oyunu bıraktım, nükleer reaktör falan yaptım. soğuk füzyon. öyle. şimdi tantuniciyim. imkanlar güzel.