ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi
-
anadoludan kop gel düz git
ankarayı geç sağdan
bursanın biraz yukarısı
altunizadeden sonra köprünün hemen aşağısı
avrupa yakası
babamın otoritesini geç
annemin damat takıntısı
abimin şöhret sevdası
gençliği solla
kariyeri fulle
çayını da demle
son durak
avrupa yakası
avrupa yakası
avrupaaaa yakasııııııı
velhasıl;
(bkz: avrupa yakası)
beyaz çoraplı kedi
-
görsel görsel görsel görsel görsel görsel
kedilerin beyaz çoraplı olması insan kaynaklı gelişen bir tuhaflıktır. kökeni, yaklaşık 10.000 yıl önce başlayan evcilleştirme sürecine dayanmaktadır. bu süreçte, daha sakin, daha dost canlısı kediler üretmek için en evcil kediler seçilerek çiftleştirildi. bu süreçte beyaz lekeler ve beyaz patiler gibi beklenmedik bir sonuç ortaya çıktı.
beyaz çoraplı kedilerin oluşmasının sebebi, anne rahminde embriyonik gelişme aşamasındaki kedi yavrularında çıkan ve pigment hücrelerinin uygun şekilde olgunlaşma yeteneğini engelleyen gelişimsel bir anomalidir.
ortaya çıkan olağan dışı görüntü insanlar tarafından sevilince bu anomalinin görüldüğü kediler çiftleştirildi ve beyaz çoraplı kedilerin sayısı da bu yapay seçilim ile çoğaldı ve yaygın hale geldi.
kaynak: science focus
___
konunun dışına çıkıyoruz ama bir merakı daha giderelim: görsel
atlardaki sekinin nedeni leopar kompleksidir. bu da antik dönemdeki vahşi atlarda pek görülmezken ancak evcil atlarda oldukça yaygın görülmektedir. ezcümle, yine kedilerde olduğu gibi ortada yapay bir seçilim ve mutasyon olduğu sonucuna ulaşılabilir. zaten bu lekeler de nişane olarak adlandırılmakta ve ata değer katmaktadır. tek başına bu bile ortada bir yapay seçilim süreci olduğunu düşünmek için yeterlidir. 10.1098/rstb.2013.0386
her halta zırva diyerek zırvalamasanız keşke...
edit: bizim "zırvacı" tüymüş ama ekran görüntüsü eklendi.
8 yıldır tıraş olmayan üniversiteli kız
-
ptt 1. liginde rahatlıkla orta saha mevkisinde oynayabilecek bacaklara sahiptir.
debe editi: lütfen duyarlı olalım!
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
edit:başlık ağır başıma kalmış yine.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
misafir olunan evde büyük hacet giderdikten sonra tuvaletin sifonunun çalışmadığını ögrenmek.
ismi xena olan kıza akrostiş şiir yazmak
-
xd şeklinde gülme sakın
en yaralayan bu beni
nice gülücükler gördüm ama
anan zaa xd ne ola ki?
çıkarıldığında rahatlatan şey
-
(bkz: selçuk inan)
atari oynamış efsane nesil
-
hayatları adaptörün soğumasını beklerken geçmiş nesil.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
6 yaşındaki gürbüz crysis 2 oynarken yanıma geldi . bir süre izledi izledi izledi sonra omzuma yattı.
+oyyy, napıyorsun sen ?
-salağa yatıyorum (!)
+ne , nasıl , ne diyo lan bu ! (anlamam 15 dakika süre aldı )
edit : yazınca şimdi durumun ciddiyetine vardım
beyler :(
güneş sistemini tartışan gençlik
-
bilgileri yanlış ya da yetersiz olsa da uğraşları on numara.
zimbardo deneyi
-
prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.
bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."
prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.
özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.