hesabın var mı? giriş yap

  • okulda en ön sıraya oturmakla, telefonuna müzik indirmekle, spor yapmamakla kıroluk arasında ilişkiyi hala çözebilmiş değilim. arka sıralarda dersi dinleyemiyordur, ilgisi dağılıyordur? boyu kısadır ya da gözleri bozuktur tahtayı göremiyordur? vakti yoktur spor yapamıyordur? veya belki yaşadığı muhitte rahatlıkla sporunu yapabileceği parklar, spor alanları yoktur ve parasızlıktan spor yapamıyordur? ipod'u yoktur müziklerini telefondan dinliyordur? tabi siz aşırı derecede mükemmel, entellektüel, sportif ve zenginsiniz ya kendi halindeki kızlar bile size göre kıro. hepiniz paşa torunusunuz ondan herkese burun kıvırıyorsunuz. ekşi'de ne tür ruh hastaları dolaşıyor belli değil.

  • trende gidiyolar:
    raymond: hmmm 365 koyun var
    -nası saydın?
    raymond: ayaklarını saydım dörde böldüm

  • aklıma fıkra getirmiş kınama:

    --- spoiler ---

    isviçre çin`e savaş ilan etmiş. bir şekilde
    çine kadar gelmişler.
    haber çin başbakanına geç ulaşmış.
    — başbakanım isviçreliler saldırdı pekine
    girdiler
    — isviçre de ne?
    — avrupa’da bir ülke
    — kaç kişi bunlar?
    — 5 milyon
    — peki, hangi otelde kalıyorlar?

    --- spoiler ---

  • devletin işine gelmeyeceğinden dolayı asla gerçekleşmeyecek durumdur. türkiye'nin ab'ye girme ihtimali bile bundan daha yüksektir. bunun temel nedeni de yerel para kullanımının enflasyon-devalüasyon döngüsüne izin vermesidir.

    daha önce de dediğim gibi, enflasyon üretim verimliliğinin paranın dolaşım hızına yetişemediği durumda ortaya çıkan bir sonuçtur, ister talep nedenli isterse maliyet nedenli olsun bu gerçek değişmez. sadece bir katmandaki talep artışı, maliyet üzerinden diğer katmanda maliyet enflasyonu yaratabilir. bunun nedeni ise maliye politikasındaki teşvik önceliklerinin yanlış değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan talep fonksiyonu süreksizliğidir. bu süreksizlik gelir dağılımı bozukluğuyla orantılı olarak değişir.

    siyasi saiklerle beslenen bu talep fonksiyonu süreksizliğinin yönetilmesi her zaman sadece vergilendirme politikasıyla mümkün olmaz, en azından cari dengesi -%5.5 olan bir ülkede olamaz. çünkü toplumun üst katmanlarında oluşan katma değeri yüksek mallara olan (bunlar lüks nihai tüketim malları veya nitelikli ara mamül olabilir) talep, alt katmanlarında ve genel katmansız mallardaki üretimi maliyet üzerinden vurarak enflasyon yaratır.

    devletin borçlanması, ve bu borçlanmayı merkez bankasına zorla tahvil aldırarak yapması, yani bir nevi para bastırması veya tahvil ihracı ile piyasadan yapması çok bir şey değiştirmez. devletin para harcaması bireyin harcaması gibi olmaz. devlet o parayı nitelikli işlerle katma değer üretilecek işler için harcamazsa enflasyon kaçınılmaz sonuç olur. yani birçok ekonomistin verdiği örneğin aksine enflasyon sadece para arzının karşılıksız artırılması sonucu oluşmaz. mutlak bütçe dengesi varken dahi oluşabilir.

    devletin mevcut yaklaşımı sonucu gerçekleşen enflasyonu aslında gizli vergi olarak değerlendirebilirsiniz. öyle ki, sizden alınan vergilerle yapılan her devlet harcaması bir bütçe fazlası oluşmadığı sürece bir gelir aktarımıdır. devlet bu yatırım alanlarına o kadar fazla para harcamıştır ki, sizden aldığı vergiler de yetmemiş ve bu nedenle paranın alım gücü de azalmıştır. aslında her enflasyon gizli vergi olarak adlandırılamaz ama geçmiş yıllardaki özelleştirmelere rağmen devlet hala birçok şirketi ihaleleriyle beslediği için bizim ülkemizde bütçe dengesi temel makroekonomik göstergelerde ciddi bir ağırlığa sahiptir.

    1) peki devlet neden euro'ya geçilmesini istemez?

    çünkü bu durumda devlet sizden enflasyon adı altında gizli vergi alamaz, çünkü karşılıksız para basamaz ya da piyasadan borçlanma yoluna gittiğinde iç piyasada likidite kalmadığı için dışarıdan borçlanmak zorunda kalır. iç piyasada likidite kalmamasının nedeni sürekli cari açık veren bir ekonomi olmamız ve euro kullanıyor olmamız olur. bu durumda devlet harcamalarını kontrol altına almak ve sürekli bütçe fazlası vermek zorunda kalır ki likidite açığını bütçe fazlasından karşılayabilsin.

    böyle bir durumda bütçe açığı ve cari açık tek para birimi üzerinden ele alınacaktır. borçlanma maliyeti arttığında devalüasyon söz konusu olmayacak, memur maaşları ödenemeyecek hale gelecektir. yunanistan'da aşağı yukarı olan budur.

    bunlar ülkenin ekonomik üretim yapısı değişmediği sürece olacak olan şeylerdir. verimliliği düşük üretim yapımız sürekli cari açık ürettiğinden dolayı, devlet vergilere ama bugüne kadar olanın aksine gelir ve kurumlar vergisine yüklenecektir. zira tüketim malları üzerindeki vergilerden sigara ve alkol dışındakiler euro'ya geçmemiz halinde ab'ye de geçmiş olacağımız varsayımından dolayı çok bir işe yaramayabilir.

    bir başka sorun ise üretim yapısına verimlilik kazandırmak için ihtiyaç duyduğumuz işgücünün geri dönmemek üzere kaybedilmesi olabilir. serbest dolaşım da mümkün olacağı için mevcut durumda bile artık savunma sanayini bile tehdit eder hale gelmiş olan beyin göçü üretim verimliliğine dair kısa vadede en ufak bir umut bile bırakmayabilir.

    2) bunlar kısa vadede olacak olanlardı. peki uzun vadede neler olur?

    uzun vadede artık üretim verimliliğini artırmak dışında bir çare kalmadığı anlaşılmış olacaktır. dillere pelesenk olmuş yapısal reformların önündeki bütün siyasi engeller ekonomik krizle birlikte ortadan kalkmış olacağı için ortaya daha sağlam bir reform iradesi konmuş olur. ülke yapısal reformlarla ciddi bir doğrudan yatırım çekebilir. 2003-2007 yılları arasındaki olumlu havanın bir benzeri yakalanmış olur.

    elde kalan tek ekonomi politikası maliye politikası olacağından dolayı bir yandan reformlara ağırlık verilirken, bir yandan da bütçe fazlası ile likidite krizi aşılmaya çalışılır. devlet özelleştirmelerle varlık olarak çekilmeye başladığı ekonomiden bu sefer destek sağlayıcısı olarak da (ihaleler üzerinden) çekilmeye başlar. ihracat geliri olan kısıtlı sayıda firma ayakta kalır. ortamdaki rekabetçilik yükselir. cari açık hızla azalmaya başlar. ülke az da olsa cari fazla vermeye başlar özellikle de turizm gelirinin olduğu yaz aylarında. yükselen üretim verimliliği ve yapısal reformlar sonucunda, unutulan denetleyici ve düzenleyici kurumların saygınlığı geri kazanılır.

    ilk anda sert düşen gsmh daha yavaş ama daha güçlü büyümeye başlar. demokratik ülke profili ön plana çıkar ve tersine beyin göçü uygulamaları teşvik edilir hale gelir. bu paradigma değişikliğinden sonra ülke cari fazla vererek büyümeye başlar.

    3) böyle bir şey mümkün olur mu?

    mevcut siyasi iklimde bunun olması mümkün değildir ve olmayacaktır. özellikle kur üzerinden gelinecek olan noktada tl bazında büyüyen ekonomi dolar bazında sürekli küçülmeye devam edecektir ki rekor büyüme yakalanan 2017 yılında dahi ekonomi dolar bazında küçülmüştür.

    özet: ister tl kullanın, ister euro, ister dolar fark etmez. cari fazla vererek büyüyebilen bir ekonominin büyümesi güçlü olur. cari açık vererek büyüyebilen ekonomilerse batmaya mahkumdur, ta ki üretim altyapısını ve verimliliğini artıracak adımlar atılana kadar.

  • her şeyden dram yaratmayı ne kadar da seviyorsunuz. eminim ki babası sizden çok düşünüyordur. boş yapmayın işinize bakın

  • ulan çıkmadı ki karşıma şöyle bir aile basayım oğullarına nikahı.
    sonra sabahtan akşama kadar müge anlı senin ibs benim takılırdım anasını satiyim.

    aradığım ailedir.
    tanıyan bilen varsa oğullarına talibim.

    zorunlu edit: arkadaşlar amme hizmeti yapıyor ve ibs' nin açılımını yazıyorum; işte benim stilim aq hiç mi gündüz kuşağı izlemediniz?

  • her ne kadar güzel olsa da mahzun kırmızıgül a.k.a abdullah bazencir ile geçmişte beraberlik yaşadığı için asla celebrity olamayacaktır. angelina jolie izzet altınmeşe ile çıkıyor mu ? heh ondan işte...

  • şiir okumak.

    elimde silahla şiir okurdum. her nöbette bir şiir ezberlemiştim.
    2 saatte ezberleniyor

    ezberlediğim şiirler epey birikmişti. bedirhan gökçe olarak döndüm askerden.