hesabın var mı? giriş yap

  • hayret bir olay.
    halbuki hemen kapıları açıp maaş bağlamaları, ücretsiz sağlık hizmeti sağlamaları gerekiyordu.

  • adana ceyhan’da hırsızlık için girdikleri evde 72 yaşındaki kadının kafasını kesen iki kişi önce ağırlaştırılmış müebbet almış, sonra müebbete düşmüş, iyi halden de adli kontrol şartıyla serbest bırakmışlar. biri sizin annenizin evine girip boğazını kesse cezası cuma günleri sabah ile akşam arası bir saatte karakola giderek imza vermek. hammurabi kanunları bile daha adildi bu nasıl bir olay? bilen bir hukukçu kafa kesen insanda bu hakimlerin nasıl bir iyi hal gördüklerini anlatabilir mi? aklım almıyor gerçekten. bu hırsızlardaki iyi niyeti gören hakim kadir şeker’de nasıl görmüyor? gerçekten bu hukuk standardını bir hukukçu açıklarsa çok sevirim.

    haber

    edit: itiraz edilince tekrar tutuklanmışlar. haber

  • bu gruptaki en büyük mantık hatası, solistinin adının fatma olması. fatma diye rockçı mı olur lan!?

  • var ya belki de bu işte en az suçu olan esnafı hedef gösteriyor durmadan. vatandaş da sanıyor ki esnaf 5'e alıp 15'e satıyor. ve aynı esnaf hala bunlara oy veriyor. nasıl bir akıl tutulmasıysa artık

  • aslında bir süreç var. 17-25 aralık'ta rezillikleri çıktı, açık açık "ne istediniz de vermedik, kandırıldık" dediler ve ihanetin itirafını ettiler. ama buna rağmen sürekli aynı kafada devam eden birileri tarafından destek almaya devam ettiler. böyle bir olay normal bir ülkede olsa o gün iktidarda kim varsa devam edemeyip orada biterdi. tabi zaman geçtikçe soma oldu, çözüm süreci oldu tek adam referandumu oldu... en son 24 haziran 2018'de toplum endüstri yerine keki seçti ya, cumhuriyet yerine siyasal islam otokrasisini seçti ya işte o zaman iyice anlaşıldı ki bu toplum umutsuz vaka. kendisini yapılan proleterya muamelesini sorgulamayıp çoluğuna çocuğuna bakacak parası olmadığı halde hala "ben onun g*tünün kılıyım" diye gezen insan basitliğini gördük ya işte orada ülkecek kaybettik aslında. bu tarihten sonra çöküntüler ve rezaletler devam etti tabi ama her seferinde daha az şaşırır olduk. rezillik bizim yaşantımızın normal bir kavramı haline geldi.

  • eşim 35 haftalık hamile olduğundan çatlaklar oluşmaması için bio-oil adlı yağı kullanıyor.
    ürünü trendyol üzerindne bio-oil türkiye resmi satıcısından 3 tane 125 ml sipariş veriyor.
    https://www.trendyol.com/…il-turkiye-m-300884?sst=0

    ürünler bize geldiğinde paketlerin ağzının açık olduğunu ve ürünlerin 200 ml olduğunu farkediyoruz, siparişler sayfasına baktığımızda satıcının "ruslano cosmo" adlı firma olduğunu farkediyoruz. (mardin'den bio-oil yollayan bir firma)

    trendyol'a bu durumu sorduğumuzda "biz de sahte ürün olmaz ürün orjinaldir" gibi hazır cevapların yanında "nadir de olsa ürün stoğu bittiğinde başka satıcılarla yollayabiliyoruz" diyorlar.

    bak bak... bana sormadan benim aldığım ürünün satıcısını değiştiriyor.
    ürünün sahte olduğu o kadar bariz ki;görsel

    bio oil türkiye müşteri hizmetlerini arayıp ürünün altında yer alan lot numarasından ürünün sahte olduğu bilgisine ulaşıyoruz.
    görsel

    bakın bu cana kastetmedir.
    benim eşim hamile ve ne idüğü belirsiz bir satıcıdan ne idüğü belirsiz bir yağı kullanması için yolluyorlar.

    trendyol'a "biz ürünün sahte olduğunu öğrendik" diye anlatınca onlarda konunun araştırılması için 5 gün süre istiyorlar.

    neyini araştıracaksın kardeşim? bio-oil müşteri hizmetlerine verdiğim lot numarasından ürünün sahte olduğu belli.

    insanın sağlığıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyorum.
    özellikle hamilelerin yoğun olarak kullandığı bu çatlak yağında bile insanların hayatını hiçe saymak tam anlamıyla şerefsizliktir.

    edit: trendyol ekşisözlük üzerinden iletişime geçti ve ilgili mağazanın tüm satışlarını durdurduklarını söylediler,
    geçmiş olsun dileklerini ilettiler. paramızı iade ettiler. en azından bu olay için şimdilik teşekkür ediyorum ama denetimlerin çok daha sıklaştırılması gerektiğini düşünüyorum.

    biz bu olayın farkında vardık ancak trendyol'un bu mağazanın yaptığı bütün satışları takip edip alıcıların mağduriyetlerini gidermesi gerekir.

    dipnot: teşekkürler sözlük.

    edit2: arkadaşlar hayatımda mahkemeye gitmedim ve bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmiyorum. bu ülkede adalete güvenim yok.
    tazminat kazanmak gibi bir derdim de yok. tek isteğim; parasını verdiğim ürünün bana gelmesi. çok şey mi istiyorum? entry silme gibi bir durum söz konusu değil. trendyol bu konuda suçludur ve en azından sözlük sayesinde "suçlu" olduklarını kabul etmişlerdir.

    ruslano cosmo adlı satıcı hala satışa devam ediyor gözüküyor. her gün bu satıcının kapatılıp kapatılmadığını takip edeceğim. bakalım ne olacak?

    edit3: trendyol'a teşekkür etmiştim ama teşekkürümü geri alıyorum. dalga geçer gibi mağazayı kapattıklarını söylemişlerdi ama mağaza satışa devam ediyor. sağlığımızla oynayan bu firmaları cimer üzerinden de şikayet ettim.

    edit4: görsel aradığınız mağazaya şu anda ulaşılamıyor. sonunda mağaza kapatılmış ama bu mağazanın isim değiştirip bu işe devam edeceğini herkes biliyor. iki kuruş fazla kazanacağım diye insanların sağlığıyla oynayan bu insanlar öyle ibretlik ceza almalı ki bir daha gün yüzü göremesin.

  • bir solukta okuduğum kısacık heinrich böll kitabı.

    hem türkiye'de yaşamak hem de post-truth döneminde yaşamaktan ötürü kitap bizi pek şaşırtmıyor, ancak yarattığı dejavu yine de etkiliyor.

    kitap, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü kavramlarına başka bir pencereden baktırıyor ve en sorgulanmaz hak ve özgürlüklerin kötü emellere -özellikle de yozlaşmış kurumların da desteğiyle- nasıl alet edilebildiğini gösteriyor.

    insanın hakkında yeterince yüksek sesle ve sıklıkta tekrarlanan şeylerin, o kişinin gerçeğine dönüştüğüne şahit oluyorsunuz. sonunda kirli basının yarattığı kehanet kendini gerçekleştiriyor, kendi halinde, sıradan zaafları olan bir kadın kanunen gerçekten bir suçluya dönüşüyor. ama okurun gözünde, o kadın kendi adaletini kendisi tesis ediyor ve vicdanlarda hak yerini buluyor. zaten katharina'nın hapisteyken hayallerinin yaşamaya devam etmesi de temiz bir vicdanın tecellisinden başka bir şey değil.

  • en büyük sebeplerinden ikisi efes antik kenti ve meryem ana evi ve kilisesi'dir. bunlar haricinde de fazla para harcamadan en güzel koylara, yakılarak, yıkılarak yapılan otellerde konaklayabilmeleridir.

    edit: konu bu kadar yürümüşken cruise turizmi ve anadolu turu ile türkiye'ye gelen bir turistin gezi rehberini yayımlayalım. (istanbul limanı kapandıktan sonrası için direkt kuşadası kısmına bakın.)

    cruise gemisi ile gelenler:

    istanbul'da şu aktiviteler yapılır:

    topkapı sarayı, ayasofya, sultanahmet camisi ve yerebatan sarnıcı gezilir. halı, kuyum, deri ve hediyelik eşya satışı yapılan center'lara gidilir. boğaz manzaralı yemek yenir ve gemiye dönülür.

    center'larda alışverişleri için rehber ve tur şirketi komisyon alır ancak satın alma zorunluluğu yoktur. buralarda halı yapımını ve kuyumculuk temellerini görebilecekleri mini atölyeler bulunur. sunumu izledikten sonra dileyenler alışverişe geçer.

    kuşadası'na gelinince şu aktiviteler yapılır:

    otobüs ile selçuk'a gelinir, meryem ana evi, efes antik kenti, şirince, artemis tapınağı ve isa bey camisi gezilir. halı köylerinde yine halı dokumasına dair istanbul'dakinden daha kapsamlı bir sunum yapılır. dileyenler alışveriş yapar sonrasında yine bu halı köylerinde yemek yenir ve gemiye dönülür.

    bir de anadolu turu ile gelenler var:

    bu turlarda efes antik kenti, meryem ana evi, yedi uyurlar, artemis tapınağı ve isa bey camisi görülür, cruise ile gelenlerde olduğu gibi kapsamlı bir halı dokuma eğitimi alınır. pamukkale travertenleri görülür ve kapadokya'ya geçilir. kapadokya'da peri bacaları gezilir, balon turu yapılır ve istanbul'a geçilir.

    istanbul'da topkapı sarayı, ayasofya, sultanahmet camisi ve yerebatan sarnıcı gezilir. halı, kuyum, deri ve hediyelik eşya satışı yapılan center'lara gidilir. boğaz manzaralı yemek yenir ve gemiye dönülür.

    en düşük kapsamlı turlar bunları içerir ve bu aktiviteler alınan fahiş komisyonlara rağmen turistler için oldukça ucuza gelmektedir. kısacık bir sürede az bir parayla bu kadar gezer turistler. biz türkler'de ise bunların hepsini yapmış kişi sayısı oldukça azdır.

    not: alınan fahiş komisyonlara dair bilgi isteyenleri de daha önce yazdığım entry'e alalım.
    (bkz: tur rehberliği/#119616788)