ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlük yazarlarının prensipleri
-
sikseler yapmam dediğim şeylerin büyük ihtimalle %90ından fazlasını, gerçekten sikseler yaparım.
1993-2000 arası doğan slx
-
efsanedir.
eczane basıp kulak kesmek
-
halk istedi.
atatürk'ün en güzel sözleri
-
"eğer bir gün sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin"
türkçe siri ile girilen komik diyaloglar
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''selam ben konuşma sırasında ağızdan fırlayan tükürük parçası. masaya düştüm, görmedim numarası yapıyorlar ama herkesin aklı şu an bende.:)))''
gelen talep üzerine edit: alıntıdır.
feyza altun'un skandal nafaka tavsiyesi
-
bunu tasarlayan kadınla çocuk yapmaya karar verilirken düşünülmesi lazım o zaman;
"çocuğu yaparken boşanınca alacağı nafakayı mı hesaplıyor acaba?"
elektrikli süpürge alacaklara altın tavsiyeler
-
(#65261696) aynı şekilde hepa 14 filtre de hepa 13 filtreliden 10 kat daha az partikül salıyor
hepa 14 filtreli süpürge alın
100.000 toz tanesinin kaçını havaya saldığını yazmışlar
hepa 14 max. 5 toz taneciği
hepa 13 max. 50 toz taneciği
hepa 12 max. 500 toz taneciği
hepa 11 max. 5000 toz taneciği
kaynak
tabi epey gibi özelliğe göre sıralatan sitelere hepa 14 olanları listeletme seceneği koyarmısınız diye mail atmak lazım ki ilk bulalım hepa 14 yada hepa 13 olan süpürgeleri hızlıca
hayvanlar konuşabilse onları yiyebilir miydin
-
devamında gelebilecek ''peki ya bitkiler?'' sorusu ile ölüm oruçlarına gark ettirebilecek sorudur.
sipariş verirken her üründen sonra istiyorum demek
-
kendini guclu hissetmeye ihtiyac duyan $ahislarin basit cafe, bakkal, pastane, lokanta tribidir. genellikle hatunlarda rastlanan bir trip olup tikky zihniyetle de normalin uzerinde bir alakasini ben saptadim, sizi bilmem. $imdi ne diyor bu adam diyorsunuz, haklisiniz. izah etmeye kasacagim.
bir cafeye, lokantaya gittin misal. garsona sipari$ verirsin degil mi? istedigin bir $ey olduguna gore de, kurdugun cumle veya cumleler icinde "istemek" fiilinin gecmesi kadar dogal bir olay yoktur. ama bir $artla, bakin nasil:
- merhaba hanimefendi buyrun, ne istemi$tiniz?
- bir nescafe istiyorum, sutlu olsun. bir tane acibadem istiyorum, bir tane de tramisu istiyorum.
- tamam hanfendi.
- cikarken de bir pasta istiyorum. franbuazli var mi acaba?
- evet efendim.
- o zaman bir tane de franbuazli pasta istiyorum.
burada sipari$ veren $ahis her istedigi "$ey" kadar istemek fiili kullanmi$tir.
- ho$geldiniz. ne alirdiniz?
- biz onden birer tane corba istiyoruz, birer tane icli kofte istiyoruz. canim cig kofte ister misin?
- olabilir.
- ortaya bir tane cig kofte istiyoruz. daha sonra ben bir tane adana istiyorum.
- hanfendi siz?
- ben iki tane lahmacun istiyorum. acisiz istiyorum lutfen.
- kunefe alir miydiniz?
- evet, iki tane de kunefe istiyoruz.
- anla$ildi.
- te$ekkur ederiz.
ne kadar nazik ve dogallar degil mi?
degil!
yukaridaki iki ornek sipari$ diyalogu, anlamda hic bir degi$im olmadan ve ayni nezaket ile ama cok daha "az" istemek fiili ile kurulabilirdi. peki fark ne?
$udur:
sanki bu tarz ki$iler bir $eyi vurgulamak ister gibidirler. bunu kasten yapmiyorlar. sadece farkinda olmadan "istemek" filli kullanirken "..... istiyorum." derken kendilerini iyi hissederler. o yuzden de haddinden cok kullanirlar. parasini verecekleri bir ortamdalar. tabi istediklerini alacaklar. ama her "- istiyorum..." ayni zamanda bir "- aliyorum, gucluyum, kiymetliyim..." demek sanki.
bakin cok basit bir sipari$ daha:
- bir paket marlboro lights istiyorum, bir tane kagit mendil istiyorum, bir de cikolata istiyorum...
$oyle olamaz mi?
- bir paket marlboro lights, bir kagit mendil bir de cikolata alabilir miyim lutfen?
ne degi$ti?
birinde nezaket dahilinde de olsa conan girdi bakkala, istedigini aldi, oyle hissetti, siradan bir $eyi ozel hissetti, oburunde ise ricaci bir adam!
bu gozlemi yaptigimda daha cok genctim. onceleri fazla kullanilmiyordu. sonra ozellikle kadinlarda cok yogun kullanimini gorur oldum. burada kadinlar bir de bu "istiyorum"u ozel bir tonlama ile soylerler. hic bir harfi yutmadan, bazen sonunu "istiyorroaam..." falan gibi gevrek tamamlarlar. sevimlilik tribi yaparlar... sanki... bak sanki diyorum.
bir sipari$ veriyorsun. tabi ki istiyorsun. bunu bu kadar vurgulamak neyi gosterir? bir $eyleri gosterir gibi. istedigini alma garantisi olmayan ortamlarda istedigini alamayanlar, istediklerini alacaklarini bildikleri ortamlarda habire isterler. cunku isteyip "almaya" ihtiyaclari vardir onlarin. sanki bir tur "odunleme".
sipari$ vermede bu formatin hic boyle du$unulmeden, begenildigi icin kabul edildiginin ve tabi ki "- ezikler boyle yapiyor abi..." demedigimi ozellikle anlatmak isterim. dedigim $u: bu format boyle adamlar tarafindan, anlattigim hisleri yaratarak kullanildi, sonra boyle olmayanlar tarafindan "sevimli" bulundu, yayildi, icindeki "afyon" onlari da etkisi altina aldi ve boyle bir gozlem oluverdi.
izah edebildigmi du$unuyorum. onda pek $uphem yok. $uphe duydugum $udur ki, acaba sizde "- harbiden lan, boyle habire isteyip isteyip duran tipler var, ben hic boyle du$unmemi$tim..." dedirtebildim mi?
not: bu entry kotulenmesin istiyorum, bir salem lights istiyorum, bir tane de toyota corolla istiyorum, 1.4 terra klimali olsun istiyorum.
moskova'nın askeri teçhizat açıklaması
-
bayraktar ile uzaktan yakından alakasının olmadığını düşündüğüm durum.
ukrayna para verdi de aldı bayraktar'ı.
ab ülkeleri ücretsiz javelinler, nlawlar yolluyor. uçaklar veriyor. bu açıklama onlara karşı olmalı.
d: ukrayna ile savaştan önce bir işbirliği yapıldı. ukrayna motor verecek, kendisi de üretebilecekti. rusya'nın yaptığı açıklama savaş başladıktan sonra onlara temin edilen silahları kapsamakta.
lost
-
--- spoiler ---
5x13 te kate bir ara ben'in babasını teselli etmek için parkta gitti yanına oturdu. başladılar bira içmeye. normalde şehirde çocuk parkında gündüz vakti bira içmeye kalksan vay efendim sapıklar diye linç edilebilirsin ayrı konu tabi ama bir şey dikkatimi çekti. kate kendine sunulan birayı açarken bugünkü kapaklarımız gibi açtı. halbusem 1970'li yıllarda kutu içeceklerin kapaklarını çekip koparıyordun. ben dizide böyle birşeyi buldum ya şimdi. öyle zeki ve öylesine bilge hissediyorum ki kendimi sormayın gitsin. şimdi yavaşça sandalyeden kalkıp aynanın karşısında kendimi okşamaya gideceğim.
ulan dawnspiper zaman yolculuğundan, yer değiştiren adaya, dharma gibi bir girişimden 4 8 15 16 23 42 ye kadar herşeye inanmış birinin gelip bira kutusunun kapağına takılması hakikaten denyoluktur.
--- spoiler ---
vakti zamanında (yüzüklerin efendisi yeni vizyona girmişti) kampüste yürüyorum, önümden de 8-9 kişilik bir kalabalık yürüyor. hafta sonu filme gitmişler belli. çocuğun biri "abi herşey tamam da kafama takılan bir şey var; o yüzük nasıl oluyor da herkesin parmağına oluyor?" demişti.