hesabın var mı? giriş yap

  • garip bir zombi ordusu.

    'lagash çiğköfte 3.25 bim (ss destekli)' şeklinde bir başlık açmışlar.

    gerçekten de markette ürünü çekmişler, farklı kadrajlar yapmışlar. ispatı için fiş fotoğrafı yayınlamışlar. başlığa 280 cevap gelmiş, 8260 de görüntülenme sayısı var.

    altında tartışmışlar iyi mi kötü mi diye, gidip kazıkçı yerlerden dürüm alalım mı denmiş, gidip bulamayanlar üzülmüş, şube tarif edenler olmuş, 7 bim gezdiğini söyleyen var, x şehirde var mı soran var...

    "aldım ve dışarıda satılanlara 10 basar.
    tadı stabil
    soslar mükemmel
    gramaj çok iyi
    lavaş yok olmasada olur.
    tadı ve kıvamı muhteşem."

    şeklinde bir yorum var. bim genel müdürlüğünü arayıp istekte bulunmak için kampanya başlatan telefon veren var...

    (bkz: tadı stabil)

  • rahmetli efsane belgeselcimiz süha arın'ın belgesellerini restore edip günümüz kalitesinde yayınlamasıyla tanıdığımız yeğeni evren arın, arşivden yine harika bir cımbız yapmış ve bizlerle paylaşmış.

    https://youtu.be/ue9q9pb5hyq?si=fofhswsn_yrz6lrz

    doksanları iliklerimize kadar hissedeceğimiz harika bir nostlaji.

    benim favorim şark muhallebicisi'nin alüminyum vitrin ve kapısı oldu. bir anda geçmişe ışınlandım.

    edit: hayır ağlamıyorum. gözüme doksanlar kazağı ve montu kaçtı.

    edit2: o yıllarda ben ankara bebesiydim. istiklal'i ilk keşfettiğimde yıl 2005 ya da 2006 falandı sanırım. videoda kış kasveti, doksanlar melankolisi hakim. 2005 lerde gittiğimde videodakinden de daha güzeldi. ankara'dan gelen biri için film seti gibi gelmişti bana cadde. o ağaçların olduğu, her yerinden kültür sanat mozaiği fışkıran avrupalı turist dolu rengarenk istiklali görmüştüm.

    crossing the bridge izleyip , siyasiyabend hayranı olduğum yılların güzel beyoğlusu yaşanıyordu o dönem.. hiçbir şey yapmadan tüm günü istiklal, tünel, galata mevkinde sağa sola hayran hayran bakarak dolduruyordum.

    rüya gibiydi bence. o zamanlar emo'lardan şikayetçiydi herkes. araplaşma hiç yoktu. o son geçiş sürecindeki istiklale aşık olmuştum. sonra birkaç sene gelmedim ve ilk kez 2017 de yine gördüm.

    2005-2008-9'lardaki istiklali beklerken karşılaştığım manzara karşısında gözlerime inanamamıştım. o ağaçlı rengarenk istiklal nerede. bu gezi sonrası gri arap istiklali nerede. donup kalmıştım. şu an artık düzenli gidiyorum istanbul'da yaşadığım için. açıkça diyebilirim ki 2017-18 yıllarındakinden daha iyi durumda bence bariz düzelme var.

  • sümer krallıklarında paranın kullanıldığı yazıtlarından anlaşılmaktadır. sümerlerin kullandığı paranın lidyalıların kullandıklarından farkı ise üzerinde herhangi bir figür ya da paranın değerini gösteren bir işaret bulunmamasıdır.
    sümerlerde paranın değeri arpa tanesini temel alan bir ölçü birimiyle belirlenirdi.
    1 şe =1 arpa tanesi
    1 mana = 60 şe = 60 arpa tanesi
    1 şekel = 180 arpa tanesi
    1 biltu = 3600 şe = 60 mana

    şekel, o dönemde hem ağırlık birimi hem de para birimiydi. ağırlık birimi olarak kullanılan 1 şekel 180 arpa tanesinin ağırlığı idi ve 11 grama eşitti. para olarak 1 şekel, 11 gram gümüşe eşitti.
    şekel günümüzde israil'in para birimidir.

  • bilim öncesi insanlar, deprem gibi doğal felaketleri tanrının gazabı, cezalandırması, uyarısı olarak görürlerdi. şimdi bilim ilerledi, depremin nasıl ve niçin olduğunu biliyoruz: fay hattına ev kurarsan, evini sağlam yapmazsan önünde sonunda yıkılacağından haberdarız. artık birkaç cahil dışında kimse depremi tanrının kullarını cezalandırması olarak değerlendirmiyor.

    ancak, onca bilimsel ilerlememize karşın, depremin yerini ve zamanını tahmin edemiyoruz. bilemediğimiz için korkuyoruz, depremin tedirginliği ile yaşıyoruz.

    ve bilemediğimiz, bizi korkutan, çaresiz kaldığımız tüm doğal afetlerin izahını, binlerce yıldır yaptığımız gibi "bilinmeyen bir güç"te arıyoruz. ilkel insanın; "açıklayamadığı" depremi "tanrıların kızgınlığı"na bağladığı gibi, modern insan da açıklayamadığı depremi "abd'nin kızgınlığı"na bağlıyor.

    bir bilinmezi, yine başka bir bilinmezle, haarp ile, illuminati ile, gizli servisler ile, ufo'lar ile açıklamaya çalışıyoruz. cahil aklımız, gücümüzün yetmediği yerde, başımıza gelenleri "bizden çok daha güçlü" başka bir şeye bağlamaya o kadar bayılıyor ki...

    ne zaman nerede olacağını bilemediğimiz depremin artık tanrı tarafından gönderilen ceza olmadığına eminiz ama, depremin "görünmeyen güçlerin" verdiği bir ceza olduğu o kadar işlemiş ki genlerimize; "tanrı yapmadıysa, abd yapmıştır, illuminati yapmıştır" diyor ve buna inanıyoruz...

  • bir aydır çektiğim ve bugün tel taktırdığım sıkıntılı hastalık.

    özel bir ayak bakım merkezinde 15 dakikada taktılar teli. biraz tuzlu oldu lakin çektirmek veya kestirmekten daha iyi olduğu kesin.

    daha önce bir devlet bir özel hastanede antibiyotik tedavisi uyguladılar iltihap geçmedi. hatta doktorlar biraz zaman geçsin öyle müdehale ederiz dedi.

    tel 5 ay kadar kalacakmış. kesinlikle öneririm diyemem lakin olumlu sonucu takıldığı an hissediyorsunuz .

    birkaç ayda bir bu mesajı editleyeceğim.

    edit: 3 gün önce tel çıktı şuan sıkıntı yok gibi emin olunca ikinci edit gelecek.

    edit 2: hiç sorun kalmadı çözüm kesinlikle tel tedavisi.

  • (bkz: hahahahahahahahah)

    lan gülmekten ölücem. adam versus'a ciddi ciddi cevap vermiş bir de altına not düşmüş fenerbahçeliyim diye. yani diyor ki fenerli olmama rağmen yiğidin hakkını teslim ederim diyor. messinin volkan'dan iyi olduğunu bizlere hatırlattığın içi sağol koca yürekli fenerli.