hesabın var mı? giriş yap

  • tribi iyice abartmak için..:

    - aa alp film başlıyor napıyorsun kulaklıkla..
    - yeni bir cd aldım izlerken onu dinleyeceğim..
    - saçmalama lütfen, film alt yazılı değil ki..
    - olsun ben dudak okuyorum..
    - müthişsin..(hemen veresim geldi)

  • tebrik edilecek hareket... insan olduklarını göstermiş.

    polis + faşist esnaf el birliğiyle dövülerek öldürülmüş (hüküm giydiler) bir çocuğu anması hangi kansızın zoruna gidiyorsa suratına sıçayım.

  • valla bana minübüsü kaçırınca bile geliyor bu his. sebebi ise bundan sonraki hiçbir minibüsün, kaçan minibüs gibi olmayacağı düşüncesi. olması gereken bir şeyin, ritüelden ansızın sapıvermesi insanın canını çok sıkıyor. bir şeyin zamanında ve yerinde olmaması hissi de olabilir yani. mesela geçenlerde laptopumun şarj aletini memleketimde unutmuştum. bunu fark ettiğimde inanılmaz bir çöküntü yaşadım. tarif edilemez bir şey bu. zamanda bir kırılma yaşanması gibi bir şey.

  • edit: söylenenlere göre iş başkaymış. ilke'nin sevgilisi san francisco'daki hult business school'da olduğu için san francisco'ya gitmeye çalışıyormuş ilke. fonlanan ilke'nin eğitimi değil de başka bir şey sanırım:) bu bilgi şimdilik teyide muhtaç tabii.

    başlık sahibi kaçmış. ama herkes bilir ki bir kere internete konan şey asla yok olmaz. özetle arkadaşının sivas üniversitesi'nin amerika şubesine gidebilmesi için para toplamaya çalışıyordu. ekran görüntüsü görsel.

    dilencilik sayfası da şöyle bir şey görsel

    ne qs top universities ne de times higher education world university rankings'e girmeyi başarabilmiş, amerika'daki üniversiteler arasında da ilk 500'e ancak girebilmiş san francisco state university de yapılacak bir yüksek lisans için yapılan online dilencilik.

    bakın tekrar söylüyorum dünya çapında yapılmış sıralamalarda adı bile geçmiyor, listeye bile girememiş. amerika içinde yapılmış sıralamada da 401-500'üncü dilimine girebilmiş bir okul. aşağıdaki linkten bakabilirsiniz. derecenin us college rankings yani sadece abd üniversiteleri sıralaması olduğuna dikkat. türkiye'de bundan daha iyi en az on üniversite vardır.

    https://www.timeshighereducation.com/…te-university

    bu üniversiteler şu şekilde çalışır: başvuran ve aptal olmayan herkesin parasını verip yüksek linsans yapmasına izin verirler ki finansman sağlansın ve çark dönsün. amerikanın en iyi 500 üniversitesinden birine finansman sağlamak isteyenler burs verebilir.

    bu yöntem gerçekten güzel çalışıyor. abd'nin aksaray üniversitesi seviyesindeki yerlerden kabul alıp sonra insanların eğitim konusundaki hassasiyetlerini suistimal ederek para topluyorlar. alırsın kabulünü harvard'dan, stanford'dan sonra göğsünü gere gere bağış istersin ama sen gidip nişantaşı üniversitesi'nin abd şubesinden kabul alıp para topluyorsan bu dilenciliktir. hatta taahhüt ediyorum bu kız times higher education world university rankings'te ilk 50'ye girmiş bir üniversite'den kabul alsın ben de 500tl bağışta bulunacağım, hak etmiştir çünkü. ama bu haliyle olmaz.

    aşağıya ayrıca bursiyerimizin kalbi kadar temiz araştırma geçmişi sayfasını da bırakayım:)

    https://www.researchgate.net/…file/ilke-bayazitli-2

    gerçekten bıktım bu dilencilerden. bunlar yüzünden gerçekten başarılı ve hak eden arkadaşlarım çalışmaları için burs bulmakta zorlanıyor. bundan sonra gördüğümü böyle yerin dibine sokacağım. duyun sesimi ey vakıflar, dernekler! bu istismarcılara para kaptırmayın. hitay vakfı diye bir vakıf 3000tl bağışlamış görünüyor mesela. gerçekten faydalı yerlerde kullanılabilecek 3000tl potansiyel boşa gitti resmen. yazık.

  • seni kendi haline bırakır mıyız sandın? sen de siyasal islam'ı tadacaksın. siyasal islam yenilmezdir. ona kurşun işlemez. hiç boşuna uğraşmayın. ahlaksız ve vicdansız insanları yenemezsiniz. o yüzden ben badem bıyıklı hırsızlara yenildiğimi kabul ettim. bütün güzellikleri yok edene dek durmayacaklar.

    çünkü onlar mağdur. çünkü onlar başını örtemedi. çünkü onlar dinini yaşayamadı. hamd olsun şimdi dibine kadar yaşıyorlar. ne mutlu onlara. siyasal islam bu topraklarda kıyamete dek var olacak. bari dünyanın başka yerleri kurtarılsın. atatürk'ün ülkesinin başına gelenler başkalarına anlatılsın. biz yandık, başkaları da yanmasın.

  • aktrollere özel ekonomi dersi başlamalı. para alım gücünü ifade eder

    güney kore'de aylık asgari ücret 1.8 milyon won. yani 1.5 bin dolar yani 13.500 tl.

    adamlar o para ile aylık minimum 1.500 dolar alabiliyor. türkiye'de 2800 tl ile 300 dolar alıyorsun.

    kapiş.

    türkiye'yi kıyaslayacak daha doğru ülke bulun diyeceğim de bizden kötüsü artık kalmadı gibi bir şey. bu aktrollerin maaşa zam gelsin, adamların çalışma koşulları çok zorlu. türkiye'den kötü ülke bulmak ne kadar zorlaştı, yani zam hak ediyorlar.

  • taze gidip geldiğim ve gezdiğim tüm şehirler listesine sıralamaya en altın bir üstünde giriş yapan şehir.

    kötü değil ama sıkıcı bir yer. kişisel görüşüm sabah erken bir saatte gidilip akşama kadar gezilip gece kalmadan dönülebilecek bir şehir olduğu yönünde. o sebeple başka bir şehir ile birleştirilebilir.

    gezilecek yerler oldukça az. başlayalım;

    1- kölner dom

    gerçekten gördüğüm en iyi katedraldi. hakkını yemek istemem. ücretsiz gezilebiliyor olması büyük bir avantaj. devasa bir yapı. fotoğrafını çekerken kadraja sığdırma konusunda zorlandığımı itiraf ediyorum.

    2- hohenzoller köprüsü

    meşhur anahtarlı köprü. bu köprüyü geçip ren nehrinin karşı kıyısından dom'a bakmak müthiş bir keyifti. yalnız köprüde yer kalmamış anahtarlardan, insanlar başka anahtarların üzerine asmış. bilemiyorum bence karma yaratabilir gibi geldi *

    3- great saint martin kilisesi

    söze hafta içi saat 12'de açıldığını belirterek başlamak isterim. bir dom olmasa da gerçekten görkemli ama sade bir katolik kilisesi. ücretsiz.

    4- el-de haus

    beni en çok etkileyen yapı buydu. eskiden gestapo merkezi olarak kullanılmış olan bu binanın iki katı müze ve ağırlıklı olarak ikinci dünya savaşına ait fotoğraflardan oluşurken binanın bodrum katı işkence odaları ve tutukluların kaldığı odalardan oluşuyor. bu kat gerçekten vurucuydu. bina içerisinde neredeyse herşeyin almanca anlatılması eksi bir özellik olmakla birlikte bazı tutukluların hikayeleri ingilizce olarak da anlatılmış. insanın yüzüne nazilerin ne kadar boktan insanlar olduğunu ve ikinci dünya savaşının ne kadar acılarla dolu olduğunu bol bol vuruyor. köln'e gidecek olanlara mutlaka tavsiye ettiğim bir durak. bileti gün itibariyle 4.5 euro.

    açıkçası fazla bir zaman ayırmadığım için bu şehre gezilecek yerleri bu kadar benim için. birkaç müze de var benim ilgimi çekmediğinden gezmedim. gelen mesajlardan birinde resim severlere şiddetle ludwig museum önerildi. meraklısına duyurulur.

    içinde bulunduğum süre boyunca ingilizceden çok türkçe konuştum diyebilirim. bol bol türk var. kurulu düzenimiz var tayfasına da denk geldim izmirli solcu bir babanın çocuğuna da. bu sebeple küçük bir türkiye diyebilirim sanırım.

    alman döneri güzelmiş. porsiyonlar büyük, yerken mide fesatı geçirdim. ama oldukça lezzetliydi. ilgili mekan: mangal döner

    lokal birası olan kölsch fena değil. pilsener seven bünyem beğendi. ancak marketten aldığım gaffel kölsch çok beğenerek içtiğim bir bira olmadı. tadı düz efes ile carlsberg karışımı biraz da tuborg summertime soslu bir şeydi. ancak denemiş olduğum mühlen kölsch gerçekten leziz bir biraydı.

    son olarak köln bonn havalimanı güvenlik görevlilerine en içten teessüflerimi iletiyorum. bir sivil havacılık kuralı olan bir adet 1 litrelik kilitli poşet içerisinde 100 ml ve altındaki sıvıları taşıma kuralını harfiyen ve oldukça katı bir şekilde uyguladıkları için hem oradan satın aldığım ve türkiyede olmayan bazı ürünlerimi çöpe atmak zorunda kaldım hem de az daha uçağı kaçırıyordum. kesinlikle tolerans göstermedikleri gibi hızlı bir şekilde de işlem yapmıyorlar. sayelerinde havalimanı içerisinde maratonda koşar gibi koşmama rağmen uçağın kapısından giren son kişi oldum. gidecek olanlara bu konuya dikkat etmelerini öneririm. ek olarak tax free ofisi sabah 6da açılmakla birlikte gümrük memurları oldukça suratsız ve atarlı.

    özetle gittik gördük bi havalandık geldik.