hesabın var mı? giriş yap

  • kayserili'nin eşi ölmüş,
    gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.

    önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

    "ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."

    ilan görevlisi ilanı görünce uyarmış,

    "isterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"

    kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
    görevli "evet aynı paraya" diyince ;

    kayserili üç kelime daha eklemiş:

    "satılık toyota var !"

  • hayatı boyunca “köklerinizden kurtulun, kopun, her şeyi reddedin” diyen nietzsche‘nin doğduğu ile öldüğü yer arası mesafenin sadece 30 metre oluşu; “kötülük en büyük güçtür, merhamet büyük zayıflıktır” diyen nietzsche‘nin kırbaçlanan bir atı görüp merhametten hüngür hüngür ağlaması..

    demem odur ki; insan çelişik ve ironik bir varlıktır. insanların ne dediğinden çok ne yaptığına dikkat etmekte fayda vardır. iyi geceler..

  • benim inandigim din olan zutturizm'de elma almak haramdir!!! tanri elmayi haram, armutu da helal kilmistir.

    simdi iki secenek var.

    1) manava gidiyorum. manava elma almak istedigimi soyluyorum. manav da bana kirmizi yuvarlak meyveler veriyor. bu haramdir!!

    2) zutturist manava gidiyorum. manava elma almak istedigimi soyluyorum. manav bana elmanin haram oldugunu ama armut satabilecegini soyluyor. tamam diyorum. manav bana kirmizi yuvarlak meyveler veriyor ve bunlarin adinin armut oldugunu soyluyor.

    benim icin degisen bir sey var mi? yok. her iki halde de kirmizi yuvarlak meyveler yiyorum. manav icin degisen bir sey var mi? her iki halde de kirmizi yuvarlak meyveler satarak ayni parayi kazaniyor.

    ama iste bu yedigim armuttur. helaldir!!

    tekrar soyluyorum, tanri armutu helal, elmayi haram kilmistir.

    salam ve duga ile.

  • aylardır kendisine hakkını veren bir entry girmek istediğim ama bir türlü düzgün olarak toparlayamadığım için girmeye cesaret edemediğim şahıs. kendisi anlatmakla bitmeyecek bir kişiliktir. metallica'ya geldiğinde cliff burton gibi dev bir ismin yerini aldığı için yıllarca ezilmiş, cliff burton öldüğünde küçük bebe olan, kendisi gruba girdikten sonra doğmuş kişiler için bile newkid diye anılmıştır. ben kendisi gruba girdiği sırada bebe olan kişiler sınıfında olduğum için metallica'yı jason'la bildim, jason'la tanıdım. bugün hala metal müzik dinliyorsam bunda en büyük etkisi olan şeylerden biri jason'lı metallica'dır. daha doğru düzgün müzikten anlamadığım dönemlerde etrafımda bir sürü insan cliff şöyle iyi basçıydı, böyle iyi basçıydı derken, internet henüz piyasaya pek yayılmamıştı, şimdiki gibi cliff'li videoları netten bir tıkla indirmek mümkün olmuyordu, ben anca gidip akmar'dan cunning stunts, live shit bulup jason'ın performansıyla gaza geldim, o performansa hayran oldum saygı duydum.

    kendisinin cliff'le karşılaştırılması her zaman bir haksızlıktı, ki kendisi bile çoğu zaman cliff'in en büyük hayranlarından biri olduğunu belirterek onunla yarışma derdinde olmadığını söyleyip durdu. cliff'le karşılaştıralacağına onun kendi özelliklerine bakacak olursak metallica'da bulunduğu sürece grubun sahne performansına inanılmaz katkıda bulundu. her ne kadar brutal vokalleri cunning stunts dışındaki official release'lerde genelde söğüşlenmiş olsa da gerek cunning stunts'ta gerekse jason dönemine ait bilimum bootleg'de yaptığı back vokallerle bir çok şarkıya yeni bir kimlik kazandırdığını görmek mümkün. bugün metallica konserlerinde creeping death çalarken insanlar hala die motherfucker die diye bağırıp bir eksiklik hissediyorlarsa o eksiklik jason'ın eksikliği işte.

    kendisi grupta sahnedeki en enerjik isimdi. grup elemanları yaşlandıklarını hissedip headbang yapmaya vazgeçtikten yıllar sonra bile grupta headbang yapan oradan oraya koşturan %100 performansından vazgeçmeyen eleman oydu.

    kendisini ancak 1999 istanbul konserine canlı izleyebildim ve karşımda duran mavi gözlerinden ateş çıkan heykel gibi asaletli gülümseyen adam imajını unutmam mümkün değil. koskoca stadyum konserinde seyirciyle bu kadar iyi iletişim kurabilmesini ancak takdir etmek gerekir.

    sonunda kendisini o kadar soğuttular ki gruptan ayrıldı gitti. geriye kalan metallica'nın konserlerinde die'lar arasında bir boşluk...

    edit: olmadı yine hakkını veremedim ama bir daha ki sefere....

  • deseler ki "hacı günde 3 öğün probis vereceğiz sana fekat günde 3 öğün de ajdar dinleyeceksin" hemen kabul ederim. çünkü ben normalde de ajdar'ı dinliyorum.

  • hadi simdi sorarim size, hanginiz bu hüznü yasamadiniz?

    otobuste bir kac bos yer vardir, yaniniza biri gelip oturmustur. fakat bir sure sonra gozu baska koltuga kayar, kalkar gider oraya oturur. iciniz o anda ciz eder, "neden ama neden?" seklinde bir anlik dusunursunuz. hatta soyle caktirmadan -arkada baska bir seye bakiyormuscasina- bakarsiniz kalkip giden kisiye ve onun gozlerindeki "aslinda sorun sen degilsin bebegim inan, burasi daha rahat, senin yanini daha fazla hakedecek biri de cikacaktir karsina bir gun" diyen ifadeyi gorursunuz, kabullenirsiniz bu klise iliski cumlesini.. ne de olsa hayatinizda daha once de duymussunuzdur bu lafi, tebessum eder donersiniz tekrar. ama icinizi bir huzun kaplar, hele ki bir baska kisi de yaniniza oturmayip pas gecmisse, bazi seyleri kendinizde aramaya baslarsiniz. hayatinizi sorgularsiniz, neden ben iliskilerde yapamiyorum dersiniz. yan tarafta sizle birlikte isiklarda durmus diger otobusteki birbirini tanimayan ama o yolculuk icin bile olsa sinerji yaratmis ciftleri gorursunuz. gozunuzden bir yas suzulur ve belli belirsiz bir laf dokulur agzinizdan;

    -bir daha kahvaltida pastirma yersem iki olsun!

  • sanilanin aksine ayakkabi, bot, oyuncak, mont gibi urunler uretmeyen, genel olarak insaat ve madencilik sektorunun kullandigi is makineleri, dizel motor, tren lokomotifi gibi urunler ureten endustriyel sirket. caterpillar dunyada kendi alaninda olmayan bir alanda en cok para kazanan sirketlerden biri. sirket her ne kadar is makinalari uretse de ismini ve logosunu lisanslayarak bot, mont, oyuncak basta olmak uzere yuzlerce farkli urunden epeyce para kaldiriyor. yani piyasada "cat" logosuyla satilan tuketici urunlerinin hicbirini caterpillar uretmemekle beraber sadece logosunun bu urunlerde kullanilmasi icin epeyce komisyon almaktadir.

    sirketin hikayesi de oldukca ilginc. 1800'lu yillarin sonlarinda ve 1900'lu yillarin baslarinda "holtz" ve "cl best" adinda onde gelen iki traktor sirketi vardi. bu sirketlerin amaci o gunlerde hizla buyuyen tarim sektorune yardimci olacak araclar uretmek ve islerini kolaylastirmaktir. holtz'un urettigi traktorlerden biri arkasinda epeyce vagon tasidigi ve uzaktan dev bir kirkayagi andirdigi icin sirketin traktorlerine ingilizce kirkayak anlamina gelen "caterpillar" lakabi takilmaya baslandi. bir sure sonra bu iki sirket arasindaki rekabet kizismaya basladi ve her iki sirket de digerini batirmak icin inanilmaz rekabet politikalari izlemeye basladi. bir sure sonra iki sirketin de borclari daglar kadar buyudu ve bankalar iki sirketin de iflas etmesine kesin gozuyle bakiyordu.

    bu sirada kredi fonlarindan biri "siz birbirinizi iflas ettirmeye calisip birbirinizi yiyeceginize birlesseniz cok daha iyi olmaz mi?" diye ortaya bir fikir atti. bundan sonra iki sirket masaya oturdu ve birlesip tek bir sirket haline gelme karari aldi. ilginctir ki bu sirketin urettigi urunler her ne kadar tarim alaninda kullanmak icin dizayn edildiyse de en fazla kullanimi 1. dunya savasi sirasinda avrupa'da buldu. avrupa kitasinda birbiriyle savasan ordular bu sirketin urettigi is makinelerini cephede (savasmada degil ama yol acma, esyalari nehirden karsiya gecirme gibi arka gorevlerde) oldukca faydali buldular. ayrica bu sirketin traktorleri o zamanlarda yeni yeni kullanilan tank paleti teknolojisini de epeyce ilerletmisti ve bu teknoloji ilerde askeri alanlarda da kullanilacakti.

    1. dunya savasi bitip bir sure sonra buyuk depresyon baslayinca bu sirket yine zor gunler yasamaya basladi ama bu kez sirketin imdadina amerikan devleti yetisti. iki dunya savasi arasindaki donemde amerika'da karayolu agi kurulmasi planlandi ve bu yolda cok buyuk bir butce ayrildi. ulkenin her yerine devasa boyutta yollar kurulacakti ve bunu firsat bilen caterpillar, tarim isiyle beraber insaat isine de girdi ve devletten epeyce buyuk ihaleler alarak ihya oldu. daha sonra sirket madencilik sektorune de girdi. 2000'li yillarin basinda tarim portfolyosunu agco sirketine satan caterpillar, tarim isinden hemen hemen tamamen cikarak insaat, maden, enerji ve tren sektorlerine yoneldi.

    caterpillar'in ilk gunlerinde uretilen is makineleri genelde yesil ve gri renkteydi. sonradan karayolu insaatinda calisan makineler daha kolay farkedilsin ve kazalar onlensin diye "karayolu sarisi" denen ve bugun sirketin patent altina aldigi renkte karar kirildi. bundan sonra caterpillar'in makineleri "sari makine" diye anilmaya baslandi ve bu da sirketin marka degerini ve karizmasini arttirdi. bir sure sonra amerika'daki isci sinifi ve hizla buyuyen insaat/maden sektorleriyle ozdeslesen sirkete bir cok sirketten cesitli tuketim urunleri icin lisans teklifi geldi. oyuncaklar, ayakkabilar, botlar, t-shirtler, kahve bardaklari derken ortaya milyar dolarlik bir market cikti. 2012 yilinda caterpillar peoria sehrindeki ana binasinin yanina bir muze koydu ve yanina da sirketin logosunu bulunduran yuzlerce farkli urunun satildigi bir magaza yerlestirdi. bu konsept cok tutunca dunya'da bir cok ulkede caterpillar urunleri satan dukkan ve magazalar acilmasina karar verildi. bugun dunya'nin 145 ulkesinde caterpillar'in lisansli urunleri satilmaktadir ve sirket bedavaya reklamini yapmak bir yana, satilan urun basina epeyce para kazanmaktadir. ustelik satilan urunlere logosunu koymak disinda bir yatirim yapmadigi icin buradan gelen paranin kar marji %100'e yakin.

    caterpillar maden sirketleriyle icli disli oldugu icin is guvenliginin onemini en iyi anlayan sirketlerden biri. sirketin ana ofisinde hemen hemen her toplantidan once 5 dakikalik guvenlik brifingi veriliyor, acil bir sey olmasi halinde polisi arayacak biri seciliyor, her toplantida mutlaka can kurtarma tekniklerini bilen biri bulunuyor. sadece ofis ortaminda bile is guvenligi konusu bu kadar onemliyken sirketin fabrikalarinda bundan kat kat daha buyuk bir titizlik soz konusu. sirketin en buyuk fabrikalarinin birinin muduruyle konustugumda is guvenligi konusunun en onemli konu oldugunu, bu konuda en ufak bir gevseklik gosteren kisinin yonetici bile olsa sirketten uzaklastirildigini soylemisti. baska bir fabrikada bir kazada bir iscinin parmaginin kenarinin kesilmesi sonucu o kisinin uzerindeki ustanin "bir isciye zarar veren sorumsuzluk" sebebiyle isten atildigini da duymustum.

    milkwaukee'de sirketin maden urunlerini satan global ekiple bir gorusmemde daha ben hic gundeme getirmememe ve bahsetmememe ragmen mudurlerden biri "is guvenligi bugun madencilikte en onemli konulardan biri. ornegin, duydun mu bilmiyorum ama gecen sene turkiye'de bir maden kazasinda 500'den fazla isci hayatini kaybetti" diyerek soma olayina referans yapti. devletin acikladigi resmi rakam 300'lerdeydi ama kazada olenlerin sayisinin cok daha fazla oldugu biliniyordu, demek ki adamin kulagina da bir seyler gitmis. neyse, konudan konuya atlamayayim. en son caterpillar'in tuketici urunlerinden bahsediyorduk.

    tuketici urunleri derken sirketin kendi urettigi veya logosunu koymaktan fazlasini yaptigi birkac tuketici urunu de mevcut. ornegin sirketin fabrika, maden ve insaat iscileri icin urettigi ve nokia'dan bile saglam cep telefonlari var, ki bunlara yukarda baska bir entry'de deginmistim.

    caterpillar sirketi urunlerini lisanslama isine biraz para biraz da gurur olarak bakiyor. agir is makinelerinde her vidanin uzerinde bile "cat" logosu gormek mumkun. bir cok agir is makinesi 10 binden fazla irili ufakli parcadan olusuyor ve bu parcalarin her birinin uzerinde tek tek sirketin logosu bulunuyor.

    2012'de 65 milyar dolara sirketin cirosu son birkac yilda dunyadaki insaat ve maden sektorlerinin kemer sikma politikasi yuzunden 52-53 milyar dolara kadar geriledi. bu yine de yillik 5-6 milyar dolarlik kar anlamina geliyor. sirketin onumuzdeki 1-2 yilda buyumesi sinirli olacaktir ama batmasi da cok zor.

    bu sirket zaman icinde bir coca cola, mcdonald's, disney, ford, gm gibi amerika'nin sembolu olan sirketlerden biri haline gelmistir.

  • evladının ölümüne sebep olduğunuz bir kadınla ilgili kitlelerin karşısında olumsuz ifadeler kullanıp, sonra es verirseniz yuhalarlar, bu yuhalamaya da müdahale etmezseniz, yuhalatmış olursunuz.

    oldu yandaş arkadaş. git kumda oyna şimdi.

  • dünyanın en doğal talebi. yıllardır kiraya vereceğim zaman adli sicil kaydı ile findeks notunu isterim. ekonomik gücü olmayan veya yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymiş bir kimse ile kim kiracı-kiralayan ilişkisine girmek ister ki?