hesabın var mı? giriş yap

  • ülkemizde tam karşılığı var mı bilmediğim görev.

    özellikle son yıllarda hollywood daha çok twilight, fifty shades of grey, hunger games gibi uyarlama filmlere kaydığından hollywood aktör tayfası yüksek bütçeli filmlerden netflix gibi oluşumların dizilerine yada mini dizilere kaymakta.

    aktörler (sadece) maddi tatminden öte projeyi daha çok sahiplenebilmek ve söz sahibi olabilmek adına yer aldıkları yapımlarda aynı zamanda executive producer olarak yer almaktalar. birkaç örnek vermek gerekirse;

    (bkz: matthew mcconaughey) - true dedective
    (bkz: kevin spacey) - house of cards
    (bkz: kevin bacon) - the following

  • benim bu. yapım böyle. herhangi bir psikolojik tespit kasacak değilim. kimseyle kötü değilim. kimseyle aram da bozuk değil.

    boş muhabbete gelemiyorum.

    enteresan şekilde beni arayıp sorarlar mesela.

    sanırım nedeni görüşülen akraba sayısının minimum sayıda olması ve iş için başka bir şehirde yaşadığın için geçmişinden uzakta olmak.

    ömrümde hiç toplu mesaj da yollamadım mesela.

    aslında kalabalık ortamları severim. ama istediğim zaman girip , istediğim zaman da o kalabalıktan çıkıp yalnız kalabilmeliyim.

  • tabii her şeyde olduğu gibi tüm suç cehapededir. sığır byin ülkeyi yöneten kimse o sorumludur.

    bu başlık kalsın. çomar beyninin nasıl olduğuna dair ibret!

  • (bkz: güldürmedi)

    hepsiburada.com cem yılmaza milyonlarca lira ödeyeceğine. destek ekibine daha çok eleman alsın. amazon.com.tr başlığına bakıp feyz alsınlar.

    iyi hizmet olunca bedava reklam yaparız merak etmeyin.

    (bkz: amazon.com.tr)

  • bir de bunun pazar sabahı 12de uyanınca saatin bir anda akşam 11 olması var ki.. allah belasını versin.

  • yapmış olduğum taşıma şekli.

    annesi de böyle tutuyor diyenlere kızanlara cevabım.

    benim yavruların annesi trafik kazasında ölünce bende bunlar kendilerini öksüz yetim terkedilmiş hissetmesin diye çocuk aklımla enselerinden tutup gezdirdim dedem görene kadar.

    dedem kızdı çünkü yavruları anneleri gibi enselerinden ağzımla tutuyordum. acısa ağlarlardı.

  • istanbul'dan zimbabwe aranir...

    - alo mosamba orda mi?
    - kim?
    - mos.. oha ya adam turk cikti
    - ...

  • benim anlamadığım nokta şu.
    müslüman erkeklere ve kadınlara "nefsinize hakim olun cennete gireceksiniz" minvalinde ayetler öğretiliyor.
    hatta hayatları bunun üzerine kurulu oluyor falan.
    karşılığında da cennet vaad edilmiş ve bu insanlar deli gibi cennet arzusuyla yanıyor.
    yani bu şekilde anlatıyorlar bildiğim, gördüğüm.

    eee şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
    nefsine hakim olma meselesini bu kadar aleni şekilde küçük çocuklar gibi karşı tarafa yüklemek ve kendini nefsine hakim olamamak vebalinden kurtarmak için kadını suçlamak ne demek?

    allahı kandırmaya çalışmak değil midir?
    yani her kul bildiğim kadarıyla günahından mesul iken "ama o da çok açık giyiniyordu" diye bir bahaneyi nasıl sunabileceksin tanrına? sana "o onun meselesi" dediğinde ne diyeceksin?

    yani kafalar gerçekten çok karışık. en basit öğretilerde bile milyonlarca fire veren bir topluluk.

    edit: imla hatası.

  • modayı bu şekilde konuşmak olarak değerlendirirsek eğer böyle de bir örnek var ;

    - benim accept ettiğim meeting niye calendar'ımda görülmüyor ?

    bunu diyen bunu da dedi hatta ;

    - meeting'in ingilizcesi neydi ya ?

    yemin ediyorum ki gerçektir.