hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle tabaktaki miktarı azaldıkça alması/hükmetmesi zorlaşan tüm yiyeceklerin bana verdiği yetkiye ve bende yarattığı sinire dayanarak "varoş sensin kaşık da sana girsin" deyip sözlerime devam etmek istiyorum.



    çoban salatası (şöyle suyunu iyice doldurarak)

    makarna (bir tarafına yoğurt iliştirerek)

    cacık (buzlu, zeytinyağlı ve naneli olarak)

    pilav (özellikle bulgur pilavı. şöyle bol domatesli, sebzeli)

    bunları çatalla yiyen adam hıncaldır, uluçtur, pespayedir, ılıktır...



    there is no spoon sadece matrix'te var olabilecek bir olgudur...

  • ateizm ile yeni tanışmış küçük kuzenim ile anneannem arasında geçen diyalog evlere şenliktir;

    - şimdi anneanne yaaaaa, bu evrende olan düzen tesadüf olamaz mı diyorsun yani?
    - gızım allah-ü teala istediyse niye olmasın?

  • bronz çağı çöküşüne sebebiyet veren bir insan kitlesi var, bunlara "deniz insanı" (sea peoples) deniyor, ama kökenleri muamma.

    ve evet, akdeniz'e kıyısı olan medeniyetlerden sadece mısır medeniyeti ayakta kalabiliyor.

    bazı mısır kabartmalarında ("delta muharebesi" kabartması gibi) mısırlıların, denizden gelen bir halkla savaştığı sahneler resmedilmiş.

    150-200 sene boyunca bu yıkıma karşı mücadele vermiş ve özellikle öne çıkmış olan hükümdarlar 2. ramses, merneptah ve 3. ramses'dir.

    o dönemden kalan ilginç yazışmalar da var. bugünkü suriye topraklarındaki ugarit devletinin kralı, aynı zamanda babası olan komşu kraldan yardım istiyor (alasiya diye bir devlet, bugünkü kıbrıs adasında olduğu düşünülüyor).

    mektupta "baba, benim tüm askerlerim hatti'de (hitit devletinin toprakları) olduğunu, tüm gemilerimin lukka'da olduğunu (likya'nın eski adı) bilmiyor musun? şehrimi yağmaladılar, yaktılar, yıktılar, kötü şeyler yaptılar, bunu sadece yedi gemiyle yaptılar!" diye resmen ağlıyor.

    kıbrıs'ta bulunan bazı kazılarda ufak "hazineler" bulunuyor. bunların da aynı dönemlerde, işgalden ve kıyımdan kaçmak zorunda kalan zenginlerin mallarını "sonra gelip alırız" diye gömdükleri yerler olduğu düşünülüyor.

    hitit devleti ortadan kalksa bile, sonrasında hitit artığı başka devletler devam ediyor. üstüne lidya, likya, truva güçleniyor. orta anadolu'da bulunan hitit devletleri, asurlular tarafından işgal ediliyor ve bütün hatti halkları asimile oluyor.

    asurlulardan sonra akamenid persler var, sonrasında neo-babil var, ermeni krallıkları var...

    kendileri de hint-avrupa kökenli bir grup olan hititler, kendi devletleri tamamen çöküp bir daha bir devlet oluşturamayınca, ve ufak gruplara bölününce, önce semitik bir halk olan asurlular tarafından tamamen devlet yapıları yıkılmış, sonrasında ise diğer hint-avrupa kökenli ve hititçeye daha yakın lisanları konuşan diğer devletler tarafından (pers) tamamen asimile edilmişler.

  • vay oyle mi ataturk'ü derhal birakiyorum dememizi bekliyor heralde.. tüm halkimizi ölü taklidine davet ediyorum..

    annesine tekrar evlenmesi nedeniyle gonul koymus ve bir kadinin bir erkege muhtac olmadan ayakta kalabilmesine calismis, toplumda kadinin birey olarak varolmasina on ayak olmuş adamin uvey babasidir.

  • gizli değil aslında alenen verilen mesajlardır.
    - dış görünüş her şeyden önemlidir, prenses olmak için güzel mi güzel, prens olmak için yakışıklı olman gerekir. zaten güzel/yakışıklı değilsen masalda ya yan karakter olabilirsin, ya da kötü olursun. güzel=iyi, çirkin=kötüdür.
    - kadınlar aciz yaratıklardır. güzel ve saf olanları kendilerini olmadık durumlara sokarlar (bir kuleye hapsedilip saçını uzatmak, bir ormanda avcı tarafından terkedilmek vb.). onları bu durumdan bir erkek kurtarır ve buna karşılık kadın ona aşık olur. kadının aşık olma sebebi aczine son verilmesi, ona sahip çıkılmasıdır.
    - kadınlar ya güzel ve saf, ya çirkin ve kötüdür. erkekler genellikle kötü olmaz, kötü bir kadının oyununa gelip kötülüğe alet olur sadece. ama her koşulda kötü kadın da emeline ulaşamaz çünkü iyilik her zaman kazanır.
    - ortadirek adamın masalı olmaz, ya kral olacaksın, ya da bir kralın çocuğu. fakirsen de bunlardan biriyle evleneceksin. yoksa masalsı bir aşk olması zor.

  • yoğurdun lezzeti tuzun belirli bir aralıkta olmasını gerektirir. ayran yapmaya çalışırken kattığın su ile yoğurdu seyrelttiğin için oranı yakalamak için biraz tuz ilavesi yapman gerekir. bu kadar basit. biraz düşüünsen çok basit aslında. basit, basit, basit!

    edit: yeni gördüm. sodyum klorür'den başka tuz bilmeyen laf atmaya kalkmış. ne desem bilemedim.

    yıllar sonra gelen edit: ara ara oylanıyor bu entry. kendini unutturmuyor. süt, yoğurt, ayran ilişkisinde tuzun yeri üzerine hangi tuzlardan bahsedildiğine dair bir şeyler paylaşayım.

    "süt tuzları: sütteki tüm metal iyonlarını, organik ve inorganik anyonları kapsar. bu tanıma göre iyonize gruplar içeren ve katyonlarla tuz benzeri bileşikler içeren süt proteinleri de girebilir.

    süt tuzlarının büyük bir kısmı serum içerisinde çözünmüş halde, bir kısmı da kolloidal halde veya yağ globüllerine absorbe edilmiş halde bulunur.

    mineral maddeler sütte klor, flor, fosfor asidi, kükürt asidi, limon asidi gibi anyonlarla bileşik oluştururlar. katyon ve anyonların karşılıklı etkileriyle sütün tuz sistemi oluşur. minerallerin toplam miktarı oldukça sabittir. çok az orandaki değişiklik bile tuz sisteminde önemli kabul edilir. diğer süt bileşenleri gibi tuzlar da kandan meydana gelir. ancak filtre sistemi nedeniyle ikisi arasında miktarsal farklılık vardır.
    iyonlar önem sıralarına göre aşağıdaki gibidir.

    makro elementler :
    katyon ( na+, k+, ca++, mg++)
    anyon (cl-, po4-, so4-, hco3- sitrat iyonları)

    iz elementler :
    katyon (fe++, rb++, zn++, li+, cu++, ba++, co++, pb++, al+++, mo++, sn++, ct++, sr++, ti+++, mn++, ag+, v+++)
    anyon (f-, j-, br-, b, si, se )

    süt tuzlarının miktarları (mg/l)

    sodyum - 500
    potasyum - 1450
    kalsiyum - 1200
    magnezyum - 130
    toplam fosfor - 950
    inorganik fosfor - 750
    klorid - 1000
    sülfat - 100
    karbonat(co2 olarak) - 200
    sitrat (sitrik asit olarak) - 1750

    kaynak : tıktık

  • https://www.facebook.com/…793485944/?type=3&theater

    dinde bug bulmuştur.

    ekleme: losemiyle savaşan küçükler için saçını bağışlamış ama bağış noktasından dışarı çıkınca "başörtümle gizleyecek saçım da yok, neden takayım ki?" diye düşünüp, başörtüsüz gezmeye karar vermiş. bunu da facebook'daki başörtüsü takmama özgürlüğünü savunan bu sayfaya göndermiş.

    debe editi: 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun. nice özgür günlere...