hesabın var mı? giriş yap

  • "hiç şüphesiz kader, seni hastalıklarından kurtarmayı benden daha kolay yapacaktır. ama, senin histerik acılarını ikimizin ortak umutsuzluğuna dönüştürebilirsem bu işten kazançlı çıktığına sen de kendini inandırabileceksin" diyerek kafamı karıştıran kişilik ayrıca kırmızı başlıklı kız masalını incelemesi de oldukça ilginçtir.

  • adını bilmediğim, babasıyla birlikte "boyun eğme" tshirt'üyle yürüyen kk'nın oğluna bakıyorum sonra bilal erdoğan'a...

    kocasıyla birlikte yürüyen ve ," eşi olarak değil bir birey olarak yürüyorum " diyen boynunda yaşmağı,sırtında düz yeşil tshirtüyle selvi hanım'a bakıyorum sonra emine erdoğan'a...

    "adalet pankartı, atatürk posteri ve türk bayrağı dışında hiç bir şeyle gelmeyin, bu bir parti mitingi değil, herkesin adalete olan ihtiyacı için yürüyorum" diyen kılıçdaroğlu'na bakıyorum sonra, "biz lütfettiğimiz için yürüyebiliyorsunuz" diyen, herkesle ama herkesle kavgalı erdoğan'a bakıyorum...

    umarım bu ülkeye, umut, huzur, güler yüz, hoşgörü ve adalet hakim olur diyorum.

    şüphesiz ki türk siyasi tarihinin en büyük hareketlerinden biridir. ayağınıza, aklınıza sağlık...

  • ya abicim tamam sen bi kitap yazıyorsun alan da alıyor bize ne de her boktan kurtuluş savaşı çıkarmayın ya. sosyal medyadan savunan yurtseverlermiş. üff

  • zaten galeriler aracı alıp bekletip daha çok kazanıyordu.

    bu hamle ile beraber az kara tamam diyen araç satanlar 6 ay bekleyip daha yüksek kar edecekler.

    edit: km'yi ne yapacak diyenler olmuş. hareketli bir bant ayarlamak zor değil.

    sahibinden ilanlarını hayal edebiliyorum.

    "güneş ışığı görmemiş 6000 km araç."

  • toplu tasıma ile çözülemeyecek olan trafiktir. ülkemizde toplu taşıma kar etmek için yapılan bir eylemdir. bu yüzden otobus sayısı azdır sefer sayıları da azdır. metro vb de de yine sefer sayısı azdır. haliyle kucak kucağa gidilen pahalı bir toplu taşıma ile çözülemez. oradan gelen parayı lalelere yatırıp eşini dostunu sevindirmeye alışmış yönetim de bunu yapmaz.

    denizin kullanımı ise iç anadolu çomarının deniz taşıtı kullanamaması dolayısı ile rant sağlanaması nedeni ile neredeyse ihmal edilmiştir.

    ümraniyeden cnr a iki kişi toplu taşıma ile gitmek arabadan pahalıya geliyorsa kimseyi indiremezsiniz o arabalardan.

    özetle doğrudan toplu taşımayı kar edilecek bir hizmet olarak gören ibbnin suçudur. oy aldıkları kitle de istanbulda yaşayıp deniz görmemiş tayfa olduğu için toplu taşıma kimsenin bir tarafında olmaz.

  • paul davison ve rohan seth'in kurduğu alpha exploration'ın ürünü, ses temelli yeni nesil bir sosyal ağ.

    konuşma başlatmak için 3 seçeneğiniz var: open room, social room ve closed room. open room dışarıdan herkesin katılımına açık, social room sadece takipleştiğiniz kişilerle iletişim kurabileceğiniz, closed room ise dışarıdan başka kimsenin katılamadığı oda anlamına geliyor. çok kez yazıldığı üzere odalarda konuşulan hiçbir şeyin kaydı şimdilik podcast'teki mantık gibi tutulmuyor, tüm konuşulan şeyler oda kapandığı andan itibaren kayboluyor.

    crunchbase isimli web sitesine göre uygulamanın andreessen horowitz ve kortschak ınvestments'tan 2020 yılının mayıs ayında 10 milyon dolar yatırım aldığı söyleniyor. cnbc'nin 2020 mayısında paylaştığı habere göre ise 100 milyon dolarlık bir değere ulaşmış.

    uygulamadan para kazanmak olayına gelirsek, şimdilik spotify gibi platformlarda verilen reklamlar yerine içerik oluşturucularına kendi abonelik içeriği hizmetlerini kurmalarına izin veren, patreon ve kreosus gibi internet tabanlı platformlar sayesinde para kazanılabileceği fikri daha akla yatkın görünüyor.

    (bkz: fomo)

  • üstteki yazar bahsetmiş, biz abd'de polise sesimizi yükseltsek belki silahla bizi yaralayacak insanlar gelmiş burada vatandaşı dövebiliyor?
    elin oğlu gelip kendi ülkemde bizi darpedebiliyor öyle mi?
    bitmişiz!

  • -cem'in memoli'ye baba demesi.
    (hatta bi bölümde erkan ve salak yandaşı memoli'nin evine girmişlerdi, salak olan cem'in telesekreter mesajını dinleyip, "abi biri babasına dert yanmış ama anlamadım valla" tarzı bişey söylemişti. hiç unutmam niyeyse.)

    -memoli'nin binasındaki merdivenlerin şekli (sürekli koşarak inerdi.)

    -o dönem benim gibi salaklar alsın diye çıkarılmış normal foto ölçütünde memoli-zeyno kartpostalları.

    -krala denk geldikleri yerlerde kabak gibi herifi inatla göremeyişleri.

    bi de memoli'nin sürekli baksırla birilerine yakalanışı var. (bu kısım o dönem kendisine aşık olduğum için aklımda kalmış olabilir, evet.)

  • hakkında kendimi çok pis kandırılmış hissettiğim halk.

    seneler seneler önceydi. önce dedin ki, ben dışlanıyorum, ayrımcılığa uğruyorum insanlar ve devlet tarafından. dedim haklı. dışlanıyorlar, eziliyorlar. sonra yokladım sağımı, solumu, eşimi dostumu. ben yedi göbek izmirliyim kürt kardeşim. baktım ki dedem evini kürtlere sattı. bakkalından alışveriş yaptık, müteahhitinden ev aldık. etrafımdaki hiç kimse yolda sana iğrenerek bakmadı. kadifekale'yi ele geçirdin, kürt gölü haline getirdin kimse gıkını çıkarmadı. yetmedi gene beğenmedin şartları, sana otobanda evler yaptılar, midyeni yapabil diye düzenek bile hazırladılar. gene beğenmedin, gitmem diye tutturdun. sırf sen çamaşırını yıka diye uzundere'de çamaşırhane kurdular. ne yaptılarsa yine mutlu edemediler seni.

    ekonomimiz kötü, devlet doğuyu ihmal etti. ne yiyoruz, ne içiyoruz biz kimse bilmiyor dedin. doğru dedim. tüm iktidarların yaptığı hataydı bu, atatürk'ün de ömrü elvermeden gitti dedim. sonra diyarbakır'a geldim lüks araçlardan önümü göremedim. babam 30 yıl eşek gibi çalıştı, senin sahip olduklarının binde birine sahip olamadı. bir de baktım ki, uyuşturucu kaçıranın, kadın pazarlayanın var, yolunu bulmuşsun yani. yine de dedim ki ne yapsın mecburen bu yollara girdi.

    doğunun kötü şartlarından yakınırken hiç gelip de karadeniz'in, manisa'nın, aydın'ın, afyon'un köylerini görmedin canım kardeşim. sen elektriğini kaçak kullanırken, altında range roverla yeşil kart sahibiyken televizyonun girmediği, yürünecek yolun olmadığı köylere gözünü kapadın. çünkü tüm ağır şartlar sana özgü olmalıydı. uyum sağlamayı, asimile olmak sandın sen.

    anadilim dedin.. kendimi savunamıyorum dedin. sonuna kadar haklı dedim. yolda, sokakta, otobüste inadına bağıra bağıra kürtçe konuşmanı görmezden gelerek.. yaşadığı ülkenin resmi dilini konuşmak neden insana bu kadar ağır gelir ki diye sorgulamadan..

    sen kürt olmaktan utandın aslında. türk olmaktan da utandın. türkleri dışlayan sen oldun farkında bile olmadın.. baktın ses yok, işi abarttın türk bayrağına salladın, anayasaya salladın. kimsenin sesi çıkmıyor nasılsa değil mi ?

    ama asıl hatayı nerede yaptın biliyor musun? özgürlük mücadeleni apo gibi amerikan köpeğine teslim ederek. halbuki, sen de kandırıldın. yakalandığında "benim annem türk. türk milleti için her türlü hizmeti yapmaya hazırım" diyen, seni kendi çıkarları uğruna anında satan bir adama inanarak yaptın. bomba patlattı, senin çocukların, bebeklerin, vatandaşların da öldü. çoluğunu, çocuğunu, kızını kaçırdı, dağa çıkardı, terörist yaptı. ama bir günden bir güne neden diye sormadın.

    işte bu yüzden, artık senin samimiyetine, mağduriyetine inanmıyorum ben. iyi niyetine inanmıyorum. üzgünüm kürt kardeşim..

  • normal olan tabeladır.

    şimdi durum şöyle ki: doktorlar bildiğiniz gibi hastaları olan insanlardır. ameliyat vb. gibi acil durumlar olduğunda acilen hastaneye yetişmesi gereklidir. ossuruktan nem kapmaya gerek yok aslında.