ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlük yazarlarının zenginlik kıstasları
-
her gün işten eve giderken 3 bira alabilen insan bence zengindir. mesela ben zenginim kendi hesabıma göre. tam bir sefa pezevengiyim. fakir adamın sefası olur mu hiç?
bir de bu 8'li, 250 ml'lik coca cola paketleri oluyor ya, mesela ondan alınca da çok zengin hissediyorum kendimi. galiba zenginim ben ya, şimdi düşününce yine zengin hissettim kendimi. zengin olmak çok kolay olm, niye abartıyonuz bu kadar?
sevilen çizgi filmin en vurucu cümlesi
-
"eeeee nasıl gidiyor cınım" bugs bunny
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bana balık verme, balık tutmayı öğret... (çin atasözü)
bana balık ver, rakıyı tazele, buz da bitmiş... (türk atasözü)
ayda'yı kurtaran kişiye kızan kadın
-
kalıbımı basarım ekşi sözlük yazarıdır.
george orwell
-
"güllere, kurbağalara, sanata inanırız.biliriz ki kurtuluş ancak bu yoldadır.siyasal alanda bulmayız kurtuluşu.çünkü seçtiğimiz kötüler arasında en iyi olandır.böylece aklımızı zedelemeden yurtsever oluruz." sözünün de sahibidir.türkiye gündemine paralel giden konuları işlediği kitapları, her dönem açıp bir kez daha okunmalıdır.
yüzüklerin efendisi (dizi)
-
bir şeyin orijinaline sadık kalınmasını beklemek nasıl ırkçılık olabilir? asıl ırkçılık, bakın sen zencisin ama ben sana da değer verip buraya sıkıştırıyorum demektir. keşke bunu fark edebilsek.
yiğit özgür
-
falcı da;
falcı : siyah uzun saçlı biriyle ilişkiniz var.
adam : aysel!
f: ailesinden biri ilişkinize karşı çıkıyor.
a: abisi nusret.
f: yüzünüze bi şey atmış bu adam.
a: yumruk! yumruk attı.
f: ama siz eğilmişsiniz.
a: evet!! aysele geldi yumruk.
f: sonra siz bişey atmışsınız.
a: tokat!! ben de tokat attım.
f: ama o da eğilmiş.
a: evet! tokat da aysele geldi.
f: sonra bir kargaşa olmuş.
a: abisiyle birlikte aysele daldık.
f: biraz gerizekalısınız galiba.
a: öyle mi çıkmış?
f: yok bu benim şahsi kanaatim.
hayır derseniz 7 haziran sonrasını mumla ararsınız
-
bunu söyleyen adam cumhurbaşkanı başdanışmanı.
demokrasiyle yönetilen ülkelerde bunu söyleyeni yaka paça gözaltına alırlar. biz saltanatı oylayacağımız için bizlik bir durum yok pek.
"istediğimiz sonuç çıkmazsa iç savaş çıkar" demekle, kim jong un'un tek aday olarak girdiği seçimde %100 oy alıp sevinmesi arasında hiçbir fark yok. baktığınız zaman ikisi de demokrasi.
üniversitelerin mottoları
-
çankırı karatekin üniversitesi'ninki yürekleri dağlar.
tercih edilebilir bir üniversite ne lan ? başta görünce güldüm falan ama acıklı aslında. millet orada ışığa doğru yardırıyor, mottolarda özgürlükler adaletler bilimler uçuşuyor ama böyle kenardan bakıp biz di tircih idilibiriz diyorsun..of of.
gerçeği yaşıyor olma ihtimalimiz %0.1
-
2016 yılında isaac asimov anısına yapılan ve neil degrasse tyson'ın moderatörlüğünü yaptığı bir panelde bu konu tartışılmıştır. tahmin edilen oranlar elon musk'ın tahminine yaklaşmamış ve herşey bilimsel temellerle konuşulmuş. izlemek isteyenler için 2 saatlik bu panel ingilizce olarak buradan izlenebilir.
ayrıca elon musk bir bilim adamı değildir, bir filozof değildir. bir girişimci, yönetici, hadi biraz da zorlarsanız mucittir. dolayısıyla kendi alanına girmeyen bu konularda ahkam kesmesi, hele ki bu seviyede bir popülerliğe sahipken tehlikelidir ve görüşleri bir önem teşkil etmez, uzman görüşü olarak kabul edilemez.
edit: isamov>asimov, zaman muhendisi'ne uyarısı için teşekkürler.
tekel bayiine tebliğ yapan kişinin dayak yemesi
-
tekel bayiinin gelen tebliği tebellüğ etmesi olayı.
17 ağustos 1999
-
17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.
fenerbahçe şükrü saracoğlu stadyumu
-
henüz plastik maketler harici bir stadımız yokken yapılmış, güzel bir stad. henüz açılmamış bir stad ile kıyaslayıp "yanına bile yaklaşamaz" demek komik. zira biz türk telekom arena'ya yeni ısınmışken adamlar bu stadı yıkıp yerine daha modernini de yapabilir.
bir takım problemleri olsa da, türkiye şartlarında güzel bir staddır. zamanında gıpta ile bakarken, şimdi dönüp bok atmak fazla abes.