hesabın var mı? giriş yap

  • bıçaklı birine karşı koyacak beceri ya da donanımınız yoksa yapılacak en iyi şey; içinde gereksiz kart, kartvizitler ve 50-100 lira nakit bulunan ikinci bir cüzdan taşımak ve böyle bir durumda cüzdanı bıçaklı saldırgana doğru ama hemen alamayacağı bir mesafeye atıp kaçmaktır. en az zarar göreceğiniz senaryo budur.

  • tam 87 yıl öncesinden gelmiş, tokat gibi bir cevaptır.

    ''bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanında geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. bu tavrın manası neye delalet eder? medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır.'' 1925 inebolu

  • işlediği fiillerin hakaret suçunu oluşturacağından habersiz, cahillikle "hop hop hop temas yok" diyen bir insan(!)ı barındırır.
    umarım görevli bu işin peşini bırakmaz ve adalet yerini bulur.
    edit: izledikçe sinirleriniyorum. işinde gücünde insandan ne istedin be? hala nasıl zor tutuyor kendini ekmek parası elinden kayıp gitmesin diye.

    edit 2: başlık taşınmış. doğrudan isim soyisim olan bir başlık altına yazmak tarzım değildir. orada önemli olan kişinin açık kimliğinden ziyade yaşanan olayın değerlendirilmesiydi aslında.
    ceza kişiye değil davranışa verilmelidir mantığı ile yaklaşmam nedeniyle, başlığın taşınmasını olumsuz buluyorum.

    edit 3: vay canına başlık başıma kalmış. resmen bu işin meşalesisini ben yakmışım gibi olmuş. değil arkadaşlar ben "havaalanında görevliyi tahrik eden yolcu" başlığına üçüncü veya dördüncü sıradan yazan yazarım. resmen eleme usulü gibi tek tek yok oldu herkes.

    ayrıca önemli bir bilgi, krdsturkiyeburanebeklion sayfasında baycodemir diye bir hesap şu baştaki yorumumu kopyalamış, onu da yarım yamalak yapmış zaten* 5200 beğeni falan almış, söz konusu hesap bana ait değil, belirtmek isterim. ilgili görsel

  • muhendis degil, sosyal bilimciymis. bir universitenin uluslararasi iliskiler ofisinde calismakta- muhtemelen haftada 3 yada 4 gun calisiyordur hollandali kadinlarin yuzde doksani gibi. youtube sayfasini kocasi hazirlamis, karisinin insaat videolarina karsilik kendisi de yemek videolari yapiyor.
    hollanda'da kendi insaat isini kendin yapabilmek neredeyse norm gibi bir sey. ustelik cok da zevk alarak, hobi gibi gorerek yapiyolar bunu ki en guzel tarafi bu bence. ınsanlar cok kucuk yaslardan buna maruz kaldiklari icin bu tur projelere girmekten korkmuyorlar. bilmedikleri yerlerde anne baba arkadas youtube'dan ogreniyorlar.
    eski bir is arkadasim temeli de dahil olmak uzere, koca bir villayi 5 senede kendi kendine yapmisti. haftada 4 gun calistigi isini de devam ettirerek. tabi ki kimi konularda yardim tutmustur, ama isin cogunu kendisi yapmis. 5 senenin sonunda ev bittiginde ilk defa bir pazar gunu yapacak isi olmadigi icin bombos gecirdigini soylemisti.
    ınsaatla bu derece ilgili bi hollandali kadini ilk defa goruyorum ama. burdaki kadin dergilerinde falan haberi yapilmis, demek ki hollandali kadinlar icin de istisna kendisi.
    benim boyle bi projeye girismesinden ziyade, o bahceden o kadar kum cikarken ve o insaaat muhtemelen haftalar surerken 3 cocukla o toz toprak icinde yasayabilmeyi becermis olmasi, cocuklarini da isin icine katarak o kiralik kepceyi vs kullanmalarina izin vermesi hosuma gitti.
    oyle antin kuntin titizliklere sahipti ki annelerim teyzelerim, butun buyuklerim oyle sonuc odakliydi ki, surecten zevk almayi ogrenemedik ben ve ailemdeki diger cocuklar. sifir tolerans, sert bir kontrolculuk ve dehset bir obsesiflikle yaklasiliyordu her seye. bu ciftin cocuklarinin, insaat icinde mangal yakabilip bira keyfi yapmaya da zaman ayirabilmeye tanik olmalari yetiskinlik hayatlari icin cok degerli ogretiler. belki de o yuzden tanidigim tum dutchlar tanidigim tum turklerden daha az melankolik, daha az stresli, daha az kaygili..