hesabın var mı? giriş yap

  • koruma yakup güven'in tabancasindan cikan kursunla yasamini yitiren, demirel'e derinden sevgi duyan yeralti dünyasinin önde gelen isimlerinden biri. demirel'e ve siyasal cizgisine bu kadar yakin olan birinin cenazesine demirel'in ve dönemin dep vekilleri sirri sakik, fehmi isiklar, hatip dicle disindaki tbmm üyelerinin hic birinin katilmamasi da cok ilginc.

    ***

    mehmet ali agca, italya'daki sorgusunda "inci baba'dan bile tehditle para aldim." deyince baba küplere binmis cevabi yapistirmistir hemen. "o sahtekar benden zirnik bile almadi. alamaz da, delikanli ise gelsin hesabini soralim."

    ***

    bürosunda bulunan kafatasinin hikayesi soruldugunda verdigi cevap ile diger babalardan farkini ortaya koymustur.
    - "bu cocuk, benim elime gelmisti. adam ettik, icimize aldik... ama töreye ihanet etmis, öldürmüsler. zaman zaman kendisi ile konusurum."

    ***

    inci babanin yegeni faruk kasapoglu ile yakin korumasi yakup güven'in atismasina katilmasi ise kaza kursununa kurban gitmesine neden olmustur.
    f.k: oglum...
    y.k: bana oglum diyemezsin. olm demen icin anamla yatmis olman gerek.
    f.k: farzet ki yattim.
    yakup güven sinirlenip silahin kabzasiyla faruk kasapoglu'na vurur. inci baba araya girer fakat silah ates alir. ataradamarina gelen kursun sonu olur.

  • (bkz: #155451204)

    ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
    hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.

    alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.

    satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.

    en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?

    yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
    devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.

    devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.

  • olay baştan sona saçmalıklar silsilesi olduğu için efes’e sövmenin bir anlamı olmadığını düşündüğüm olay.
    birinci saçmalık, putin ukrayna’ya girdi diye basket takımının suçu ne amk , hadi milli takım olsa anlarım .
    ikinci saçmalık, hadi rus takımlarını elemeye karar verdin , oynanan maçları iptal mi edelim yoksa alınan puanlar sayılsın mı gibi kritik bir kararı takımlara oylatmak nasıl bir mantık? doğal olarak her takım hesap kitap yapıp hangi karar daha çok işine gelecekse o yönde oy verir .
    üçüncü saçmalık madem rus takımlarını elediniz cska’nın oylamada ne işi var ?
    bu euroleague yönetimi tam bir fiyasko , ciddiyetsizlik akıyor .

  • o zamanlar ülkücü gençlerin hakim olduğu bir lisede okul genelinde yapılan sınıf aramasından sonra
    toplanan sigaraların hepsinin amerikan malı olması sebebiyle
    cuma istiklal marşı töreni öncesinde müdürün kalabalığa
    - milliyetçiyiz diye geziyorsunuz, hepiniz marlboro içiyorsunuz puştt herifler
    samsun için, maltepe için demesi. *

    (bkz: kasımpaşa lisesi)

  • otomobil, otobüs benzeri araçlarla seyahat eden kişilerde görülen baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, stres benzeri olaylardır. sebebi psikolojiktir demek heralde yanlış olmaz.

    hareket halindeyken iç kulağımızdaki kanalların içinde bulunan sıvı ve adını bir türlü hatırlayamadığım taşlar çalkalanır ve beynimize dengenin sağlanması için ivmeyi bildiren mesajlar gönderir. diğer taraftan aracın içinde sabit bir noktaya bakarken (özellikle kitap falan okurken) gözümüz beyine hareket halinde olmadığımız, bir yerde sabit bir şekilde beklediğimiz yönünde mesajlar gönderir. iç kulaktan "hareket ediyorsun" mesajı alırken, gözden "hareket etmiyorsun" mesajı alan beyinin kafası karışır (bkz: beyinin kafasıın karışması). doğal olmayan bu iki sinyal arasında ne yapacağını bilemeyen zavallı vucüd tansiyon yükselmesi, mide bulantısı benzeri tepkiler gösterir.
    dikkat edilirse aracı kullanan kişiyi araba tutmaz ziraa bu kişi sürekli yola bakmaktadır ve araç kendi kontrolündedir, ne zaman hangi yönde ivmeleneceğini biraz daha iyi kesitirebilmektedir. aynı şekilde ön koltukta oturan kişide de araba tutması etkisi daha az görülür.
    ayrıca beyinin, araba içinde bu şekilde tepki vermesinin; gözler hareket halinde olmadığını söylerken, iç kulaktan gelen, hareket edildiği mesajı veren sinyallerin beyin tarafından zehirlenme sırasında gönderilmesi gereken mesajlarla karıştırıldığı ve bu yüzden mide bulantısı, tansiyon yükselmesi benzeri tepkilere yol açtığını iddia eden bir görüş vardır ki kulağa mantıklı gelmekle birlikte bildiğim kadarıyla henüz kanıtlanamamıştır.

    deniz tutulması da bu şekilde gerçekleşmekle birlikte araç tutulmasına göre biraz daha etkilidir. o da başka bir yazının konusu artık.

    haa son olarak, araba tutması kuşlara ağaçlara değil sabit bir noktaya bakıldığnda gerçekleşir. yanlış bilgi vermeyelim, dikkatli olalım.

  • "başbakan %50 jokerini kullanacağına, keşke seyirciye sorma hakkını kullansaydı.."

  • "ben bir ateist değilim. kendime bir panteist diyebileceğimi de düşünmüyorum. ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. nasıl yazıldıklarını bilmez. yazıldıkları dilleri anlamaz. çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz."

    albert einstein

  • bir gün dursun temel’ e sorar;

    -“temel senin iki tane atın olsa birini bana verir misin?”
    -” veririm.”
    -” peki iki tane araban olsa birini bana verir misin?”
    -” veririm.”
    -” iki tane evin olsa birini bana verir misin?”
    -” veririm.”
    -” canımsın… peki iki tavuğun olsa birini bana verir misin?”
    -” vermem.”
    -” haydaaa..! neden?”

    -” çünkü iki tavuğum var…