hesabın var mı? giriş yap

  • kitabı aldığım tarih 21.06.2003. ilk bitirişim 23.06.2003. ikinci okuyuşum 15.04.2004. üçüncü okuyuşum 17.05.2005. en çok anlayarak okuduğum zaman, 20.07.2006. sonra bir kez daha okudum. 28.03.2008. her okuyuşumda kitaba not etmiş, her okuyuşumda başka bir karakteri sevmiş, onla bütünleşmişim. okuyan herkesin hayatını bir şekilde etkilediğine inandığım roman, herkesin bir şekilde mabelini aramasına neden olmuş romandır kumral ada mavi tuna.

    --- spoiler ---
    ilk okuduğumda aras'a aşık olmuştum. yakışıklı, güçlü, kendini beğenmiş, zeki ve biraz da pervasızdı aras. kendimi ada'nın yerine koymuştum ve arası çok sevmiştim. çocuktum çünkü 14 yaşındaydım ve aşk nedir bilmiyordum henüz. aras ise kitapta hem kendi için hem de benim için finali yapmıştı.

    ".... tak diye bir ses duyduk. tak!...o kadarç başka hiçbirşey duymadık. sert bir cismin başka bir sert cisme sertçe çarpma sesi. hepsi o kadar. bir daha aras olmadı! aras atladı ve bitti.

    ... o gece kuzguncuk uyumadı. o gece aras'la birlikte benim de bir parçam gitmiş, tümden yok olmuştu. o gece hepimiz bir şeyler yitirmiştik. geleceğimizden bir parça, umutlarımız ve neşemizden kocaman bir parça. o geceden sonra hiç bir şey bir daha eskisi kadar güzel olmadı. hiçbir şey!
    ah aras, ah böyle nereye?..."

    sonra okuduğumda ada'yı sevmiştim, kup griyeyi, fethipaşa korusunu (okurken bilmiyordum ama ilk sevgilime, aşık olduğum tek adama mabelim diyecek ve onunla beraber gidecektim oraya 3 sene sonra) sevmiştim. en çok da adanın mabele de arasa da duyduğu ayrı ayrı sevgiyi.

    tuna'ya

    "sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim. yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. yalnız bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın değil, bir büyük sevgisin sen... yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi. yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki de hiç doğmayacak oğlum... sonra daimi hayranım ve tabii dokunulmamış sevgilim... sen benim masumiyetimsin tuna. benim en yakınımsın! aslında belki öbür yarımsın? bütün bunlar ne demek anlıyor musun? hı?"

    diyişini,

    ve sonra meriç'i sevdim, başta en sevmediğim karakter olmasına rağmen. mabeli ne demek olduğunu bilmeden "ma belle" (güzelim) sanışını, tunaya olan umutsuz aşkını anlamıştım, ben de umutsuzca ve karşılıksız seviyordum o dönemde çünkü.

    ve en son. ah tuna..
    "beni senden koru ada" diyen tuna.
    aras için yıllar sonra ada'ya;
    "ona hep aşıktın sen..." diyen tuna. (kırık ama anlayışlı bir sesle.)

    "onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını anlamıştım ama henüz o, bunu bilmiyordu. anlamasın diye elimdeki taşa sakladım gözlerimi. bunu hissetmiş olmalı ki, o taşı bana armağan etti ve aslında gözlerimi bana geri verdi.
    ada'yla tanıştığımda ben beş yaşındaydım, o benden iki yaş büyüktü ve çok kumraldı. ada hep öyle kaldı." diyen tuna.

    "ada'yı yitirmemiştim, ama adayı bir başkasıyla paylaşıyordum. tek tesellim ada'yı paylaştığım kişinin hayattaki ilk kahramanım, ağabeyim olmasıydı. ayrıca benim için asıl önemli olan ada'yla birlikte olmak ve onun beni sevdiğini bilmekti. daha fazlasını istemedim hiç. sanırım herkesin bir sevme tarzı vardır ve benimki de buydu..." diyen tuna

    "başımı kaldırdığımda ada'nın hüzünlü kumral gözleriyle karşılaştım. sevgiyle bakan iri ela gözler. o bana acıyarak koruyarak bakmadı hiç. onun bakışlarında hep "yanında olacağım, seni anlayacağım ama sana ait olmayacağım" altyazılarını okudum ben" diyen tuna.

    ve sonra ada için ondan vazgeçip meriç'le evlenen tuna.

    --- spoiler ---
    kumral ada mavi tuna kadıköye baylana uğratır kup griye yedirtir, fethipaşa korusuna yolunu düşürür insanın, siyah dik yaka kazak giyen kısacık kumral saçlı kızlara, mavi gözlü kıvırcık saçlı gözlüklü genç adamlara baktırtır. 43 numara lacivert converse gözlerini bile yaşartabilir insanın. kumral ada mavi tuna iz bırakır.

  • yapılan bir yaramazlık sonrası atakan(5,5) azarlanıyor..

    boba: aynı yaramazlığı tekrar yaparsan kulaklarından tavana asarım seni..
    atakan: aynı yaramazlığı tekrar yapamam ki..
    boba: nasıl yani? nedenmiş??
    atakan: o başka bir yaramazlık olur.. aynısı olmaz..
    boba: !!!???

    (bkz: herakleitos)

  • yüzüğü atma kardeş, bozdur.

    değil türkiye, dünya gerçekleriyle uyuşmayan bir söz. şımarıklık.

  • arkadaşlarıyla buluşmaya çakarlı aracı ile emniyet şeridinden yardırarak giden, iyi parti milletvekili lütfü türkkan'ın kızı dilara türkkan'dır.
    link

    bir ara pek çok bürokratla birlikte bu vekillerin de çakar hakkı kaldırılmıştı . ama güzide meclisimiz bunu kabullenir mi, 3-4 ay sonra ak partili bir vekilin teklifi ile bir torba yasanın içine bu haklarını geri almayı sıkıştırıverdiler.

    tabi ki güzide ülkemizde vekile, valiye, müdüre, bürokrata tanınmış hak eşine, dostuna, çoluğuna, çocuğuna, 7 sülalesine de tanınmıştır. ne diyeceksin ki?

    edit: lütfü bey twitter'daki son tweetinin altında konuyla alakalı soru soranların tweetlerini gizlemiş. bakalım bir açıklama yapacak mı.

  • he amk 20 milyon insanı öldürelim demiş. acaba attığınız gol olmasın biraz nüfus kontrolü yapın, 3 çocuk zırvasının peşinden koşmayın yoksa daha beter oluruz demeye getirmiş olabilir mi?

  • park yasak harita alanının kadıköy belediyesi değil ibb ve ukome tarafından belirlendiğini bilmesine rağmen tribünlere oynayan bir adet şark kurnazının verdiği cevaptır. belediye kar amacı güden bir firmaya park alanı tahsis etmek zorunda mı?

  • bülent arınç'ın doğrudan doğruya asena erkin'i hedef aldığı açıklamaları. jacxxajkbcja

    ulan sen bu ülkeyi 12 yıldır yöneten 3 adamdan birisisin. kaç gündür magazinle uğraşıyorsun. yürü git be kardeşim...

  • başlık karakter sınırına takıldığı için tam anlatamadım ama sayın fahrettin koca twitterda az önce demiş ki;

    "almanya'da, beyin ölümü gerçekleştiği söylenerek hastaneden evine gönderilen, fakat göz işaretleriyle iletişim kurabilen vatandaşımız osman bey, az önce uçakla ankara’ya getirildi. 59 yaşındaki hastaya, cumhurbaşkanımızın olaydan haberdar olmasıyla “evi”, yani ülkesi sahip çıktı!"

    ilgili twite burdan ulaşabilirsiniz.

    ben türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yıllarca almanyada veya avrupada huzur içinde yaşadıktan sonra en ufak bir sağlık sorununda ülkeye getirilip şov yapılmasını kabullenemiyorum. kaldı ki twitte epey tutarsızlık var. göz işaretleriyle iletişim kurabilen birinin beyin ölümü gerçekleşmesi de mümkün değil diye biliyorum. ülke kaynaklarını bu tarz şeylere harcamaktansa keşke ülkemizdeki sağlık sistemini iyileştirerici adımlar atılsa, aylar sonraya bile randevu alamayan insanlar tanıyorum.

  • çoğu düğün gibi keyiften çok hüzün dolu bir ortamı iyice üzücü hale getiren olayın kahramanlarından biri.
    iki kişi hayatlarını birleştiriyor, videodaki her detay kırık dökük...

  • aynı zamanda kupadaki en ruhsuz ve zevk vermeyen takımdır.

    kuzey makedonya, macaristan, finlandiya gibi nispeten zayıf takımlar bile çok güzel mücadele veriyor.

    edit: yalnız bizimkilerin de hakkını vermek lâzım, reklâmlarda hepsi süper oynuyor.

    ulan her şey para mı bee!

    debe editi: babalar gününde debeye girdik madem,adet yerini bulsun. babam başta olmak üzere tüm babaların günü kutlu olsun.**

  • 21. yüzyılda (yirmibir) msn alan baba garip değildir ama msn alıp kişisel iletisine ''bütün bisikletlere bindim bisana binmedim'' yazan baba gariptir. ne kovalıyo kimbilir.

  • bu ülkenin partisi olduğunu iddia eden partinin, bu ülkenin görev başındaki askerine karşı yaptığı provokasyonun sahibi milletvekili.

  • tartışmak için yanlış mecra. buradaki tüm erkeklerin boyu 1.90 dan, çükü 20 santimden uzun.