hesabın var mı? giriş yap

  • ibretle okuduğum bir yazının bölümü.
    demek ki senin bile plakan var fatih abi.

    ekleme: colonel casey arkadaşımız da şöyle bir ekleme yapmamı rica etti.

    "bir memur çağırsın bir uber aracı, bağlasın sen yasadışısın diye. araç bile ayağına gelecek, çevirmeye bile gerek yok. neden yok böyle bir uygulama?
    polis ve jandarma mı uyuyor, fatih altaylı mı neyin yasal olup neyin olmadığıyla ilgili bol keseden atıyor acaba?"

  • son 10yılda vatanadaşlık alanların vatandaşlıklarını ya iptal edersin yada sıkı bir test sonucu kalırlarsa iptal edersin.

    a'dan z'ye tüm mültecilere yapılan yardımı kesersin

    ekstra vergilendirmeye tabi tutarsın

    yetmedi faturalarına yurtta kalma bedeli eklersin

    zorunlu askerlik getirirsin

    bak bakalım kendileri geldikleri gibi gidiyor mu?

  • bir sözlü sınav: cumhuriyetle demokrasi aynı şey midir?
    - yok hocam diildir, mesela adında cumhuriyet olduğu halde çin halk cumhuriyetinin yönetimi demokrasi diildir
    -aferin, nasıldır peki yönetim orda?
    -bilindiği gibi çin, imparatorlukla yönetilmektedir
    (o sıralar son imparator filmi oynamaktadır)

  • şu tweette görülen ibretlik ayardır. demirtaş'ı melek gibi gösterenlere de kapak olmuştur ayrıca.

    debe: artık bi gelenek oldu en begenilenlere girdikten sonra gezi parkında ölen kardeşlerimizi anmak. doğrudur onları da unutmamak lazım ama algı operasyonlarıyla unutturulmaya çalışılan şemdin sakık'ın bir grup pkk'lıyla tezkeresini alıp evine dönen mehmetçikleri kurşuna dizmesi, dağlıca ve aktütün katliamı gibi bu eli kanlı örgütün yaptığı katliamları da unutmayalım. nitekim gidişat unutturulmaya çalışıldığı yönünde.

  • achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
    1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.

    2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.

    zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.

    3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?

    zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.