ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ad hominem
-
bir tezi savunurken, tezin konu aldigi veya karsi tezi savunan kisilere tezle alakasi olmayan acilardan saldirmak
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
nikola tesla
-
hakkında okuduklarım doğruysa şu an teknoloji diye kullandığımız şeylerin hemen hepsinde imzası bulunan deha.
edison, sen de şarlatansın, topsun ibne.
arif v 216'daki göndermelerin listesi
-
--- spoiler ---
sadri alışık,turist ömer karakterini oluştururken bir şeylerin eksik olduğunu düşünür ve bir şapka olsa iyi olur der. hangi şapka gelse olmaz ve en sonunda bir inşaat işçisinin şapkasını 2.5 liraya alırlar. şapka tam aradığı şapkadır.
kerem alışık filmdeki sadri abiye şapkayı uzatırken 2.5 lira olduğunu vurgular. sadri alışık‘ın bu anısına bir gönderme olmuş. güzel de olmuş.
--- spoiler ---
(bkz: anadın mı)
26 eylül 2019 istanbul depremi
-
hanımla afet toplanma alanına koştuk, iki gömlek aldık eve geri dönüyoruz. kahve dükkanları bile açmışlar. müthiş!
ayyıldız tim'in sinovac.com'u hacklemesi
-
salak saçma işler.
29 ocak 2015 beşiktaş sarıyer maçı
-
demba ba'nın bir ara yedek kulübesinden ayrılarak soyunma odasına gidip geri döndüğü maç. yatsıyı kıldı geldi zaar.
intikam
-
adam belediye başkanlığı için aday ve kendisine şantaj yapılıyor.
şantajcıyı arayan dedektifin elemana sorduğu soru:
"belediye başkanı olmanızı istemeyen bir rakibiniz var mı?"
bak ben de merak ettim, gerçekten olabilir mi lan?
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
mesele de'lerin da'ların yanlış yazılması değil, bu yanlışın "ne var bunda cnm yha"cılar tarafından savunulması. bunu hala anlamadınız mı?
istiklal caddesi'nin cazibesini kaybetme sebepleri
-
malesef birçok sebebin bir araya gelerek oluşturduğu tablonun nedenleridir.
terör olayları ve sonrasındaki darbe girişimiyle beraber batı'dan gelen turist ve öğrenci sayısı radikal şekilde azaldı. türkiye'yi darbeden sonra terkeden yerleşik yabancı sayısının da oldukça fazla olduğunu ekleyelim. sonuç olarak caddenin farklı kültürlerden gelen karışık yapısı türklere ve ortadoğulu turistlere bırakılmış oldu. halbuki istiklal caddesi'nin kozmopolit yapısı karakteristik niteliklerindendi.
yeni gelen kullanıcı nitelikleri de caddedeki işletmeleri ve dokuyu şekillendirdi. daha doğrusu caddenin ziyaretçisi kitle ne isterse o satılır oldu. kitapçılar, barlar ve gece kulüpleri yerine nargile kafeler, baklavacılar ve arap restoranları açıldı.
bununla beraber yeni şekli kendi hayat tarzıyla uyuşmayan bireyler de istiklal caddesi'ni -haliyle- terketmeye başladı. üniversite öğrencileri ve genç nüfus (özetle caddenin dinamik kesimleri) kadıköy ve beşiktaş'a kayınca da istiklal caddesi iyice yalnızlaşmaya başladı.
yine de pek karamsar değilim ben açıkçası, eninde sonunda bu durumun sonsuza kadar devam edeceğini düşünmüyorum. beyoğlu'nun tarihini incelediğimizde istiklal caddesi ve taksim'in her on senede bir yeni bir kimlik sahibi olduğunu görüyoruz. böyle bir geçişin ardından daha kuvvetli şekilde sahneye döneceğini düşünüyorum. zira dünyanın hiçbir şehrinde istiklal caddesi kadar büyük potansiyele sahip bir cadde daha yok. eh, bizim de istiklal caddesini bırakmaya niyetimiz yok.
konuyla ilgili hürriyet gazetesi'nde ara güler, ilber ortaylı, vedat milor gibi isimlerin katkılarıyla hazırlanan beyoğlu yazı dizisini incelemenizi tavsiye ederim. ben epey beğenmiştim.