ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cowboy bebop
-
bir anime olmasıyla birlikte böylesine şahane müziklere sahip olmasıyla şaşırtan çizgi film. jeneriği sanat eseri. senaryolar, kurgu, karakterler, animasyon süper şahane. baş kahraman spike spiegel yakın dövüş sanatlarında kral olmasıyla birlikte çok pis sigara içer. ayrıca aynı insanın -sağlak olmasına rağmen- sol eliyle onlarca metre uzaktaki bir hedefi alnının ortasından vurduğu görülmüştür. (mızıkacı çocuklu bölüm, cdyi arattırmayın) ama gerçek süperliği bunlarda değil kaşlarındaki eziyetli ifadededir.
aşısız halde turist karşısına çıkan tc vatandaşı
-
üst edit: 'ben aşılıyım' maskesi takarsa eğer usulca eğilip, turiste kendini sevdirebilecek insandır aynı zamanda.
o ne cesaret yiğidim? cesaretinden dolayı evde balkonlara çıkıp alkışlanacak kişidir aynı zamanda.
düşünsene: tc vatandaşısın; yazlık yerde, plajda veya çarşıda yürüyorsun, elde bim poşeti.
karşıdan bi turist geliyor. onu gördüğün anda hafif bir korku, böyle içe doğru büzüşme.
git gide yaklaşıyor. göz göze geldiniz. kafanda deli sorular, panik haldesin. yanında aşı olsa şak diye koluna sokacak durumdasın öyle bir an.
uzaktan bir polis de cem yılmaz'ın (bkz: şu müslüman mı lan) repliğindeki gibi "şu türk mü lan?" diyerek, anbean süreci izliyor.
gerilim filmi resmen. seni gören turist o an şikayet etse sıçtın mavisi.
içinde olmasak çok eğlenceli bi ülke aslında.
senden daha güzel'i ingilizce cover'layan çocuklar
-
yakın gelecekte osmanlıcalarını da göreceğimiz çocuklar.
kimseyi seyreylemedim ben
zat-ı aliyenizden daha evla
kimseye meşk eylemedim ben
zat-ı aliyenizden müstesna
(bkz: asdhashdha)
pitbulla sokağa çıkan vatandaşa ceza kesilmesi
-
az bile. tekrarı halinde de 1 aydan az olmamak üzere hapis cezası verilmeli. çocuk oyuncağı değil bazı şeyler.
kırmızı dudaklı yarasa balığı
-
okyanus mokyanus, dostun var düşmanın var, bakımlı olmak lazım diyen, kendine özen gösteren balıktır.
velakin olmamış be balık :)
edit: e bu başlık başa kalmış, haliyle balığın fotosu da gitmiş.
biz hizmet için şuraya koyalım bari.
ercan saatçi
-
kendini hiç bozmadı yazarlığa başladığından beri. en az ilk günkü gibi berbat yazıyor.
boşanmak
-
günlerden duruşma,
sen yoksun,
ben,
çoktandır beynime hapsettiğim yüreğimle,
sessiz kalma hakkımı kullanıyorum.
aşkın, adın, varlığın
her fırsatta yüreğimi yeniden sorguluyor
katip hala adını adımla yazıyor
salon tıkbasa bomboş
şahit vedat,
okuldan kalma ezber yeteneği ile
ifadesini güzel sunuyor.
beni ilk oturumda haklı çıkartan adalet
riya ile flört etmekte
o yüzden o da yok mahkemede
hakim “karar” diyor.....
ve katip,
adını adımla yazmıyor artık!
onların 100 euro'su bizim 100 tl'miz
-
ikisi de aşağı yukarı kendi ülkelerinde aynı işi yapan insanlara verilen paralardır. yani bir öğretmen türkiye de 100 tl kazanmak için çalıştığı süreyle, almanya’da bir öğretmenin 100 euro kazanmak için çalıştığı süre aşağı yukarı aynıdır. bu durumda türkiye’deki öğretmenin alım gücü almanya’daki öğretmene göre aşağı yukarı 6-7 kat daha azdır. yani kimse salak değil merak etme. insanlar döviz kurlarını karşılaştırarak bir sonucu varmıyor. alım gücüne bakıyor. sen de gelip burda 5 euroya trollük yapıyorsun.
edit: çok mesaj geldi. ben sadece şunu demek istedim: birebir nominal değerlerle karşılaştırınca da zaten 6 kat civarı alım gücü farkı çıkıyor. yani 100 tl ve 100 euro karşılaştırmasını yapan insanlar da bunun farkında demek istedim. bir arkadaş şurada hesaplamış. isteyen bakabilir.
stairway to yozgat
-
(bkz: another bilecik in the wall)
ben ata demirer sorularınızı yanıtlıyorum
-
hemen sorayım, filmde bolca kullandığınız son sahnede rakı içtiğiniz mekan tam olarak neresi ? oraya gidip beyaz zambakları dinlerken rakı içmek istiyorum.
bu arada filme bayıldım. son zamanlarda türk sinemasında yapılan en iyi iş diyebilirim.
aklıma bir soru daha geldi şu an.
bence bu film gişede inanılmaz işler yapabilir. neden disney'e verdiniz de sinemada oynatmadınız. sonradan sinema gösterimi de olacak mı ? teşekkürler.
isveç'ten sıkılıp türkiye'ye taşınan kız
-
avrupalıların oryantalist merakının bir örneği olan kişi.
özellikle iskandinavlarda var bu, türkiye'yi çok egzantrik, oryantalist ve heyecanlı buluyorlar. hindistan'a gitmeyi gözü yemeyen türkiye'de buluyor kendini.
düzeltme tarihçesi
-
son hali sayesinde farkettim ki sozlukte ciddi oranda bir entry'yi once turkce harflerle yazip sonra turkce harfleri cikaran bir kesim mevcut. gozlerime inanamadim.
soyle mesela: entry "şebekliğin lüzumu yok" iken "$ebekligin luzumu yok" olarak editleniyor. birden fazla yazarin bunu yaptigini gordum.
tamamen program yazma aliskanliklari ve hitnet gibi faktorlerden dolayi ingilizce klavyeye asina olmus haliyle turkce klavyede yazmakta zorlanan bunyemin ciktisindan ibaret, sozlukte de yerini uluslararasi karakter setlerinin oturmadigi donemde bulmus olan bu tercih 10 yilda oldu mu sana turkce harflerin uncool olduguna dair sosyal bir gudum? vay be demek ki toplumlar boyle sekilleniyomus, ideolojiler alttan alttan boyle yavas yavas empoze ediliyormus. vay bana vaylar bana.
hayir millet sozlukte basliklarda turkce harf kullanilmamasini ve ilk kusak yazarlarin ingilizce karakter setiyle entry girmesini boyle yorumladiysa, yonetimin yazar ucurmasini, caylaklik maylaklik, moderasyon gibi uygulamalari nasil yorumladi allah bilir.
sosyal sorumluluk da boyle bir seymis tanismis oldum.