ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yüzmeyi bilmeyenlere tavsiyeler
-
çay demlerken içine biraz tomurcuk atın, tadı çok güzel oluyor.
sahibinden.com'un kapatılması gerekliliği
-
denetim değil ama yorum kısmı açılsa fiyatlar yüzde 25 düşer
cristiano ronaldo
-
dünyanın en iyisi olduğu bir konu var ki o da beklentilerin arttığı her zaman karşılaması. herhangi bir takımla ilk maçı mı ? kral yazar golü. eski takımına geri mi döndü ? ilk maçta 2 tane yazar. yenildiği maç sonrası rakip takıma, bir sonraki maç görüşürüz mü dedi ? o maç hattrick yapar maçı alır. bu konuda dünyada gelmiş geçmiş bir rakibi dahi yok ve bu onu çok özel kılıyor.
gezicilerin korkunç istanbul planı
-
oha, istanbul'un suyu bittiğinde de "geziciler" yaptı diyeceklerinin resmen ilanı olan haber :d
ilahi yeni şafak, sen adamı gezici yaparsın.
pera palas
-
bu tarihi binanın asansörü, eiffel kulesi'nden sonra avrupa'nın ikinci elektrikli asansörüdür. ayrıca gelirinin bir bölümü hayır kurumlarına aktarılan ilk otel olma özelliğini de taşımaktadır.
kürt böreğine alternatif isimler
-
(bkz: çözüm süreci böreği)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: matematikdeki mantık hatası
1. şimdi beyler matematikde oran oranti diye bi olay var
mesela
1 işçi bir işi 10 saate yaparsa
2 işci 5 saatte yapar deniliyor
bir işcinin 1 yılda yaptıgı işi (ccc 31536000 saniye yapar ccc)
31536000 tane işçi 1 saniyedemi yapar
14. 280 tane karıyı sikip ertesi gün baba olnak gibi bişi
gezip tozmalarda 36 poz hakkı olunan zamanlar
-
fotoğraf makinası yaygın değildi. "hadi fotoğraf çekinelim" denildiğinde herkes bir yerinden makina çıkaramazdı.
pozlar spontan değil statik idi. dur dilimi çıkarayım, şuraya bir eşek kulağı yapalım sululuğu olamazdı. ne fotoğraf ne de hayat o kadar hızlı değildi. ve şöyle geçmişi kurcalayınca en fazla birlikteliklerin fotoğraflarını çektiğimiz ve hala antika eser niyetine sakladığımız kıymetteki fotoğrafların zamanıydı.
o günleri mazi olarak tanımlıyoruz. gök kubbede hoş bir sada olarak kalan mazi.
hadi durmak yok çağı yakalayacağız. bas telefona çek fotoğrafı, sonra unut onu hafızada kıymeti yok nasıl olsa
aşağıda mühendisler de var
-
maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...
bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.
şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?
biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.
kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.
tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
-
bir ülkenin göz göre göre içine sürüklendiği rezilliğin bayram olarak kutlandığı gün. şahsım olarak ben, tiyatrolar günü olarak kutluyorum.
dünya 100 nüfuslu bir köy olsaydı
-
+ mahmut abi, çin'in nüfus tam 37 kişiymiş.
- vay aq.
+ düşünsene abi hepsinin birden zıpladığını..
- aman diyim!!