hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    bir bölümde, sabriye'nin tipksinin aynisi bir hayat kadini vardi, memnun bu kadini kürkler içinde görüp delirmişti.
    eve geldiğinde sabriyeye
    + seni kürkler içinde gördüm sabriye, napıyordun söyle bakalim
    - ay ne kürkü memnun, ben kürk giyer miyim?
    + bırak bu çevreci ayaklarını sabriye*

    gibi şukela repliklerle dolu, bu topraklarda yapılan en komik türk dizisiydi
    --- spoiler ---

  • “fıkra değil... gerçek
    osmanlı dönemi... herkes rüşvetten şikâyetçi.
    sadrazam (başbakan) koca yusuf paşa... bürokrasinin tepe isimlerini toplamış:
    - rüşvet almayanlar yemin etsin.
    herkes... yemin etmeye başlamış.
    salonda... dönemin ünlü şairi... nüktedan... haşmet de varmış.
    sadrazam, haşmet'e dönmüş:
    - haşmet, sen de önemli görevlerde bulundun... yemin etmeyecek misin?
    - efendimiz...
    halk arasında yaygın bir inanç var... yalan yere yemin eden çarpılır... bekliyorum... salondakilerden kimse çarpılmazsa ben de yemin edeceğim.”

    debe editi: debe editi'ne karşıyım.

  • biz zamanlar polisken 4-5 kere kadın erkek kavgasına denk geldim. usulca yanaşıp tarafları ayırıp, adamın duyamayacağı bir mesafeye ilerleyip "hanımefendi şikayetçi misiniz?" diye sorduk. sadece 1 tanesi sikayetçi oldu. adamın taşkınlığı devam edince kelepçeledik merkeze aldık.

    diğerleri "hayır sorun yok o benim kocam/sevgilim." dedikleri için mecburen arkamızı dönüp yürüdük. çünkü direk müdahale eden arkadaşlarımızın mağdur olduğuna sahit olduk.

    adam darp edildiği için (aslında zor kullanıldı) sikayetçi oldu, kadın ben yardım istemedim ki dedi. ve arkadaşlarımız sokaktan geçen masum bir insanı döven sivil vatandaş gibi yargılandı.

    tanıdık geldi di mi "ben yardım istemedim." cümlesi.

    soran arkadaşlar için edit: yaralanma ya da "kan" yoksa yukarıda dediğim gibi yapacak bişey de olmuyor. fakat yaralama mevcutsa zaten "suç" oluşmuş olduğu için gereği mutlaka yapılıyor.

  • kendisi ile birlikte toplamda bölgede 12 benzer yapının bulunduğuna dair haberler yayınlandı geçen sene. birbirlerine oldukça yakın megalitler bunlar. kazılar hala devam etmekte ve muhtemelen yıllarca daha sürecek. şuana dek çıkarılan bulgularda (bkz: karahantepe) ve (bkz: sayburç) dikkat çekiyor. özellikle karahantepe'de bulunan ana kayaya oyulmuş insan başı hayret verici. görsel üstelik bu yapının göbeklitepe'den birkaç bin yıl daha eski olduğu oraya çıkarıldı. yani artık en eski diye adlandırılan yapı göbeklitepe değil karahantepe gibi gözüküyor.

    buradaki t şeklinde sütunların göbeklitepe'den farkı üzerindeki oymaların insan figürleri barındırması. göbeklitepe'de çok detaylı hayvan figürleri ve süslemeleri var. burada ise kaftan giydiği düşünülen insan figürleri söz konusu. t harfli sütunların yanısıra fallus yani erkek organı şeklinde yine ana karadan oyulmuş dik sütunlar da var. görsel ve bu odaya "akıtılması" için kullanıldığı düşünülen bir de oyuk var görsel akıtılan şey su mu, kan mı? bilinmez.

    sayburç'ta ise durum daha farklı, henüz çok küçük bir kısmı kazılabildi çünkü modern bir yerleşimin yani köyün tam ortasında bina yapımı aşamasında temel atılırken fark edildi burası ve burda da yine ana karaya oyulmuş kabartmalar mevcut. kabartmada bir eliyle yine fallusunu tutan bir adam mevcut - insan figürü. ve iki tarafında da hayvan figürü var. görsel

    dediğim gibi bunun gibi kazılmayı bekleyen toplamda 12 tepe söz konusu.

    işi daha da ilginçleştiren şey ise günümüz teknolojisi kullanılara yer altına bakıldığında daire şeklinde ortaya çıkan odalardan 10-15 oda kadar daha olduğu bulundu. fakat bunu daha da ilginçleştiren şey o dönemde insanların aniden bu yapıların üstünü örtmeye karar verip çakıl taşları ve toprakla hepsini doldurup üzerlerini tepe şeklinde kapatmaları. böyle bir kararı neden verdiler henüz kimsenin bir fikri yok.

    neden yapıldığına dair ibadethane ya da ritüel alanları fikri ilk başlarda mantıklı gelmiş olsa da kazılar devam ettikçe şöyle bir durum çıkıyor ortaya:

    bugüne dek tarih hep avcı toplayıcılıktan tarıma/yerleşik hayata ve dolayısıyla hayvancılığa geçildiği bununla birlikte ibadethane/inanç kavramlarının daha sonra oluştuğu yönünde bir kronolojik bakış açısına sahipti. fakat göbeklitepe ve diğer tepeler incelendiğinde daha eski ve erken gelişmiş bir medeniyetin avcı toplayıcı topluma bilgilerini aktarmış olabileceği daha mantıklı bir yaklaşım gibi görünmekte. yani inanç, inanış, ibadet, mesaj, bilgi aktarımı için yapılmış olabilen bu megalitleri birileri avcı toplayıcı insanlara öğretti. uzaylılar vs demiyorum tabii ki - fakat yerel insan topluluklarından daha ileride/zaten erken gelişmiş bir medeniyetten gelen insanların aktarım yapması durumu akla yatkın. hali hazırda o bölgede yaşayan toplum bir sabah uyanıp böyle bir yapı inşaa etmeye karar vermiş olamaz diyor konuyu inceleyen uzmanlar. bu da hem tarihsel kronolojik bakış açımızı tamamen değiştirecek bir buluş gibi duruyor; hem de sandığımızdan çok daha gelişmiş medeniyetlerin çok daha eski zamanlarda var olmuş olabileceğine işaret ediyor.

    diğer bir konu da özellikle göbeklitepe'de şuana dek yüzeye çıkarılmış 4 daire şeklinde odanın birbirleri arasında da birkaç bin yıllık zaman farkı olması. ilk yapılan daire ile 4.daire arasında binlerce yıl çıktı karbon testlerinde. insanlar yeni odalar yapmaya bin yıllar içinde devam etmiş yani. mevcut olanı kullanmak ya da geliştirmek/üzerine koymak yerine yeni odalar yapmaya karar vermişler. hemen yanlarında toprağın altında duran 10-15 oda daha gün yüzüne çıkarıldığında onların yapılma zamanı ve yeni bilgileri aç gibi bekliyorum ya.

    kazıların yapılması keşke daha da hızlandırılsa dedirtiyor insana.

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • eğer ülkedeki üstler yeni akit veya sabah gibi gazetelerin açık açık atatürk düşmanlığı yapmasına izin veriyorsa elin yunanı neler yapmaz... biz önce kendi ülkemizdeki atatürk düşmanı yazılı medyayı durduralım da yunanı sonra konuşsak daha iyi gibi.

  • muhtemelen alevi olan ve amerikanvari bir stand up performansı sergileyen kadın. ülkede herkesin her şey konusunda çok ama çok aşırı hassas olması nedeniyle biraz başı ağrıyacak maalesef.

  • dedesini ve babasını kanserden kaybetmiş biri olarak hiç ama hiç üzülmediğim durum. ne üzüleyim lan? adam ın elinde kaç kişinin kanı var.

    sırf babamla aynı hastalığa sahip diye bir sürü gencin ölüm emirini veren birine üzülmem. sırf bu nedenle üzülen de gerizekalının önde gidenidir. ülke olarak neye empati duymamız gerektiğini bir türlü öğrenemedik.

  • doğusunda midtown , kuzeyinde upper west side , güneyinde chelsea mahalleleri bulunan ve batısında da hudson nehri ardında union city bulunduran manhattan'ın bir mahallesi. tarihiyle ilgili pek bir bilgim olmasa da şehrin restoranlarıyla en güzel mahallelerinden biri.

    binalar manhattan ortalamasına göre daha kısa , biraz daha oksijen almaya musait bir yer gibi düşünülebilir en azından gökyüzü ile daha çok muhattap.

    36. sokak , 9 ve 10. cadde arasında çok güzel bir crossfit box'ı bulunuyor. sahibi ve baş antrenörü olan anthony en iyi crossfit eğitmenlerinden biri ve çok samimi bir ortam oluşması için de elinden geleni yapıyor , aile gibiler.(crossfit hells kitchen)

    turkish cuisine adlı bir türk restoranı var , 2 adet de kepab-esnaf lokantası var.

    la silhouette ve esca diye de "güzel" iki restoran var.

    benim için yürümesi en keyifli mahalleydi gidip 9. caddede bir tur atmanızı tavsiye edebilirm.

  • çocukken en büyük hayalinin fenerbahçe başkanı olmak olduğunu söyledi. bende çocukken hep fenerbahçe forması giymek isterdim ama hiç başkanlık hayalim olmadı. sanırım zengin-fakir farkı böyle bir şey.

    başkan olursa tribünleri birleştirir çünkü sevmeyeni yok gibi.