hesabın var mı? giriş yap

  • asgari ücretin 1594 euro olduğu almanya'da ortalama bir asgari ücrete evin neredeyse tüm beyaz eşyası rahat bir şekilde alınabilirken, asgari ücretin 2324 tl olduğu güzel ülkemde bir kalem beyaz eşyanın anca alınabildiğini görmek artık şaşırtmıyor. bu arada yerli ve milli taş gibi arçelik, beko, vestel gibi baba firmalarımız varken bu durumdayız. hadi bunu da geçtim almanya'da yerli malı beko buzdolabı 299 euro iken, aynı marka buzdolabının aynı modeli bizde 3490 tl. elin almanı kendi maaşıyla türk malı buzdolabından 5 tane alabilirken biz 2 ayda 1 tane alabiliyoruz. bu milletin alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir zaman olmamıştır.

    kaynak:
    almanya fiyatı
    türkiye fiyatı

    edit 1: yazım yanlışı düzeltildi.
    edit 2: hala yok kargo ücreti, yok indirimde yazan beyinsiz sürüsüne verecek cevap bulamıyorum. nişanlı ve ev dizme arifesinde biriyim. ota boka verilen paraları, her şeyin nasıl ederinin 3-4 kat pahalı satıldığını görseniz ağlarsınız. ben cebindeki paranın nasıl 5 kuruş değeri olmadığını vurguluyorum hepsi bu! hadi indirime girsin 2500 lira olsun ne fark ediyor? adam senin malını kendi ülkesinde şaka gibi fiyatlara alıyor maaşına kıyasla. kilosu 99 cent olan muzun kilosu bizde 14-15 liralarda. hiç mi ağrınıza gitmiyor ben anlamıyorum.

  • bu adam lige ilk geldiginde kedni draft class'inin en saf skoreri idi bakiniz lebron'dan daha saf skorer idi, adamin rastali saclari ahenkle sallaniyor, attigi sutlar patir patir giriyordu fakat bu beyefendi yanlis es seciminin kurbani oldu. karisi ben camianin icinde olmak istiyorum diyip bu kilibik oglani new-york'a gonulsuzce imza attirdi. ilk baslarda amar'e filan kopup giderdi deniyordu ama unutulan birsey vardi ki nyk basketbol icin bir oyuncunun bulunabilecegi en zararli takim, lanetli takim. bakin boyle potansiyelli muazzam bi oyuncu en son 2013'te playoff yapmis(okc haric). okc'yi de dahil edersek toplamda 72 playoff maci var bu vatandasin(kobe 220,lbj239, nowiztki 145) basarili gercek sporcunun delikanliligi ogrendigi yerdir playofflar nba'de. bu adam o yuzden gelisimini tamamlayamadi, muazzam otesi potansiyelli ama yanlis nyk tercihi yuzunden kendini bitirdi (nyk 21 playoff, denver 43 playoff maci) ha ilk uc bes sene surekli ilk turda elendi bu yuzden gitmek istedi denirse de daha mantikli yerler vardi kendi efsanesini yazabilmesi icin.

  • bu istikrarını koruyabilirse aşağı yukarı 2 yıl sonra sıra bana da geliyor hayırlısıyla...

  • burak yılmaz'ı izlemek; sevmediğin bir partiye oy kullanmak gibi, miden bulanmasına rağmen içkinden son yudumu içmek gibi, düğünde oynamak için aile büyüklerinin ısrarı gibi, otobüste güneş vuran yerde oturmak gibi... örnekler çoğaltılabilir.

  • beni şaşırtmamış, ve şaşırtmadığı için gelecek adına korkutmuştur.

    kimse kusura bakmasın hayatta bi halt olamamış daha sakalı bıyığı terlememiş, eline silahı verilmiş, her yaptığı yanlışta sırtını sıvazlanan gençlerin olduğu bi kurum artık emniyet.

    geçen piknikte bi tanesi de ailesiyle gelmiş. belli genç, kara kuru, aptal bişey. silahı takmış beline. t-shirt ten görünsün diye takla atıyo. karşı masada kızların olduğu bi grup var. bi ara seslenecektim kızlara, gördük diye bağırsınlar da bu salak kendini vurmasın yanlışlıkla diye. ya dedim biz başımıza bişey gelince polis diye aslında bunu mu çağırıyoruz? bi karete figürleri falan yapıyo. bak mahalle arası kurslarda bile sarı kuşak vermezler o kadar berbat. o kadar saçma, anlamsız, gereksiz. baştan ayağa cehalet bi genç.

    sivilde değil eline silah, ağaç dalı vermeyeceğimiz bi çok genç işsize emanet edildik. mini mini seçim yatırımlarımız canımızı ve malımızı koruyor, bu da beni korkutuyor.

    son bir şey daha berkin elvan hala uyuyor.

  • halıdır halı.
    ne zaman halısız bi eve gitsem yeni taşınmışlar da henüz yerleşememişler gibi hissediyorum. halısız olmaz.

  • marjane satrapi'nin resimlediği ve iran'da devrim zamanı küçük bir kız çocuğunun başındna geçenleri, çok nahif ve bir o kadar da etkili bir şekil anlattığı çizgi romanı. (persepolis: the story of an iranian childhood). çizgi romanın ikinic bölümü de (the stroy of a return) piyasaya çıkmıştır. bu bölümde buluğ çağında iran'lı kızımızın avusturya'yı nasıl algıladığını ve nasıl etkilendiğini öğreniyoruz. sonrası, savaş ertesi iran ve insanların kendilerini nasıl ayakta tuttuklarına dair bir sürü incelikli, samimi hikaye.

  • koskoca lise dönemi bu şarkı hakkındaki hikayelerle geçmiştir. çocukluk dönemini de atilla taş yedi. ben de diyordum allah neden belamı verdi diye.