ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ev kiralarını devlet belirlesin kampanyası
-
siz ne istediğinizin farkında mısınız? yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mı istiyorsunuz ? kiradan fazla vergi ödemek istiyorsunuz herhalde.
coca-cola 330 ml kutularının uzaması
-
birkac sebebi olan cok mantıklı degisiklik:
1. et kalınlıgı fazla olan alt ve üst kısımlardaki malzeme miktarını düsürerek maliyeti azaltmak
2. aynı koli icine daha fazla sayıda adet kola koyarak birim ürüne düsen koli maliyetini ve yine aynı aracta artık daha fazla kola tasındıgından birim adete düsen tasıma maliyetini azaltmak
3. aynı koli icine daha fazla kola koyarak bakkal gibi koli bazında az ve sayılı adette alım yapan yerlerde satıs rakamlarını arttırmak
4. pazarlama perspektifinden tüketiciye daha dinamik, rakipten ayrısan yeni bir tasarım özetle yenilik sunmak
kısaca tam bir win win durumudur. bunu yapan tek coca cola degil bu arada, bazı süt markaları da örnegin dikdörtgen yerine altıgen ve daha uzun kutu tasarımı gibi ürünler cıkarmaya basladılar gecenlerde gözüme carptı.
rizeli askerin terhislerin ertelenmesine isyanı
-
akıllı telefondan çekilen videoya “halimizi görüyorsun” diyen er sitemidir.
askerlik yaptığım yerdeki ankesörlü telefonların dili olsa da konuşsa...
oya aydoğan
-
bütün eski yeşilçam oyuncuları gibi ışık takıntısı olan bir isimdi. televizyon stüdyolarında ısrarla tam karşısından yüzüne özel ışık yapılmasını isterdi. ışık ekibi de reji grubu da kırmaz idare ederdi. çünkü sempatisini ve saflığını bütün çalışanlarla paylaşmasını bilirdi. oğlu gurur eğer ki stüdyoda kendisini izliyorsa "ay oğlum, ayakta kalma, otur bir yere, çek bir sandalye evladım..." diye üzerine titrerdi. basına yansıyan ana-oğul sevgisi sonuna kadar gerçektir. her yeni gün, sanki oğlu o gün askerden gelmiş de hasret gideriyorlarmış gibi birbirlerine muhabbet duyarlardı. efendiliğine bizzat tanık olduğum oğlu gurur'un başta olmak üzere hepimizin başı sağolsun. iyi bilirdik...
27 ekim 2014 tsk'nın çok sert açıklaması
bu da yerine buda yazan öküz
-
(bkz: buda)
yalnızlığın anlaşıldığı anlar
-
kendi başınıza gittiğiniz hastanede doktorundan hemşiresine, hademesine, diğer hasta refakatçilerine kadar herkesin ağız birliği etmişcesine "refakatçiniz yok mu?" diye sorduğu her an.
-refakatçiniz yok mu?
+yok.
-refakatçiniz olsaydı iyiydi.
+kendi başımın çaresine bakabiliyorum. refakatçiye gerek yok.
-olsun, refakatçi olsaydı iyiydi.
+peki.
ölünün arkasından konuşulmaz
-
akp'nin değiştirdiği sistem. akp'den önce ölünün arkasından konuşulmazdı, akp iktidarından sonra yaşayanın arkasından konuşulmaz, ölünün arkasından konuşulur oldu.
çünkü yaşarken herhangi biri hakkında konuşunca hapse giriyoruz. öldükten sonra söveceğiz mecbur.
buluşulacak arkadaşa doğru yürürkenki sıkıntı
-
aramaya inandım ama yok sanırım böyle bi başlık.
sadece bende mi oluyor bilmiyorum ama uzakta gördüğüm arkadaşa doğru giderken yaşadığım sıkıntıdır.
uzaktan görürsün elinle işaret edersin ve yürümeye başlayınca o sıkıntı da başlar. adamın gözüne bakamıyosun kafanı çevirip sağa sola bakarak o 15 20 saniyeyi eritmeye uğraşırsın. gözüne bakıp mal mal da gülmek istemiyorsun.. en nihayetinde sıkıntılı geçen bir süreçtir. ya da ben mal olabilirim tabi bu da kuvvetli bir ihtimal.
tayyip erdoğan'ın hiç yorulmayıp hastalanmaması
-
böyle insanlar için genellikle "tık diye gitti " tabiri kullanılır.
push up sütyen
-
(.)(.) 'yi (. y .) yapan.
makine mi makina mı sorunsalı
-
bence en güzel şöyle çözülür:
makini: avuçiçine alınabilenler ve daha küçükleri.
makine: avuçiçine sığmayacak kadar olan ama bir insanın kaldırabileceği ağırlıkta (20 kilodan hafif) olanlar
makina: 20 kilo ya da daha ağır olan ama bir tondan hafif olanlar
makino: 1 ton ve üstü ağırlıktakiler.
makina mı makine mi