hesabın var mı? giriş yap

  • olay gerçek
    iranlı: türkiye ne güzel azadlık, rakı içiyor musun?
    türk: hayır!
    iranlı: vay salak.neden içmiyon.serbest değil mi?

  • o kadar çok youtuber var ve o kadar farklı isimde, etikette videoları var ki tüm anahtar kelimeleri ele geçirmiş durumdalar. youtube buna bir çözüm bulmazsa kendi bacağına sıkmış olur.

    youtube'u nasıl çöplüğe çevirdiklerini örneklerle anlatayım:

    >> mesela "olta" konusunda merak ettiğiniz bir şey var, oltacılıkla, balık avlamayla ilgili / alakalı videolar gelsin diye "olta" (ve alakalı anahtar kelimeleri) arattınız, karşınıza çıkan ilk sonuç: "kuzenimi nasıl oltaya getirdim?" (youtuber videosu)

    >> "pasta" dersiniz: "arkadaşıma pastalı şaka [suratına pastayı yapıştırdım]" (youtuber videosu)

    >> "covid" dediniz. "salgınlar insanlığın sonunu mu getirecek?" (farklı rivayetler ve efsaneler içeren youtuber videosu)

    bu örnekler uzar gider... youtube'un farklı filtreleme seçenekleri mevcut olsa da, o kadar fazla entertainment / clickbait / çöp video barındırıyor ki, bazen insan ne yaparsa yapsın bu video çöplüğünden kurtulup istediği sonuca ulaşamıyor.

  • anneleri tarafından yatağı batırması engellenmiş, sidikli sözlükçülerdir. umarım yalnız değilimdir.

  • peygamber efendim dediğin adamın ilk karısının kendisinden önce üç eşi olmuştu. sakat bir kafa yapısı var maalesef. zokora olayından sonra en büyük falso oldu, futbolcunun zeki çevik ve ahlaklısını seviyoruz.

  • anlamsız polis şiddetinin bir diğer halkası. gün itibarı ile bu ülke bunu da görmüştür.
    zamlara karşı evden getirdikleri yiyecekleri okul arkadaşlarıyla paylaşarak kantini boykot eden lise öğrencilerini okul yönetimi engellemek istedi; yönetimin çağırdığı polis üç öğrenciyi göz altına aldı.
    http://www.milliyet.com.tr/…akika&articleid=1331891

    işin garip tarafı, bir müdür yardımcısı önce yiyeceklerin satıldığını öne sürüp öğrencilere müdahale etmek istemiş de sonra öğrenciler satış yapmadıklarını söyleyince "bu simitlerin içinde uyuşturucu satmadığınızı nereden bileyim?" diyerek boykota son verilmesini istemiş ve masayı dağıtmaya çalışmış. beceremeyince de polis çağırmış.. küçük bir manga halinde gelen polis de, darp ederek o taze beyinleri göz altına almışlar.

    ben senin gibi eğitim neferinin de, göz yumanın da, gelip müdahale edeninde... ya ben lan neyse bir şey demiyorum

  • şimdi dalga geçme amacıyla böyle bir başlık açıldı sanabilirsiniz ama kesinlikle değil. zira tarihsel gerçekler bunlar ve dalga geçilmeyecek kadar de önemli bir durum. öncelikle şu haritayı inceleyiniz.

    http://dianabel.weebly.com/…621192/3044798_orig.jpg

    roma döneminde yozgat, ankara ve çankırı yöresinin galatia adıyla anıldığını göreceksiniz. peki şu anki galata'ya da isim babası olan bu galatia ismi nereden gelir ve buranın halkı galatlar kimdir? galatlar anadolu'ya kuzeyden uzun bir göç süreciyle gelen ve yerleşen kelt'lerdir. zaten galata ismi de kelt isim kökeninden gelir.

    romalıların keltlerle yaptığı savaşlardan sonra keltleri dağıtmasıyla birlikte, galatları oluşturan kelt kavimleri romalıların baskısıyla güney ve doğu avrupa'ya sürüldüler. brennios (brenn) adlı önderin komutasında doğuya yürüyen galat gücünün, kadınlı erkekli 20.000 kişiden oluştuğu ve kadınların da erkeklerle birlikte savaşa katıldığı antik yazarlarca belirtilir. mö 280'de pannonia'yı (bugünkü macaristan), 279'da yunanistan'daki delphi kentini yağmaladılar. aynı yıl istanbul'un (byzantion) karşısındaki tepeye karargâh kurarak kenti tehdit ettiler. uzun pazarlıklar sonucu byzantion'lular galatların kenti surlarla çevirmemesi şartıyla adapazarı civarına yerleşmesini kabul ederek istanbul boğazından geçmelerine yardım etmeyi kabul etti. bir kışı istanbul'da geçiren galatlardan bir kısmı istanbul'da kalarak asimile oldu. bugün galata olarak bilinen bölgenin isminin galatlar'dan geldiği söylenir.

    gördüğünüz gibi anadolu'ya gelen, istanbuldan ankara ve yozgat'a geçen ve yozgatlı'laşarak kaybolan keltler aslında yozgatlıların atasıdır.

    not: şimdi bu durumda celtic de bir yozgat takımıdır çıkarımını kolaylıkla yapabiliriz:) ayrıca bu durumda kendi takımım olan galatasaray da kelt sarayı anlamına geliyor.

  • ekmek herkese yetecekti aslında...
    tarlaya karga dadandı,
    ambara fare,
    fırına hırsız,
    memlekete harami...

    neyzen tevfik(1879-1953)

    70 senede bir arpa boy gidememiş ülke kültürü olarak.

  • çocukluğumdan kalan en güzel tatlardan biri muzlu mis puding. bir pudingin bir insan evladını mutlu etmeye yetip de artacağı günlerden...kabanımın kapüşonu başımda, boynum atkıyla sımsıkı sarılmış ankara ayazında. yolda yürürken atkıyla mücadele ederek yediğim an hala aklımda. ne pudingmiş arkadaş, çocuk hafızamın çektiği fotoğrafı getirdi gözümün önüne...

  • cep telefonunuzdaki msgları ilk kez görüyormuşçasına 20. kez okumak.

    edit: önceki entry uçtuğu için formata uygun bir tanım yapmak gerekirse: kişinin ders çalışmamak için normal zamanda yapmadığı, kendisine iş çıkarıp yaptığı hareketlerdir.

  • hırvatistan maçıyla tekrar gördük ki seyircisiz bir şeye benzemiyor futbol. bence seyircisiz maç cezası yerine maçsız seyirci cezası uygulanmalı. olay çıkaran seyircilere 90 dakika mal gibi boş saha izlettirilmeli. (bak bir daha yapıyorlar mı?)

  • [3/9]
    goruldugu uzere bizimkiler coktan istanbulu ele gecirmeyi akillarina koymuslar, bizansin gelecegi parlak degil. once sirp kralligi sonra muslumanlar/turkler derken adamlar tum ic kaynaklarini tuketmisler. ozellikle bizim beyliklerin 12.yydan itibaren anadoluyu paylasmalari bizansin en buyuk asker kaynagi olan topraklarin yokolmasi demek, o yuzden salt parali askerlere dayaniyorlar ve bu da hem cok pahali hem de yeterli degil.

    uzun donemde olasi stratejiler, avrupali kuvvetlerle bir savunma anlasmasi yapmak ve/veya yunan ortodoks kilisesini latin papalikla birlestirerek, katoliklerin himayesine girmek. ikincisine elbette halk zerre destek vermiyor, ilkine de avrupalilarin pek ilgisi yok, kendi sorunlari var. iste bu yuzden meslektasi yildirim’in mektuplarina cevap yazarken, imparator 2. manuel avrupada ciktigi destek turunda gereginden fazla iyi sans dilegi ve gereginden cok daha az yardim sozuyle karsilasiyor. tam bu sirada osmanlinin ankara savasinda bozguna ugramasi ve yildirimin esir alinisi, bizans icin buyuk bir firsat ama osmanlinin yeniden dirilip tehlike olusturmasi ihtimali, avrupalilarin aralarinda anlasip birlesik bir kuvvet getirmelerini gerektirecek kadar yuksek degil anlasilan.

    timur bursaya kadar gelip baskenti yagmaliyor, osmanli haremini toptan alip goturuyor ve butun bu olaylar sirasinda ankarada ele gecirmis oldugu yildirimi bir kafeste gezdiriyor (bazi yerlerde kafesin altin oldugu soylenir, bilemem, bayeziti altin kafese de koysan evim demistir) fakat yildirima pek de kotu davranilmamis anlasilan; ertesi sene oldugunde cesedi bursaya goturuluyor evine gomulmesi icin. timur da semerkanda donmus ve cin’i isgal etme planlari yaparken oluvermis. timurun buralara kadar gelip etrafi dumduz etmesinin onemi sadece bizansin bir firsat kacirmis olmasi degil. anadoludan kacan binlerce turk avrupaya goc etmis ve bazi kayitlara gore anadoludaki turk nufusu avrupadakinden daha az kalmis. tabii bu goc, gemilerini fahis fiyatlarla servise sunan cenevizlilerin kesesine yaramis.

    yildirimin olumunu takip eden taht mucadelesinde, sirplarin kurtardigi yildirimin buyuk oglu suleyman, bizansla muttefik oluyor fakat kardesi musa onu ve sponsoru olan sirplari siddetle bastiriyor. bunun uzerine musa’nin zulmunden bikan sirplar, onunla anlasamayacaklarini anlayan bizanslilar ve bazi turkler, en genc kardes mehmeti destekliyorlar. celebi mehmet bu sayede tahta cikiyor. bariscil bir politika guduyor ve bizans imparatoru 2. manuelle kisisel bir dostluk kuruyor. bursa’daki yesil camii ile hatirlanan zati muhterem 1421’de oluyor ve yerini kendisi gibi bariscil bir adam olan ikinci murata * birakiyor.

    fakat kader bu adami asker yapmaya zorluyor cunku artik 2. manuel yasli ve daha agresif bir politika guden oglu 8. john’un ekibinin (bunlarda baska isim yok) sozu geciyor. 1422’de 2. murat istanbulu kusatiyor ama duvarlari asamayinca, 13 yasindaki kardesini kullanarak anadoluda isyan cikaran germiyan ve karaman emirlerinin uzerine yuruyor, sonra gerisin geri balkanlara.

    1430’da 2. murad selaniki ele gecirince, bizansta got tutusmasi tabir edilen bir fenomen gerceklesiyor ve sonunda latin dunyasinin yardimini alabilmek icin roma’da, kiliseleri birlestiren ve idari birtakim degisiklikler ongoren bir anlasma imzaliyorlar. fakat anlasma hem buyuk halk tepkisine hem de politik bolunmeye yolactigindan yururluge konulamiyor; boru degil sonucta, 1000 yildir ortodoks kulturunun merkeziyken bir gecede insanlar bunu degistiremezler. bizansin isi ister istemez agirdan almasi yuzunden, papalik da hala mesafeyi koruyor; onlarin amaci avantajli durumlarini kullanarak kontrol alanini genisletmek tabii. ek olarak diger ortodoks ulkelerin de bizansa tepkisi buyuk oluyor, patriarcha bagli olan ama bizans topraklarinda yasamayan yuksek din adamlarinin dortte ucunun destegi bir hareketle kaybedilmis oluyor dogal olarak. yani bir bakima bizans, romadaki pirince giderken eldeki bulgurdan oluyor.

    zaten bu siralarda kiliselerin birlesmesi yerine osmanlinin yonetimini kabul etmek isteyen yunanlilar da cogalmis. herkesin bildigi latin serpuşu yerine türk sarığı görmeyi yeğlerim sozu de, biraz yanlis da olsa bu baglamda akla geliyor. sozun sahibi lucas notaras, son bizans megaduxu (mega doux), resmen olmasa da pratikte basbakanliga tekabul eden bir pozisyon bu. yanlis baglam olmasinin nedeni, notarasin aslinda epey pragmatik bir insan olmasi ve tek derdi ortodoks muhafazakarlari fazla uzmeden, papalikla mumkun oldugu kadar arayi iyi tutmak. bu dogrultuda da roma’da yapilan lobi calismalarina uzun suredir katiliyormus zaten. fakat bu politikalari imkansizlasinca iki taraf da ondan nefret ediyor ve onu kendi propagandalarinda seytanlastiriyorlar; bu yuzden de bu son ve en meshur bizans megaduxunu tarih, yalnizca bu sozlerle hatirliyor.

    2. murat selaniki ele gecirdikten sonra balkanlardaki akinlari durdurmaya calisirken, belgradda durduruluyor. bundan cesaretlenen macaristan krali, sirplarin ve bizansa biraz seker uzatmak isteyen papanin yardimlarini yanina alarak, karamanlilarla koordineli bicimde saldiriyor. 2. murat once anadoluda karamanlilari yeniyor, sonra da balkanlara ucuyor ama saatlerimiz haziran 1444’u gosterirken karsilasan iki buyuk ordu, yeterli avantaja sahip olmadiklarini dusunerek savasmaktan vazgeciyor. iki tarafin lideri kendi kutsal kitaplarina ellerini koyup barisi 8 sene mi 10 sene mi ne bozmayacaklarina yemin etmisler.

    murat geri dondukten sonra, papanin gonderdigi birliklerin komutani olan kardinal, “kafire edilen yemin yeminden sayilmaz” diyerek macarlari gaza getiriyor ve ordu anlasmayi saniyesinde bozarak tuna nehrini geciyor. kahpe bizans bu noktada delikanliligin kralini yaparak, kardinali serefsizlikle sucluyor ve imparator 8. john bu macar ordusuna yardim etmeyi reddediyor. sirplar da geri cekiliyorlar ve bu sayede 1444’teki varna savasinda, murat dusmani 3’e 1 oraninda bir sayisal ustunlukle ezerek, hem macar kralini hem de kardinali olduruyor. yillardir kafa dinlemek icin bekleyen 2. murat firsat bu firsat diyerek yari emeklilige geciyor ve basa 12 yasindaki oglu mehmet’i getiriyor.

  • ilk başta hollywoodvari bir gençlik dizisi gibi başlamıştı ne güzel. sonra gene araya silahlar girdi, namus girdi, intikam girdi falan. saçma sapan bir şeye dönüştü. yani bugün bir kuzey dediğin nerden baksan 4-5 kadının namusundan sorumlu. eski karısı var, eski sevgilisi var, eski sevdiği var, kardosunun eski nişanlısı var, anası var danası var.. herif bildiğin ulusal namus operatörü. kötü yola düşecek gibi mi oldun? hemen arıyorsun geliyor, mis gibi ev tutuyor, arada bir para gönderiyor, etrafındaki hergeleleri dövüyor.. bütün dizinin namusu bu herifin omuzlarında. kimse de demiyor ki aga sana noluyor? tam tersi herkes kabullenmiş, herkes memnun. adam bildiğin türkiye'nin en çok tavsiye edilen operatörü ya, canıms.