ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ibb'ye osmanlı düşmanı danışman atanması
-
osmanlı devleti yıkıldığı için sorun olmayacaktır...
(bkz: türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır)
renkleri anlaşılamayan elbise fotoğrafı
-
mavi ve siyah görenler beyaz ve sarı görenlerden daha zeki falan diye bişey yok mu amk iyice birbirimize düşelim
mustafa koç'a alkolü azalt hatta bırak dedim
bir erkeğe adres soran güzel kızın asıl amacı
-
güzel kız: pardon mehmet akif mahallesi nerde acaba?
erkek: şimdi şu okulu biraz geçin, sağa dönün, bir beş dakika ile..(kız keser)
güzel kız: ayy çok şeker yaa gerçekten bunun olabileceğine inandın mı?
erkek: neyin?
kız: sana adres sorabileceğime...
erkek: anlamadım?
kız: of ya sana adres sorar mıyım ben gerizekaaalı
erkek: kendinde misin sen?
kız: üff sanane be salak.
sonuç olarak yine erkeğin mallığına çıkan bir amaçtır.
seçimi kaybedersek ayasofya'da müdafaya geçeceğiz
-
kaybetme hissiyatı sonunda ruhlarına işledi demektir. korku dağları bekler talha.
korkunun çaresi teslimiyettir.
atakan'ın annesine yaptığı saygısızlık
-
atakan tam bir cehape zihniyetiyle büyümektedir. bol bol kitap okumakta ve başörtülü annesine saygısızlık yapmaktadır.
suchwiin bulmyeong
-
the coast guard ile paralel sayılabilecek konuya sahip, gözyaşı torbasına bol ok saplayan, göğsü bıçaklayan, şiddeti ve metaforu bol kim ki duk filmi. bu film ile; son 50 yıldır kore'de çok da fazla şeyin değişmediğini, orada hala amerikan askerlerinin bulunduğunu ve amerikalı askerlerin uzun süre vatanlarından uzak kalmalarının üzerlerindeki pskilojik etkilerini anlatmak istemiş.
gene kendisinin ifade ettiğine göre, çok da uzak bi zamanda değil, kore'de halk uzun süre köpek eti yeniyormuş. filmde köpekler üzerine uygulanan şiddet, amerika ve kore arasındaki bitmeyen savaşın metaforu olarak kullanılmış.
24 nisan 2015 almanya'nın soykırımı tanıması
albert camus
-
"iyi düşününce söylenecek bir şeyim olmadığını anlamaktaydım. kendi kendimi seyrediyormuş gibi bir hisse kapıldım."
cümlesiyle yabancılaşmanın en güzel tanımını yapan yazardır.
bezini açtık kanımız dondu
-
dışarıda 50 kişi duruyor demek iki şey hakkında fikir veriyor; biri herkesin aklına gelen, diğeri de o dışarıdakilerin bile bu iğrenç durumdan haberi olduğu. başta o doktorun ifadesine göre gevşek gevşek, bıyık altından gülerek cevap verenle birlikte, buna bulaşan herkese müebbet vereceksin. ondan sonra içeride kendi kendilerine gülerler artık.
2 yaşında çocuk lan bu, birinizde bile mi vicdan yoktu?