ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
f. gülen'in ateist gence verdiği müthiş ayar
-
müthiş bir ayardır, şöyle ki;
f.g. bir gün sohbet ederken ateist genç bir anda sohbetin ortasında ayağa kalkar ve "allah yoktur, bunu şimdi size kanıtlayacağım" der.
genç - eğer tanrı varsa kötüdür, tanrı yaratılmış herşeyi yaratan mıdır? eğer tanrı herşeyi yaratmışsa kötülüğü de yaratmıştır bu da demek oluyor ki tanrı kötüdür.
f.g - bakar mısın genç, soğuk gerçekte var mıdır?
genç - bu nasıl bir soru böyle? elbette vardır, sen hiç soğukta bulundun mu?
f.g. - hayır, aslında soğuk diye birşey yoktur genç. gerçekte soğuğu bize düşündüren şey ısının yokluğudur. peki genç, gerçekte karanlık var mıdır?
genç - elbette vardır.
f.g. - hayır, karanlık da gerçek de var olmayan bir kavramdır. karanlık aslında ışığın yokluğudur. ışık, üzerinde çalışabileceğimiz bir konu, ama karanlık değil. kötülük yoktur, tıpkı soğuk ve karanlığın olmadığı gibi. allah kötülüğü yaratmadı. kötülük sadece bir insanın kalbinde allah sevgisi olmadan gerçekleştirdiği şeylerden ibarettir.
genç o dakika fizikçi olmaya karar vermiş. kuantum fiziği okuyup amerika'ya yerleşmiş, mis gibi para yapıyormuş şu an.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
15 eylül 9.sınıflar:
- lan gel bakıyım sen
+ buyur abi
- kaçlısın lan sen
+ 2000
- uzun mu kısa mı ?
(bkz: incicaps)
beyin yakan yirmi beş at sorusu
-
bora ve gorkem nickli birisinden sabah sabah öpücük istemediğim için uğraşmayacağım soru.
okunuşu faullü yabancı kelimeler
10 ağustos 2014 demirtaş'a verilen tarihi ayar
-
şu tweette görülen ibretlik ayardır. demirtaş'ı melek gibi gösterenlere de kapak olmuştur ayrıca.
debe: artık bi gelenek oldu en begenilenlere girdikten sonra gezi parkında ölen kardeşlerimizi anmak. doğrudur onları da unutmamak lazım ama algı operasyonlarıyla unutturulmaya çalışılan şemdin sakık'ın bir grup pkk'lıyla tezkeresini alıp evine dönen mehmetçikleri kurşuna dizmesi, dağlıca ve aktütün katliamı gibi bu eli kanlı örgütün yaptığı katliamları da unutmayalım. nitekim gidişat unutturulmaya çalışıldığı yönünde.
megafonla adam azarlayan trafik polisi
-
caddebostan - bostanci sahilyolunun lodos sebebiyle sagdaki uc seridinin gole donusmesi sonucu trafik soldan tek serit akmaya calismakta. surucusu cok darlanmis olacak ki bir sahin sag seritten suyu yardira yardira ilerlemekte. bu esnada yurdum trafik polisinin anonsu insanlari kopartir :
"sahin! sahin! soldan git! bogulacaksin.."
körling
-
2 dakikada öğrenilebilecek spor
(bkz: https://www.youtube.com/watch?v=iok9svzqhsk)
ilkokulda siyah önlük giymiş nesil
-
- sayma fasulyeleri gerçek fasulyeydi.
- fişlerle okumayı söktüler.
- sert plastikten beslenme çantaları vardı renk renk. bir dilim ekmek, bir dilim peynir ve 5-6 zeytin fiks menü. en zengin beslenmede sarma olurdu, öğretmene bile ikram edilirdi. bir de beslenme çantalarına kumaş peçete konurdu. selpak mı vardı?
- 1 lira harçlık alırlardı çok şanslılarsa babalarından.
- bakkaldan un kurabiyesi alırlardı tenefüslerde.
- basmalı kalemleri yoktu. kurşun kalem ve sivretgeç kullandılar hep.
- arı maya'lı silgiler çıktığında ilkokulu bitirmişlerdi.
- 23 nisan'larda ront oynamak için bir örnek ront elbiseleri diktirirlerdi. bayram gerçekten bayramdı.
- kedi merdiveni yapmayı iyi bilirlerdi.
- pazartesileri mendil ve tırnak kontrolü yanında bit kontrolü de olurdu.
- ünite dergileri ilkokulu bitirmeye yakın çıktı, renkli renkli ne güzellerdi.
- tebeşirler kare idi, yuvarlak tebeşir bile yoktu.
- müzik dersinde flüt ve melodika çalmayı, çok iyi mandolin çalan öğretmenlerinden öğrenmişlerdi.
- beslenmeye muz koymak ayıptı, muz herkesce ulaşılabilir bir meyve değildi çünkü.
- karnelerini hala saklarlar.
- şimdi korkarım ki "orta yaşta" diye anılıyorlar.
dacia'ya çarpan volvo
-
volvo’nun hasar alsa da almasa da övüldüğünü göstermiştir.
hasar alsa: güvenli araç, enerji sönümlüyor.
hasar almazsa: heheyt taş gibi araç. sapasağlam.
bir öğretmenden duyulabilecek en ağır söz
-
hoca tahtaya soru yazıyor. yazarken öğrencinin biri hangi takımı tuttuğunu sordu hocaya. hoca da bir eli cebinde olarak bize döndü "türkiye'de tutulacak tek bir takım var evladım" dedi. ben de tutamadım amk kendimi. "hocam şu anda da herhalde onu tutuyorsunuz" dedim. demez olaydım.
"evet oğlum zil çalınca sana da tutturacam" demişti. herkes gülmüştü la bana. kalmıştım o dönem fizikten.
bir kadının hazırlanıp evden çıkma süresi
-
beş dakikadır. bu beş dakika bir erkeğin "beş dakkaya eve geliyorum"daki süresine tekabül etmektedir.
abdulhamit han ekmeğinizin parasını ödedi
-
2 taneyi ödediyse zaten ver de gideyim onu.
10 tanenin parasını da reyiz mi istiyor yoksa?
35 yaşından sonra koşucu olmak
-
45 yaşına kadar yaşayan ölüydüm.
evde spor yapmaya başladım, sigarayı bıraktım, 30 kilo verdim, trekkingle başlayıp, 1-2 yılda dağcılığa geçtim.
o gazla koşmaya karar verdim.
ilk defa 49 yaşımda koşmayı denedim.
çok sevdim, devam ettim.
1.5 yıl içinde 6 yarış koştum.
15 km bursa kent ve avrasya'yı 1. 15 de
darıca ve çayırova yarı maratonlarını 1. 52 civarında koştum.
sonuç: insanın uyum kabiliyeti sandığınızdan çok daha yüksektir.