ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 ağustos 2016 misvak dergisi karikatürü
-
hırsızlığın sadece maddi şeyler çalmak olmadığını bir kere daha anımsatan..
çok orijinalmiş misvak kardeş..
şehirlerarası otobüs yolculuğu klişeleri
-
genelde şehir dışında bulunan dinlenme tesisindeki çalışanların nerede oturduğunu düşünmek.
her gün buraya nasıl geliyorlar diye hayret etmek.
alman hayranlığı
-
hiç anlam veremezdim bu olaya. iş gezisi sonucu yolum düştü bir haftalık eğitim için. bir kısmı işe bisikletle geldi, söz verdikleri saatte başlayıp insanca çalışma saatleri ile tam 17:30'da bir dakika bile geçirmeden eğitimi noktalıyorlardı. yani öyle ayarlı ki adamın son lafı tam 17:30'da bitiyor tüm soruları da cevaplamış olarak.
öğle arası yemeklerinde alkol serbestliği vardı. hani biz kendimize misafirperveriz deriz ama adamlar iş sonrası için en ince detayına kadar aktiviteleri bile sunuyordu.
özetle disiplin, insanca çalışma koşulları, özel hayat, insana verdiği değeri filan görünce ne yalan söyleyeyim bende de oluştu artık.
adil ışık
el cerrahı yok denince nasıl yok diyen hasta
-
el cerrahisinin hassas bir ihtisas olduğunu vakti zamanında bir arkadaşımın iş kazası geçirmesi sonucu anlamıştım. tabi şimdi gelde bunu videodaki arkadaşa anlat.
hepimiz kabul edelim adamın cüretkarlığı cehaletinden çok "elitlerin iktidarını yıkıyoruz" ayağına fetöcülerin doluştuğu harbiyeyi, "monşer bunlar" diyerek mülkiyeyi, şimdide "giderlerse gitsinler" diyen tıbbiyeyi ayağa düşüren zihniyetten geliyor. 20 yıldır iktidarda olan sadece bir siyasi parti değil bu zihniyet. işte anketlerde şaşırdığınız aç açık olmasına rağmen oy veren %30'un 29'uda bunlar, geri kalan %1'ide iktardan rantlananlar.
domuz eti
-
hahahaha ulan bunu yiyerek siyasal islamdan intikam aldigini dusunen ergen var.
yagli bir ettir.
bir otelin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
-
otelin lobisinde duran dayının (lobi dediysem de dezgah) odanıza gelip (oda dediysem de dört duvar) "çay demlediydim gel içek" diye sizi çağırması.
çok fenaydı çok. sene 1995.
(yaşandı, bitmedi)
hastası olunan sözler
-
"beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz.." william shakespeare
diyanet'in 4 ayda 3.8 milyar lira harcaması
-
camiler bile açık değilken yapılan harcamadır.
şenol coşkun
-
aynı dönemde aynı ilkokulda beraber okuduğumuz mazlum, sevimli bazen de kabul edilebilir dengesizlikleri olan bir arkadaşımızdı.
bilemediğim bir rahatsızlığı vardı bu nedenle hem anatomik hemde zeka olarak bir çocuk gibiydi. 15-16 yaşlarında rol aldığı zıpçıktı filminde herkes onu 7-8 yaşında bir çocuk olduğunu düşündü ama o malesef rahatsızlığı sebebiyle yarı yaşıtları gibiydi.
yaşamını yitidiğini yeni öğrendim, hemen çocukluğumuzda yan arsada beraber top oynadığımız zamanlar geldi aklıma.
allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
çok çekmişti çocukluğunda, ebediyette mutlu olur inşallah.
aslı enver
-
ingilizce konuştuğu sahnelerde dizi, kavak yelleri olmaktan çıkıp bir hollyoaks'a dönüşüyor adeta. bence yapımcılar bu ablamıza bi güzellik yapsın ve o ingiliz elemanı diziden çıkartmasın. o konuşsun, biz dinleyelim.
özcan deniz ingilizcesinden sonra insana gurur veriyor lan?! bir türk böyle güzel konuşsun bir başka dili. heyret!
not: biliyoz heralde orada doğup büyümüş hatun. ona bakarsan mahmut tuncer de istanbul'da büyümüş sayılır? o türkçeyle hem de.